Atatürk ve Erdoğan'ı düşman hedef olarak işaretleyen NATO'ya
kimin ne tepki verdiğini, utanç ve sevinç karışımı bir duyguyla
takip ettim.
Hakkını teslim edelim.
Her fırsatta Türkiye'yi Avrupa'ya şikayet eden CHP lideri Kemal
Kılıçdaroğlu'nun gösterdiği kınayıcı tepki, takdire
şayandı.
Umarım bundan sonraki süreçte, ülke meselesini, parti meselesinin
üstünde tutmaya devam eder.
MHP lideri Devlet Bahçeli, bir kez daha devlet adamlığı dersi
vererek, NATO'ya en sert tepkiyi gösteren isim oldu.
Aynı tepkiyi, "Mustafa Kemal'in
Askerleriyiz" diye her fırsatta slogan
atan 'Atatürkçüler'in vermesini
de bekledik ama onlar teneşir uykusundaymış gibi sessiz kalmayı
tercih etti.
Çünkü düşman listesine konulan Atatürk'ün yanında, baş düşmanları
olan Erdoğan vardı. Sırf onu savunmamak için, Atatürk'e yapılan
hakareti görmezden geldiler.
Bu gizli tutulan hoşnutluğu veyahut hoşnutsuzluğu çok da eleştirmek
istemiyorum. netice itibari ile, ne yaparsak yapalım, bu adamlar
ülkeyi ve milleti ilgilendiren küresel oyunlara miyop gözlerle
bakmayı tercih ediyor.
Bunların durumunu düşünmeyi sonraya bırakmak en iyisi!..
Çünkü onlardan evvel dikkat etmemiz gereken başka bir kesim
var. Alçaklığı sanat haline getiren, yazı ve yorumlarıyla Fetö
başta olmak üzere katalogdaki tüm terör örgütlerine ümit vadeden bu
kesimi konuşmamız gerekiyor.
Bir örnek vereyim!
Daha önce 15 Temmuz darbe girişimine
de "tiyatro" imasında
bulunan adı batasıca bir yazar bozuntusu, sözümona NATO
senaryosunun kime yaradığını analiz etmiş.
Son dönemlerde, gözlerini annesinin kuyruk tüylerinden ayırmayan
ördek yavrusu gibi Meral Akşaner'i takip eden bu yazar bozuntusunun
yazdıklarına analiz dediğime bakmayın!
Yazıyı görseniz, tuvalet kağıdı olarak kullanmaya bile mideniz
elvermez inanın!
Okurlarından biri, "NATO tatbikatındaki son
skandal da One minute veya 27 nisan e-muhtırası senaryosu gibi bir
senaryo olmasın?" diyerek hastalıklı zihniyetini ortaya
koymuş.
Bir diğer okuru, "Her halükarda Erdoğan kahraman olacak. Reza
Sarraf soruşturmasını daha şimdiden lehine çevirdi. 2019 seçimini
kazanırsa yine ve yeniden NATO'ya, Amerika'ya, İsrail'e ve AB'ye
180 derece dönüş yapacak. FETÖ'cüler bir bir hapisten çıkmaya
başlayacak. Ergenekon ve Balyoz davalarının dosyaları
da kapatılacak"diyerek gerçek bir embesil
olduğunu kanıtlamış.
Bizim yazar bozuntusu da bu yorumlardan işkillenerek işin bir
tiyatro olabileceği kanaatine varmış.
Vardığı o gülünç kanaati bakın nasıl anlatıyor:
"NATO, Türkiye ve Atatürk'ü düşman olarak görüyor ve Tayyip
Erdoğan'ı yıkmak istiyorsa, neden onu, Türkiye'nin kurucusu ile
aynı safta gösterecek bir akılsızlık yapsın? Böyle bir operasyonun,
muhalefetin bile Tayyip Erdoğan'a sahip çıkması sonucunu
getireceğini, NATO'nun psikolojik savaş uzmanları bilmez mi? Bu
sebeplerle, o Türk asıllı astsubayın kimliğini ve ilişkilerini
araştırmak gerekir."
Yani kendi aklınca, Erdoğan'ı düşman olarak kodlayan NATO'daki Türk
astsubayın, hükümetin emriyle, hükümetin işine yarayacak bir
tiyatro çevirdiğini ima ediyor.
Onu okuyan şalgam beyinliler de buna inanıyor ve sosyal
medyada, "Erdoğan'ın 15 Temmuz'dan
sonraki yeni tiyatrosu" diyerek vebalı
yorumlar paylaşıyor.
NATO'nun özür üzerine özür dilemesi bile bu tiplerin idrak
kabiliyetlerini harekete geçirmesine
yetmiyor.
Öyle bir idraksizlik ve öyle bir hastalık ki...
Hani Erdoğan, "Gökten rahmet gibi yağmur
yağıyor" diyecek olsa, bunlar anında
ortaya çıkıp, "Hayır efendim! Mesanesine
sahip çıkamayan yaşlı bir adam tepemize işeyip duruyor. Yağmur
falan yok" diye aksini iddia
edecekler!
Bir yol ayrımıyla ilgili her gün sınandığımız, Türkiye'nin yanışını
izlemeye zorlandığımız şu kahır günlerinde en ağırıma
giden şey ne biliyor musunuz?
Bu NATO mermer, NATO kafalarla uğraşmak!
SOSYAL MEDYADA TAKİP İÇİN:
facebook.com/slymnoz