RÖPORTAJ

Yılmaz Odabaşı ülkeyi neden terkettiğini anlattı!

Yılmaz Odabaşı, Türkiye'yi niye terk ettiğini anlattı: Türkiye'de oğlum ve güvercinlerim kaldı. Onları bırakmam...

Yılmaz Odabaşı ülkeyi neden terkettiğini anlattı!
Şair Yılmaz Odabaşı 1 Kasım seçim sonuçları açıklandıktan sonra Twitter hesabına "Edirne'ye kadar gidemezsin diyenler, şu an İsviçre'deyim ve politik rest olarak bugünden itibaren Türkiye'yi terk etmiş bulunuyorum!" yazdı. Ortalık birbirine girdi. "Helal olsun", "Ben de gitmek istiyorum" diyenler bir yanda, "Şov yapıyor", "Giderse gitsin, biz buradayız" diyenler öbür yanda... Odabaşı gitme kararını nasıl aldığını ve aldığı tepkileri Hürriyet Pazar'dan Güliz Arslan'a anlattı.

4 Ekim'de Twitter'a "Önümüzdeki seçimlerde AKP tek başına iktidar olursa, politik bir itiraz olarak ülkeyi terk edeceğim! Verilmiş sözümdür..." yazarken bu ihtimalin gerçekleşme olasılığı için ne düşünüyorsunuz? AK Parti'nin bu oranda oy alması beklenmiyordu. Sizin de içinizden "Nasılsa böyle bir şey olmayacak" diye mi geçiyordu?

- Hayır. Aslında 7 Haziran sonuçlarına yakın oranda oy alacaklarını umuyordum. Fakat o yorumunu ülkemde yaşananlara dair oldukça mutsuz, kaygılı ve tedirgin bir ruh haliyle yazdım. Art arda patlayan bombalar ve çığlık çığlığa ölen insanlara bakarak hayli öfkeli ve kırgındım.

AK Parti'nin tek başına iktidar olduğu kesinleştikten sonra ne hissettiniz?

- 7 Haziran'dan 1 Kasım'a yaşanan onca şiddetin, hukuksuzluğun aleni biçimde onaylandığını düşündüm ve ülkemi, demokrasiyi hayli mağlup hissettim.

Verdiği sözleri tutmayan politikacılara, bürokratlara, müziği bırakacağını söyleyip vazgeçen müzisyenlere, 'Artık yazmayacağım' dediği halde yazmaya devam eden yazarlara alışkınız biz. Siz de sözünüzü tutmasaydınız çok garipsemezdik. Sözünüzden caymayı, her şeye rağmen burada kalmayı düşünmediniz mi hiç?

- Nedense toplum; sanatçıların, yazarları her fırsatta aforoz ederken seçtikleri politikacıların sözlerine sadakatsiz siyasal pratiklerine eleştirel bakmıyor. 12 Eylül'ü yargılayacağız diyenler, daha çok demokrasi ve insan hakları diyenler baskıcı bir totaliter rejim inşa ettiler. Pek çok konuda toplumun gözlerine baka baka yalan söylediler. Gönül isterdi ki kişiler gibi siyasal iktidarlar da söz tutmayı bir erdem sayabilsinler. Türkiye, benim ülkemdir. Ben ülkemi, insanımı asla terk etmedim, etmem de. Ben, bu siyasal iktidarı terk ettim.

NE ONLAR DAĞ NE DE BEN TAVŞANIM

12 Eylül döneminde düşünce suçundan hüküm giydiniz. Diyarbakır Cezaevi'nde kaldınız. İşkence gördünüz. Hatta bir seferinde yine cezaevi yolu gözüktüğünde, çeşitli Avrupa ülkelerinden davet aldığınız halde neden gitmediğinizi sormuşlar; "Yurt dışında sığıntı gibi yaşamaktansa ülkemin hapishanelerinden volta atmayı yeğlerim" demişsiniz. Neden şimdi farklı düşünüyorsunuz?

Geçmişte yazdıklarım ve söylediklerim için hayli mahkumiyet aldım ve pek çok cezaevinde yattım. 1999'da DSP-MHP koalisyonu dönemi düşünce suçundan Bursa E Tipi Cezaevi'nin tek kişilik hücrelerinde yatıyordum. Demirel ve Ecevit dönemleri de yazdıklarımız için hapishanelerde unutulmuştuk. Şimdi DYP de DSP de siyasal tarihin çöplüğünde. Sonuçta herkes gibi mezara gidecek liderler ve siyasal tarihin çöplüğüne gömülecek partiler için gazetecilerin, yazarların hapis yatması anlamsız diye düşünmeye başladım. Değmiyorlar!

"'Politik bir rest' olarak Türkiye'yi terk ettim" demişsiniz Twitter'a yazdığınız veda mesajında. Bu tarz 'politik rest'leri için "Tavşan dağa küsmüş dağın haberi yok" diyenlere yorumunuz ne olur?

- Türkiye'de 80'lerden bugüne zor süreçlerde restlerini sakınmamış ve yazdıklarının, söylediklerinin hep arkasında durmuş bir insanın, bir milyona yakın kitabı alınmış, okunmuş bir insanın restini kimse görmezlikten gelmedi ama. Sosyal medyada TT (trending topic) olup 10 binden fazla yorum yazılması neden o halde? Ben, bu restimi bir şova dönüştürmemeye gerçekten çok özen gösterdim. Bir basın açıklaması bile yapmadım. Sadece Twitter'da yazdığım birkaç yorumun değil Türkiye, dünya basınında bile haber olması, günlerce tartışılması neden o halde? Demek ki ne onlar dağ ne de ben tavşanım...

ÇOK OKUNANLAR