POLEMİK

Tuhaf adam ve gazetesindeki arkadaşları...

Etyen Mahçupyan'a "Tuhaf Adam" diyen Ahmet Kekeç, hem Karar gazetesi yönetimini iğneledi, hem de Mahçupyan'ı her eleştirdiği yazısının ardından ortaya çıkan ittifakı iğneledi...

Tuhaf adam ve gazetesindeki arkadaşları...

Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç'in, Ahmet Davutoğlu'nun eski Başdanışmanı ve Karar gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan'ı sık sık gündemine alıp ağır biçimde eleştirdiği artık herkesin bildiği bir gerçek...

Kekeç, bugünkü köşesini de Etyen Mahçupyana ayırmış... Ancak bu sefer Etyen Mahçupyan ile birlikte hem Karar gazetesi yönetimini hem de Etyen Mahçupyan'ı eleştirdiğinde kendisine karşı birleştiklerini savunduğu grubu iğnelemiş...

Mahçupyan'ın “AK Parti’yi özlüyorum” yazısı nedeniyle "Ne diyor bu tuhaf adam" diye soran Kekeç, Mustafa Karaalioğlu, İbrahim Kiras, Yusuf Ziya Cömert ve Mehmet Ocaktan gibi Karar yöneticilerinin "15 Temmuz’dan sonra 'aydınlanma' yaşadı"klarını öne sürüyor...

KARAR GAZETESİ EKİBİ 15 TEMMUZ'DAN SONRA BİR AYDINLANMA YAŞADI

"Eski Başdanışmanın “özlem” yazısıyla neyi ima ettiğini bilmiyorum. Ama tuhaf bir yazı... Neresinden bakarsanız bakın, tuhaf' diyen Kekeç, şöyle devam ediyor;

"Kaç aydır, 'üst akıl' üzerinden ateş ediyor... Gazetesindeki arkadaşları 15 Temmuz’dan sonra 'aydınlanma' yaşadı, 'üst akıl'ı bıraktı ama kendisi devam ediyor."

Kekeç köşesine düştüğü "HAMİŞ" notunda da, Etyen Mahçupyan'ı her eleştirdiğinde sosyal medyadan gelen tepkilerin ilginç bir dayanışmayı ortaya çıkardığını belirtip, bu isimlerin yeni döneme ilişkin pozisyon alma çalışması olduğunu ifade etti.

Ahmet Kekeç'in yazsının o bölümü şöyle;

TUHAF VE SON DERECE PESPAYE TEPKİLER...

Başdanışmanla ilgili, durumu anlamaya çalışan yazılarım, sosyal medyadan tuhaf (ve son derece pespaye) tepkilerle karşılanıyor.

Böylece ilginç ittifaklar çıkıyor ortaya.

İlginç arkadaşlıklar...

İlginç “dayanışma fotoğrafları...”

Bir şey ima etmeye çalışmıyorum oysa. Ağzımı bozmuyorum. Kimseye hakaret etmiyorum. “Entelektüel bilgi”yle kalkışan Başdanışman gibi muhataplarımı bilgisizlikle, cehaletle, yanaşmalıkla, trollükle suçlamıyorum. Sadece “durumu” anlamaya çalışıyorum.

Anlayabildiğimi söyleyemem.

Geriye dönük “yazılanlara” ve “söylenenlere” bakıyorum.

Büyük çoğunluğu (başlayacak “yeni dönem”e ilişkin) “pozisyon alma” yazıları ve söylemleriymiş.

Şaşırıyorum!

Neden pozisyon alma gereği duyduklarını bilmediğim için şaşırıyorum!

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar