MEDYA KÖŞESİ

Şerif Mardin FETÖ'ye karşı neden daha cesur davranmadı!

Sabah gazetesi yazarı Ferthat Ünlü, bu hafta Şerif Mardin'in portresini yazdı. Ünlü, yazısında Şerif Mardin'in FETÖ ile ilgili yorumlarını da ele aldı.

Şerif Mardin FETÖ'ye karşı neden daha cesur davranmadı!

Türkiye'nin en büyük sosyoloğu olarak nitelenen Şerif Mardin'in hayatını kaybetmesinin ardından Ferhat Ünlü Mardin'i anlatan bir yazı kaleme aldı. 

Şerif Mardin'in 2011 yılında FETÖ'nün yapısıyla ilgili yaptığı açıklamalara dikkat çeken Ferhat Ünlü, "Temkinli biçimde eleştiriyor FETÖ'yü. Belki bilim adamı olarak neden daha cesur davranmadığı sorgulanabilir Mardin'in. Ama yine de henüz sistem tarafından tehdit/örgüt kabul edilmeyen bir gizli yapıyla ilgili söylenmesi gereken pek çok şeyi ihtiyatlıca söylemiş" ifadelerini kullandı. 

İŞTE FERHAT ÜNLÜ'NÜN O YAZISI


"Bu teşkilatın (Gülen Örgütü) niçin yapıldığı ve uzun vadede bir nirengi noktasının olup olmadığı biraz sorunsalı olan bir mesele.

İktidar için olabilir. Ama neyin iktidarı için? Bu yolun kendine mahsus sonuçları ve düşündüğü bir strateji olabilir. Biz bunları bilmiyoruz. Sistemin nasıl çalıştığını parça parça görüyoruz.

Bu organizasyonun hakiki içini bilmiyoruz. İktidarı ele geçirmenin komplosu olabilir. Ama bundan çok daha geniş Panislamist bir şey olabilir."

Yukarıdaki cümleler, geçtiğimiz çarşamba (6 Eylül) günü vefat eden ünlü sosyolog, siyaset bilimci Şerif Mardin'e ait. Gülen Örgütü ile mücadele açısından erken sayılacak bir tarihte, 11 Ekim 2011'de verdiği bir röportajdan... Üstelik FETÖ'nün o dönemdeki kripto yayın organı olan Taraf Gazetesi'nde yayınlanmış bir röportaj bu.

Alıntıdaki son cümleyi bir düzeltmeyle şöyle yorumlayabiliriz: Gülen Örgütü, İslam maskesiyle ortaya çıkmış bütünleştirici bir küresel proje. Çünkü Mardin'in yine aynı röportajda söylediği aşağıdaki cümle bu yorumu tamamlıyor:

"Bunların (AK Parti ile Gülen Örgütü) çapı farklı. Biri (AK Parti) Türkiye'nin bütününü kapsıyor. Diğerinin ise (Gülen Örgütü'nün) nasyonaldan çok enternasyonal bir kapsayıcılığı var."

Temkinli biçimde eleştiriyor FETÖ'yü. Belki bilim adamı olarak neden daha cesur davranmadığı sorgulanabilir Mardin'in. Ama yine de henüz sistem tarafından tehdit/örgüt kabul edilmeyen bir gizli yapıyla ilgili söylenmesi gereken pek çok şeyi ihtiyatlıca söylemiş. Devam edelim: Mardin, "Gülen'in devlet anlayışı nedir?" sorusuna şu yanıtı veriyor:

"Bir toplum disiplininin olması kendisinin çok istediği bir şeydir zannediyorum. Toplumda disiplin olması gerektiği şeklindeki düşünceler de, otoriterlik gibi bizim pek sevmediğimiz ideolojilere yakın şekiller alıyor tabii."

Otoriter diyor açıkça. Bununla birlikte Gülen Örgütü'nün vatansızlığını, gayri milliliğini ve 'gayri İslamcılığı'nı ıskalayan şöyle yanlış tezleri de var:

"İslami damarın kuvvetli olduğu bir yerde milliyetçi damarın kuvvetli olmaması mümkün değildir. (Gülen'de) Milliyetçi damar var."

'MERKEZ'DEN ÇEVREYİ GÖRDÜ

Bu haftaki Üç Boyutlu Portre'nin konuğu Şerif Mardin, yalnızca Gülen Örgütü gibi False Flag (Sahte Bayrak) operasyonu niteliğindeki ezoterik yapıları değil, 'Türkiye İslamcılığı'nı ayrıntılı biçimde incelemiş tek sosyolog, tek 'Beyaz Türk'. Mardin'in aile kökleri ve eğitimi araştırıldığında karşımıza ister istemez bir 'Beyaz Türk' portresi çıkıyor:

Dedesi Ahmet Cevdet Paşa (Annesi Reya Hanım'ın babası) hayatının bir kısmını İsviçre'de geçirmiş bir hukukçu ve tarihçi. Dedesi ile ilgili anlattığı bir anı Şerif Mardin'in çocukluğundan itibaren sosyolojiye yöneldiğini de gösteriyor:

"Dedem, 'Bu gazete bir Türk gazetesidir' diye ilk gazeteyi çıkaran kişi. Onun Türklüğü'nün İslamiyet'le ne kadar bağlı olduğunu anlatan bir fıkra anlatayım size. 'Kendi memleketini bilmeyen insanlardan oluşan bir aile mi olacağız' diyerek, beni aldı elimden İstanbul'da İstiklal Caddesi'nin ortasındaki Ağa Camii'ne götürdü. Kendisi dışarıda kaldı. 'Git' dedi, 'Bu insanlar ne yapıyorlarsa sen de onu yap.' Önce abdest, sonra namaz, onlar ne yapıyorlarsa ben de onu yaptım. Ağa Camii'nden sonra beni Balık Pazarı'na götürdü. Balık Pazarı'nda mumbar yedirdi. Şimdi Türklük, İslam... Mumbar, cami... Bizim birbirine bağlamakta çok zorluk çektiğimiz İslam ve milliyetçiliği, bu fıkra bile iki küçük hareketle birbirine bağlıyor işte."

TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar