MEDYA KÖŞESİ

Yeni Şafak yazarı: Muhalefet Batı medyasıyla aynı dili kullanıyor!

Yeni Şafak yazarı Hasan Öztürk; ''Kemal Kılıçdaroğlu’nun dili, gidip Amerika’da ve Almanya’da habere kaynak olmuş farkında mısınız?'' diye sorduğu yazıda seçim krizinde yaşananlara dikkat çekti.

Yeni Şafak yazarı: Muhalefet Batı medyasıyla aynı dili kullanıyor!

Yeni Şafak yazarı Hasan Öztürk, 31 Mart seçimleri sonrasında yaşananları köşesine taşıdığı yazıda, "Mahallenin delikanlısını bir başka mahallenin iti köpeğine yem eder miydik? Ya da kendi içimizde olup biteni gidip dışarıya şikayet eder miydik? Bu da nerden çıktı demeyin az biraz sabredin" dedikten sonra Ekrem İmamoğlu ve CHP'lilerin söylediklerinin yurtdışından yapılan açıklamalarla aynı dile sahip olduğuna dikkat çekti.

Hasan Öztürk, ''Binali Yıldırım ve Ak Parti sözcülerinin demokrasi, şeffaflık ve hukuki süreç vurgulu açıklamalarıysa yine dışarıdan gelen açıklamalarla perdeleniyor. Oysa mahallemizdeki kavga ve tartışmada bile dışarıdan karışılmasını istemeyen biz değil miydik?''diye sordu.

CHP'li Faik Öztrak'ın 'sivil darbeden' bahsettiği açıklamaların benzerinin Alman Der Spiegel'den geldiğini hatırlatan Hasan Öztürk; “Erdoğan karar vermek zorunda: İstanbul ve Ankara’yı kaybetmeyi kabullenecek mi? Ya da seçimi iptal ederek isyan riskine mi girecek?” sözlerinin düpedüz Türkiye demokrasisine sabotaj olduğunu söyledi.

HASAN ÖZTÜRK'ÜN YAZISINDAN İLGİLİ BÖLÜMLER ŞÖYLE:

Yine, Amerikan Blomberg tv şunu haberleştirdi: “Pazar günkü seçim sıradan bir seçim değildi, şaibeli bir referandum ile otoriterleşen bir liderin durduruluşuydu. Zaten adil olmayan seçim süreci gerçekleşti.”

CHP sözcüleriyle dil birliği dikkatinizi çekmiştir. Kılıçdaroğlu’nun dili, gidip Amerika’da ve Almanya’da habere kaynak olmuş farkında mısınız?

Bu veriler bile bize İstanbul’daki seçim ve sonrasındaki olup biten için bir şey söylüyor.

Çok uluslu, çok aktörlü bir organizasyon bu seçimde “Erdoğan’a çizik atmak” için bir araya gelmiş.

YSK’nın sonunda bir karar vereceğini biliyoruz. Hangi karar çıkarsa çıksın, 31 Mart yerel seçimlerinin özellikle İstanbul ayağını uzun süre tartışacağız.

Zira önümüzdeki dönemi bu seçimde olup biteni anlayabilenler tayin edecek.

İmamoğlu fiili durum oluşturuyor, candaşları milleti sokak ile tehdit ediyor
Ekrem İmamoğlu’nun proje olmasından söz etmeyeceğim. İmamoğlu’nun seçim stratejisindeki “uyumlu” görüntüsünden de …
Benim dikkatimi çeken 1 Nisan’dan bu yana İmamoğlu’nun mazbatasız başkanlığını ilan etmesi ve fiili durum oluşturarak itiraz süresinin sonuna hazırlık yapması!
Biraz açayım.
İmamoğlu’nun Anıtkabir’i “CHP adına ziyaret edeceğim” deyip, çocuklarıyla birlikte CHP çelengini mozoleye koyduktan sonra Anıtkabir Özel Defteri’ni “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı” olarak imzalaması “hile” midir değil midir?
Yine, candaş medyanın “gizlice gitti” dediği Eyüp Sultan’dan “dua” fotoğrafını servis etmesi ve haberin tamında “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı” sıfatının kullanılması hem bir riya hem bir “hile” midir değil midir?
Anıtkabir’i ziyaretinde “hülle” yapıyor. Dahası, eşini ve çocuklarını da bu “hülle” ve hilede kullanıyor.
Eyüp Sultan ziyareti ise “Gizlice gitti” ifadesi kullanılarak servis ediliyor.
Bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum.
İmamoğlu’nu destekleyen CHP, İyi Parti (İP) ve HDP seçimin galibi olarak onu görüyor. Peki neden şu ana kadar sevinç gösterileri yapılmıyor?
Hatta nasıl oluyor da İmamoğlu CHP’nin en çok oy aldığı Kadıköy, Bakırköy, Beşiktaş gibi ilçelere gitmiyor da Güngören ve Fatih gibi semtlere gidip fotoğraf veriyor!
Bana göre bütün bu fotoğrafları dışarı dönük veriyor.
Alman Der Spiegel’in, “(…) seçimi iptal ederek isyan riskine mi girecek?” demesi bundan.
Yanılıyor muyum?

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar 1 yorum