Teröristlerden biri, eline aldığı silahla etrafı yaylım ateşine
tutuyor.
Bombanın etkisiyle yaralanıp yüzüstü düşen kadın polis
memuru Nefize Özsoy'u görünce başucuna geliyor ve şarjörü sırtına
boşaltıyor. Hem Nefize, hem de karnındaki henüz ete kemiğe
yeni yeni bürünen bebeği oracıkta şehit
düşüyor.
Geride acılı bir eş ve 4 yaşında bir kız çocuğu bırakarak hakka
yürüyor!
Aynı günün akşamı...
Televizyonlar, yapılan bu alçakça saldırıyı izleyicilerine
duyuruyor.
PKK'nın propagandasını yapan IMC isimli televizyon kanalı ise
haberi izleyicilerine şu sözlerle duyuruyor:
"Midyat’ta gerillalar iki tane T.C. polisini
vurdu!"
Şehit Nefize Özsoy'dan bir kaç gün önce PKK'lıların saldırısında
yaralanan polis eşi Cumhur Özsoy, acı haberi aldığında dünya
başında çalkalanıyor.
Doktorların, "Yolculuk
yapamaz" raporuna aldırış etmeden uçağa
atlıyor ve cenazenin töreni için eşinin naaşının getirildiği
baba ocağı Edirne'ye geliyor.
Cenaze namazına katılanlardan biri de Kemal
Kılıçdaroğlu'dur.
Cumhur Özsoy, yanına sokulup saf tutan CHP liderini gördüğünde,
yanındaki emniyet müdürüne dönüp, "Ben bu
adamla yan yana saf tutmak
istemiyorum" diye isyan
ediyor.
İsyanının çok önemli bir nedeni vardır çünkü...
Yanında saf tutan CHP lideri, Nefize şehit düşmeden bir kaç gün
önce "Midyat’ta gerillalar iki tane T.C.
polisini vurdu!" diye yayın yapan İMC
televizyonunun yayınına katılmış ve PKK'nın saldırılarının
sebebini, demokrasinin olmamasına bağlamıştır.
Bütün rica ve itirazlara rağmen Cumhur
Özsoy, "Ben bu adamla yan yana
durmayacağım" diyor ve yerini
değiştiriyor. Bu inanılmaz tepki, aynı günün akşamında tüm haber
kanallarında neredeyse birinci haber olarak veriliyor.
Aradan bir kaç hafta geçiyor...
Mezardaki eşini ve minik bebeğini ziyarete giden Cumhur Özsoy,
kendisini dehşete düşüren manzarayla
karşılaşıyor.
Eşinin, nüfus cüzdanında ve şehadet
beratında "Özsoy" olarak
geçen soyismi değiştirilmiş, evliliği boyunca
kullanmadığı kızlık soyadı mezar taşına kazınmıştır.
Cumhur Özsoy bu işi kimin yaptığını soruşturunca, işin altından
Edirne'nin CHP'li belediyesi çıkıyor.
İtirazda bulunuyor.
Belediye yapılan itiraza, "Biz, şehidin
ismini Nefize Çetin Özsoy olarak değiştirilmesini uygun
gördük" cevabı vererek polis memuru Cumhur Özsoy'u
kapı dışarı ediyor.
Valilik, "Hukuksuzluk
yapıyorsunuz" diyerek kendisine müracaat
eden acılı eşi, "Evet,
yaptık" cevabıyla geri
gönderiyor.
Belediye bununla da yetinmeyip bir hukuksuzluğa daha imza atıyor.
Nefize Özsoy ismi taşıyan sokağın ve kültür merkezinin adını da
Nefize Çetin Özsoy olarak değiştiriyor.
Eşinden sonraki tek varisin, yani Cumhur Özsoy'un tüm
itirazlarına ve isyanına rağmen yapılıyor bu hukuksuzluk...
Buraya kadar meseleyi tam kavrayamadıysanız, daha basit şekilde
anlatayım.
Kimliğinde ve şehadet beratında adı
soyadı, "Nefize
Özsoy" olarak geçen polisin adı, mezar
taşında ve sokak levhalarında "Nefize Çetin
Özsoy" olarak değiştiriliyor.
Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi kayıtlarına göre PKK'nın şehit
ettiği "Nefize Çetin
Özsoy" diye biri yok!
Bu durum onu şehitler listesinin dışında tutuyor!
Niye?..
Nefize Özsoy'un kocası Cumhur Özsoy, Kemal Kılıçdaroğlu
için, "Ben PKK televizyonuna çıkan bu
adamla yan yana saf tutmam" dedi
diye...
Ve canına yandığımın ülkesi...
Kendisine bir tepki gösterildi diye elindeki belediye gücünü
kullanarak şehidi yok sayan Kemal Kılıçdaroğlu, hak hukuk ve
adalet istiyor.
Bir adam, elinde hepi topu üç beş belediye varken böylesi
muhteşem bir adalet dağıtıyorsa, varın iktidara geldiğinde nasıl
bir adalet dağıtacağına siz karar verin.
Dipnot: Yapılan bu hukuksuzluk,
şehidin eşi Cumhur Özsoy tarafından Cumhurbaşkanı Başdanışmanı
Sayın Yalçın Topçu
beyefendiye iletildi.
Benim bildiğim, benim tanıdığım, benim vicdanına kefil olduğum
Yalçın Topçu beyefendi bu işin peşini bırakmayacaktır.
SOSYAL MEDYADA TAKİP İÇİN:
twitter.com/slymnoz
facebook.com/slymnoz
instagram.com/suleymanozi