MEDYA KÖŞESİ

Sevilay Yılman'dan çok konuşulacak 'poşet' yorumu!

Naylon poşetlerin parayla satılması uygulamasının Türkiye için geç bile kalındığını söyleyen Habertürk yazarı Sevilay Yılman, “Zararın neresinden dönülürse kârdır” dedi ve kanunu çıkaran Meclis'i tebrik etti.

Sevilay Yılman'dan çok konuşulacak 'poşet' yorumu!

Yeni yılın ilk günü itibari ile uygulamaya konulan ve en çok tartışılan konuların başında gelen paralı naylon poşet meselesine Habertürk yazarı Sevilay Yılman'dan da çarpıcı bir yorum geldi. Uygulamanın Türkiye için geç kalınmış olduğunu söyleyen yazar, sıkı bir çevreci olduğunu belirtti.

'Yeniyıl öncesi marketlerin bedava sanılarak alınan poşetlerin maliyetini tüketiciye yüklediğini söyleyen Yılman,  "Tabii bu işin ekonomik boyutundaki enayilik durumu.Bir de çevreyi farkında olmadan, boşu boşuna, kirletme enayiliği var.Hani zaten kirletiyoruz da... Kirletmeye devam da edeceğiz de...Bari bunu daha az plastik kullanarak yapmış oluruz." ifadelerini kullandı

Aleni enayilikti! Neyse ki yasayla ortadan kalktı!

Batılı ülkelerde yıllardır var olan plastik poşetlerin marketlerde ücretli olarak satılması uygulaması nihayet Türkiye'de de başladı.

Nihayet diyorum, çünkü bendeniz ezelden beridir bu poşet mevzusunda toplumun genelinden farklı düşünürüm.

Zannımca bu kanun, bu uygulama için Türkiye çok geç bile kaldı.

Ama “Zararın neresinden dönülürse kârdır” diyorum ve geç kalınmış olsa da bu kanunu çıkaran Meclis'i tebrik ediyorum.

Niye böyle düşünüyorum peki?

Birincisi; çevreciyim… Sıkı bir çevreci hem de!

İkincisi ise; enayi değilim…

Evet. Daha 4 gün öncesine kadar poşetlere herhangi bir ücret ödemiyorduk. İstediğimiz kadar poşeti marketin kasasından alabiliyorduk. 

Ancak öyle olması bunun biz tüketiciye ekstra bir maliyeti olmadığı anlamına da gelmiyordu.

Dolaylı olarak da olsa o bedava diye aldığımız tonlarca poşetin maliyetini marketler tüketiciye bir şekilde yüklüyorlardı.

Ha... Bundan sonra bu maliyet düşecek, bu da indirim olarak tüketiciye yansıtılacak manası da çıkarmasın kimse.

Öyle bir şey olmaz ama böyle büyük bir maliyetten tüketici olarak bize bir ekstrası olmasa da ülke ekonomisine olacak.

Tabii bu işin ekonomik boyutundaki enayilik durumu.

Bir de çevreyi farkında olmadan, boşu boşuna, kirletme enayiliği var.

Hani zaten kirletiyoruz da... Kirletmeye devam da edeceğiz de...

Bari bunu daha az plastik kullanarak yapmış oluruz.

BATIDA BİR KÜLTÜR BU!

Belki bazılarınız şaşırtıcı buldu benim bu yaklaşımımı ama bu yıllardır Avrupa'da hakim bir yaklaşım.

Ve benim böyle düşünmem de hepi topu bundan 3 yıl önce, Fransa’da oğlumun evinde kalırken edindiğim deneyimden sonra başladı.

Der ki şimdi bazıları; “Atma Sevilay! Ne yani Avrupa’da böyle bir uygulamanın olduğunu yıllardır gittiğin geldiğin Avrupa'da görmemiştin de... Oğlun Fransa’da üniversite okumaya başlayınca mı gördün!”

Aynen öyle oldu değerli okurlarım...

Çünkü daha önceki Avrupa seyahatlerimde otellerde kaldım hep.

Soğan, patates, deterjan gibi evde tüketilecek ürünler alma zorunluluğum olmadığı için de marketlere yolum düşmemişti hiç.

Ama 3 yıl önce oğlumun öğrenci evine alışveriş için markete gidip gelirken gördüm ki bu ciddi bir kültür olmuş artık Fransa’da…

Daha ilk ayları olmasına rağmen oğlum ve diğer Türk arkadaşları bu meseleyi öyle özümsemiş ve kabul etmişlerdi ki, markette poşete para verilmesini amiyane olacak biraz ama “Enayilik, hıyarlık ” olarak görüyorlardı.

Bu arada ilk market alışverişimizde, kasada ödeme yaparken yan taraftaki sepetten dört beş poşet alıp, aldıklarımızı doldurmaya başladığımda benim oğlanın verdiği reaksiyon bugün hâlâ gözümün önündedir.

“Anne sen ne yapıyorsun! Bırak o poşetleri” diyerek epeyce hırçın bir tavırla çıkışınca büyük bir kabahat, suç işledim sanıp utancımdan yerin dibine girmiştim.

Sonradan sırt çantasından çıkardığı büyükçe ve kalın bir poşeti uzatıp; “Burada poşet parayla! Biz kendi poşetimizi kendimiz getiriyoruz evden!” deyip işin esasını anlatınca olaya aydım ama tabii bu arada da sanki yüz kızartıcı bir şey yapmışım gibi o acayip reaksiyonu göstermesinden dolayı iyi bir fırça bastım küçük beye.

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar