MEDYA KÖŞESİ

Türküye değil, söyleyene bakılan dönemdeyiz artık

Habertürk Yazarı Sevilay Yılman, artık bir türküyü en güzel söyleyenin değil de iktidara, muhalefete yakınlığına ya da uzaklığına göre türkülerin dinlendiği bir dönemden geçtiğimizi yazdı. 

Türküye değil, söyleyene bakılan dönemdeyiz artık

Habertürk yazarı Sevilay Yılman  beğenilen bir türküyü bile kimin söylediğine bakıp öyle dinleyen bir  ruh halinin oluştuğunu yazdı. Köşesinde başından geçen bir olayı paylaşan Yıldırım, "Çok üzülüyorum geleceğimiz adına." dedi.

SEVİLAY YILMAN'IN YAZISI

SİZ hafta sonları televizyonda neyi izlersiniz, kime bakarsınız bilemem ama benim evimde tek bir kanal ve tek bir program açıktır. O da Habertürk’tür ve Oylum Talu ile Hafta Sonu programıdır.

Eğer evdeysem ve eğer erken uyanabilmişsem kahvaltı ederken Oylum Talu’yu izlemek en büyük keyfimdir. Dün de öyle bir keyfe sebep oldu sağ olsun. Her hafta değişik alanlardan, değişik insanları konuk alan Oylum’un konu ve konukları yine birbirinden değişik ve renkliydi. Tamamını keyifle izledim ama benim için can alıcı bölüm Alişan’ın katıldığı bölümdü. Afrin operasyonuna destek amacıyla Hatay’a giden sanatçılar arasında olan Alişan öyle bunalmış ki yapılan eleştirilerden ve yöneltilen hakaretlerden, “Yahu ben türkücüyüm, türkücü! Türkülerimi sağ için ya da sol için söylemem! Herkes için söylerim” diyerek isyan ediyordu adeta. “Eskiden de giderdik. Mesela Süleyman Demirel çağırdığında da giderdik. Mesut Yılmaz Başbakan’dı, o da çağırdığında giderdik. Kaç kere DSP Kongresi’nde konser verdim hatırlamıyorum sayısını. Hatta Bülent Ecevit’in aday olduğu ve seçildiği kongrede bile konser verdim. O zaman böyle tartışmalar olmazdı ama şimdi çık bir partinin kongresinde konser ver, bitersin!” derken farkında olmadan toplumdaki kutuplaşmanın geldiği boyutu gözler önüne seriyordu Alişan.

Gerçekten de artık bu noktadayız değerli okurlarım. En bilinen ve beğenilen bir türküyü bile kimin söylediğine bakıp öyle dinleyen bir garip ruh hali oluştu toplumda. Mesela geçenlerde bir arkadaş grubuyla birlikte şarkılar dinlerken çok sevdiğim, her daim bayılarak dinlediğim bir türküyü açtım. Arkadaşlardan topluca itiraz geldi: “Kapat şu adamın sesini duymak istemiyoruz!” Ve aynı türküyü onun kadar iyi söylemediğine emin olduğum halde başka bir sanatçıdan dinlemek zorunda kaldım. “Kim o?” filan diye sormayın zira bu ayrımcılığın, bu kutuplaşmanın karşısında olan bir gazeteci olarak isim vererek birilerini kategorize etmek istemiyorum ama artık bir türküyü en güzel söyleyenin değil de iktidara, muhalefete yakınlığına ya da uzaklığına göre türkülerin dinlendiği bir dönemden geçtiğimizi biliyorum. Ve çok üzülüyorum geleceğimiz adına.

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar