Bir diktatör doğuyor?

Binali Yıldırım'ın "Çok basit, çünkü çaldılar" sözü CHP adayının kimyasını bozmuşa benziyor.

Binali Yıldırım'ın "Çok basit, çünkü çaldılar" sözü CHP adayının kimyasını bozmuşa benziyor. 31 Mart seçimleri öncesi, "Sana kafa atasım var" diyen seçmene dahi, "Benim de sana sarılasım" var diye yaklaşan sevgi dolu adam, hayrete düşüren agresif bir tavır sergiliyor.

Bunun son örneğini önceki gün yaşadık.

Esnaf ziyareti sırasında bir vatandaş, Habertürk'te yaptığı konuşmayı kendisine hatırlatıp, "Nasıl olur da PKK, Fetö gelsin de ülkeyi birlikte yönetelim dersiniz?" diye posta koydu.

Esnafın, video kaydının tamamını izlemediği, medyaya bir kısmı kırpılarak servis edilen görüntüler üzerinden yorum yaptığı belli. Ekrem İmamoğlu'na düşen, meramını o gence anlatıp gönlünü kazanmak öyle değil mi?

Ama öyle yapmıyor CHP adayı...

"O kaydı bir dinle" diyor ve cep telefonunu istiyor. Bu sırada esnafın elini rehin almış gibi sıkı sıkı tutuyor. Esnaf, müşterileri göstererek onlarla ilgilenmesi gerektiğini söylüyor.


"Yok, iftira atıp kaçmak yok öyle" diyerek uzaklaşmak isteyen esnafı hafiften sarsıyor. Esnafın, "Elimi bırakın" demesi üzerine "Bir dinle ve ukalalık yapma bana" diye hakaret etmeye başlıyor.

"Bak hayatım izle" diye baskı kuruyor. 

Esnaf, herkes izlesin diye telefonu kameralara çevirdiğinde eline vurup, "Sen dinle, sen dinle" demeye başlıyor. Bu tavır üzerine sinirlenip esnafın yanağına iki üç kez şaplak atarak "Tamam haydi bakalım" diyor ve arkasını dönüp gidiyor.

Sonra...

Sonra hırsını alamamış olacak ki geri dönüp, "Sen hangi okulda okudun. Bak okumadan bilgi sahibi olamazsın" diye aşağılamalara başlıyor. 

Esnaf, "Bana dokunup durmayın" diye kendisini uyarınca, "Yazık sana, yazık sana, senin beynin uyuşmuş" diye hakaretlere devam ediyor. 

Videoda yaşanan diyaloglar bundan ibaret. Yaşanan bu diyaloğu ve el kol hareketlerini anlatma nedenim şu. 

O esnaf tepeden tırnağa haksız olsa dahi ki haksız! Her şeye rağmen kapısına gelen misafire böyle davranmamalı ve o videoyu izleyip kararını ondan sonra vermeliydi.

Peki bu durum Ekrem İmamoğlu'nun ağzından çıkan hakaretleri, aşağılamaları ve tabi ki saygısızca el hareketlerini haklı kılıyor mu?

Ve "Ben herkesin belediye başkanı olacağım. Herkesi inatla ve ısrarla kucaklayacağım" diyen bir insana yakışmıyor mu?

Kusura bakmayın ama Ekrem İmamoğlu'nun küçücük bir eleştiri karşısında bu kadar agresif bir tavır takınması birilerine normal gelebilir ama bana normal gelmiyor.

Daha belediye başkanı seçilmeden bu ruh halini sergileyen birinin, yarın belediye başkanı olduktan sonra kendisini eleştirenlere nasıl bir yaklaşım göstereceğini ben gerçekten merak ediyorum.

Ekrem İmamoğlu'nun esnafa yönelik sarf ettiği hakaretleri, aşağılamaları ve saygısızca el kol temaslarını izleyince aklıma Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirenler geldi.

Neredesiniz efendiler, sesiniz pek çıkmıyor?

Erdoğan'ın bundan tam 17 yıl önce bir çiftçiye, söylediği "Ananı da al, git"sözünü bugün bile pörsümüş sakız gibi çiğnemeyi biliyorsunuz ama 5 dakikaya 5 hakaret ve 5 aşağılama sığdıran adamınız hakkında tek kelamınız yok!

Hayırdır?

Bu sözleri Erdoğan söylemiş olsaydı şu an ortalığa düşmüş, "Tam diktatör ya, vatandaşına verdiği cevaba bak ya" diye eleştiriyor olurdunuz? Ama bakın, sizinki daha bir şey olmadan "Diktatörlük" yapmaya başlamış!

Hı?

Ama tabi ya!

O esnaf, yapılan hakaretleri dibine kadar hak etti. Çünkü sizin adayınızı eleştirip, Erdoğan'ın yanında yer aldığını belli etti.

Değil mi?

Erdoğan'a ve ona oy veren herkese hakaret etmek serbest nasılsa öyle değil mi?

Sahi bir şey soracağım size...

Basit bir soruda bu kadar sinirlenen, hakaretlere, aşağılamalara ve yanak şaplatmalara başlayan adamın yarın kendisine yönelik eleştiriler sertleştiğinde nasıl bir şeye dönüşeceğini hiç düşündünüz mü?

Öyle ya!

Daha kimse sizin yaptığınız gibi koro halinde merhum annesine küfretmedi? Daha kimse yine koro halinde, "Köprünün adını Emine koy, hepimiz üstünden geçelim" diyerek arına, namusuna, hayasına küfretmedi.

Kimse kızının namusuna dil uzatmadı, çocuklarına kâğıda kaleme gelmez küfürler savurmadı. 

Daha kimse görev süresi içinde kendisine yüzlerce kez suikast girişiminde bulunmadı. Kimse ameliyat masasındayken kendisini ortadan kaldırmaya çalışmadı.

Daha bir Gezi olayı yaşamadı. 

Kimse Gezi'deki ağaçlara urgan asıp, "Burada asacağız" diye çığlık atmadı. Daha 17/25 Aralık süreci yaşamadı, kimse çocuğunu gece yarısı alıp hapse atmaya ve kendisine kelepçe takmaya çalışmadı. 

Daha bir 15 Temmuz yaşamadı, kimse canını almak için bulunduğu evi basmadı. Ve daha kimse sizin yaptığınız gibi bulunduğu her mecrada, "Hırsız Tayyip" diye bağırmadı.

Daha Fetö'sü, PKK'sı, DHKP-C'si, Avrupası ve buna benzer bütün şer odakları tek saldırı haline dönüşüp kendisini ortadan kaldırmak için harekete geçmedi.

Tekrar soruyorum. 

Basit bir eleştiride bu hale gelen sevgi dolu adam, saydığım bu dehşet verici olayları yaşarsa acaba nasıl bir şeye dönüşür hiç merak ettiniz mi?

Ne dersiniz gençler?

"Yeni bir diktatör doğuyor" diyelim mi?

Yorumlar 4 yorum