Yılmaz Özdil

Komşularımızdan rahmeti olmuş Emine abla çocukları bir kabahat yaptığında onları, "beni konu komşuya rezil ettiniz" diyerek döverdi...
Yani...
Merhumeyi üzen, öfkelendiren çocukların kusurları değil, o kusurları yüzünden konu komşuya rezil olmasıydı...
Kendimi bazen rahmetliye benzetirim...
Yalan yok...
Bendeniz hayatım boyunca sadece bir kez CHP'ye oy verdim; 1973 genel seçimlerinde...
(Merhum) Ecevit'in kahramanlaştırıldığı, dağa taşa "Karaoğlan geliyor" yazıldığı darbe döneminden çıkış seçimlerinde...
Daha sonra tövbe billâh tek bir kere bile oy vermedim CHP'ye...
AP, ANAP, DYP ve en son Ak Parti ile devam ediyor siyasal tercihim...
Karım ise hayatında sadece bir kere ve o da 1995 seçimlerinde DYP’ye oy verdi diğer bütün seçimlerde CHP ya da türevlerinden biri için kullandı oyunu…

Ama var ya...
Son zamanlarda Hükümet bilhassa dışişleri ve uluslararası ilişkilerde öyle yanlışlar yapıyor ki; hani şu köşede "yahu bizi (Size oy verenleri) ele güne rezil ettiniz!.. Yuh olsun size!" diye haykırmak geliyor içimden...
Cumhuriyet tarihinin bilhassa ekonomide (Sağlık, enerji, ulaştırma da tabii ki) “en başarılı Hükümeti”ne son üç yıldır bir haller oldu...
Daha doğrusu “Balkonların o muhteşem nutukçusu Erdoğan” gitti…

Yerine…

Ayaküstü, önüne gelen herkesi azarlayan "öfkeli" bir Erdoğan geldi...
İşin kötüsü artık kadrosuna da hâkim değil üstelik...
Hele Dışişleri Bakanlığı tam  bir felâket...
Yılmaz Özdil'in bugünkü Hürriyet'te "Mısır” başlığı altında yayımlanan yazısını okuyunca sanki Dışişleri Bakanı benmişim gibi mahcup oldum...
Diyorum ya her zaman...
Madem burada hakkaniyetli, adaletli ve samimi olacağım...
O halde...
Oy vermiş olsam da…

Kendimi o bahçenin sakinlerinden biri olarak görsem de…

Bu kadar doğru ve ahlâklı eleştiriyi hak eden Hükümet’e sitem ederken, Hükümet’i (İlle de Dışişleri Bakanlığını) bu kadar güzel ve haklı eleştiren Yılmaz Özdil için "kazandı" diyeceğim...
Ey Ak Parti yönetimi ve sayın Başbakan!..

Biz, sizin adaylarınıza oy verenler…

Ne çektik sizden be!..