Sayım Çınar yazdı: İstanbul’a yepyeni bir dergi
Neyse ki iyi kitaplar, iyi müzikler var, başucumuzda. O hâlde üretmeye ve okumaya, dinlemeye son hız devam!
sayimcinar@gmail.com
Yine üretime kültüre ve sanata tutunmamız gereken bir dönemdeyiz. Özgürlük ve demokrasimize saldırı niteliğinde bir kalkışma yaşadık 15 Temmuz'da. Tehlike savuşturulmuş olsa da dikkatli olmamız gereken bir dönem bekliyor hepimizi. Neyse ki iyi kitaplar, iyi müzikler var, başucumuzda. O hâlde üretmeye ve okumaya, dinlemeye son hız devam!
"BEŞİKTAŞ POP"
Bir şehir kültürü dergisi ve ajandası olan "BEŞİKTAŞ POP"un ilk sayısı Temmuz 2016'da yayımlandı. İstanbul'un en "hip" ilçesi Beşiktaş'ta olup bitenleri; sanat, moda, tasarım, müzik, konser, etkinlik, sinema, mekân ve semtle ilgili akla gelebilecek tüm detayları okurlarına ulaştıran "BEŞİKTAŞ POP" bu çağa, bu şehre ve odaklandığı Beşiktaş'a ait bir mecra olma özelliği taşıyor.
Beşiktaş Belediye Başkanı Av. Murat Hazinedar, "BEŞİKTAŞ POP"u okuyucusuyla: "Sürekli gelişen ve genişleyen kent kültürüyle Beşiktaş İlçesi'nin, zengin ve hareketli sosyal, kültürel hayatını yeniden keşfetmeye davet ediyorum..." sözleriyle tanıştırıyor.
"BEŞİKTAŞ POP", Murat Hazinedar ve Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcısı Çetin Kırışgil yöneticiliğinde, Beşiktaş'ta yaşayan ve çalışan semt sakinleriyle ziyaretçileri birleştirici özelliği olan bir kültür – sanat ajandası.
MÜZİK BİR KEZ DAHA BÜYÜLEDİ
Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali kapsamında düzenlenen "Kumda Gitar" Konserlerine,Erkan Oğur ve Cenk Erdoğan konuk oldu. Birbirinden büyülü parçalar ve barış mesajlarıyla konser izleyiciler için büyülüydü.
JACK LONDON'DAN "MEKSİKALI"
Jack London her ne kadar daha çok romanlarıyla tanınsa da onun asıl ustalığını sergilediği edebî tür hikâyedir. Yaşamı boyunca iki yüze yakın hikâye kaleme alan London, yaşadığı dönemin toplumsal karmaşalarına duyarsız kalmamış ve tıpkı romanları gibi hikâyelerinde de bu meselelere eğilmiştir. Kapitalist sistemin acımasızca palazlandığı 20. yüzyıl başlarında, benimsediği siyasi görüşler doğrultusunda, bireyin sınıfsal kavgasını, toplumsal olayları ve insan-sistem çelişkisini anlattığı hikâyelerinde trajik ama bir yandan da destansı bir ton tutturmuştur.
12 hikâyesinin yer aldığı "Meksikalı"da bu tarz hikâyeleri öne çıkmaktadır. Seçkide yer alan hikâyelerin bir kısmı da insan-doğa çekişmesini ve Jack London'ın birçok başka eserinde izini sürdüğümüz deniz tutkusunu çıkarıyor karşımıza. Her biri öykü sanatının seçkin örneklerinden kabul edilen ve Şemsa Yeğin'in yetkin Türkçesiyle okurla buluşan öykülerin üçü dilimize ilk kez çevrildi. Can Yayınları etiketiyle "Meksikalı" raflarda.
BİR SÖYLEŞİNİN ARDINDAN
Nilgün Belgün, hem sanat hayatına saygı duyduğum bir isim, hem yakın bir dost, hem de nevi şahsına münhasır bir kadın ikon benim için. 15 Temmuz'da kızlarına yaptığı masum bir çağrı tuhaf bir linç kampanyasına dönüştürülmeye çalışıldı, neyse ki yine sağduyu kazandı. Olayın ardından ilk röportajı yapan bendim, karşımda yine cesur ve güçlü bir kadın vardı. Umuyorum ki ülkemizdeki linç kültürünün de sonu olur bu zorlu günler.
TARİHE KAÇIŞ
Yaz okumalarım arasına aldığım ancak bir türlü sırası gelmeyen romanlardandı "Pir-i Lezzet". YazarıSaygın Ersin ülkemizdeki sınırlı sayıdaki fantastik edebiyat yazarlarından biri, duru bir kalemi, keskin gözlemleri, ilginç konular bulmakta bir ustalığı var. Geç de olsa tamamladığım son romanında da beni şaşırtmadı, Osmanlı'da geçen gastronomik bir macera romanıyla karşılaştım. Yemek tarifleri, saray adabı, dönem ruhu yansıtılırken sürpriz twistler ve akıllıca geçişler de keşfetmiş yazar. Pir-i Lezzet günümüzden biraz kaçmak isteyen tarih severler için iyi bir tercih olacak bu yaz.
