RÖPORTAJ

Rafet El Roman: 'Umudumuzu Yitirmeyeceğiz!'

Sayım Çınar, Frankfurt Türkiye hattında yaşayan El Roman ile güzel bir söyleşi gerçekleştirdi.

Rafet El Roman: 'Umudumuzu Yitirmeyeceğiz!'
GAZETECİLER.COM - ÖZEL RÖPORTAJ
SAYIM ÇINAR sayimc@superonline.com

Avrupa ziyaretleri sırasında Viyana'da hoş bir karşılaşma yaşadık. Mütevazı bir sanatçı Rafet El Roman, şehitler için önemli bir konuşma yaptı gittiğimiz konserde. İki filmde oynayan, birçok albümü olan sanatçı duyarlılığıyla göz doldurdu. Sayım Çınar, Frankfurt Türkiye hattında yaşayan El Roman ile güzel bir söyleşi gerçekleştirdi.

Türk popuna imzasını atmış, 20 yıllık bir isimsin.

İlk albümden bugüne 20 sene geçti. Geriye bakıp övünmüyorum, benim için önemli olan bundan sonrası, gelecek. Beni heyecanlandıran da bu.

Rafet El Roman'ın çıkışını hiç unutmadım. Oyunculuk, müzisyenlik performansların hep aklımdaydı. Nasıl kabul ettirdin kendini?

Başarı nerede saklıdır? Her defasında duygulara hitap etmek, her defasında düşüncelere girebilmek, duygu yani. Ne kadar duyguları coşturursak, o kadar varız. Hem yazıyorum, hem söylüyorum, hem prodüktörlük yapıyorum. Bu benim hayatım. İki gün önce söyledim, müezzinlik dönemim var. Almanya'da 14 - 16 yaşında hoca bana ezan okuturdu. Öyle bir iddiam yok ama yaşamışlığım var. Seçme durumu olsa müzik mi din mi diye, müzik dedim. Din insanları birbirinden ayırabiliyor. Müzik ise birleştirici, huzur verici.

"Kurduğum hayal gerçek oldu"

Kliplerin hep konuşuldu. New York'ta çektiğin klip, macera dolu Amerika şarkın hala kulaklarımda. Anlatır mısın o günleri?

Oraya beni sürükleyen 16 yaşımda yazdığım şarkıydı. Köydeydim, Amerika'dan bir mektup geldi, evler göklere kadar, spor, müzik diye anlatıyordu. Orada şarkının başlangıcını buldum. Orada o dileği koydum, devamında da gerçekleştirdim. Bu klip de Amerika'da çekilmeliydi. Kurduğum hayal gerçek oldu.

Oyunculuk nereden geliyor?

Dar Alanda Kısa Paslaşmalar ve Propaganda. Festival filmi ve gişe filmi. Yıllar önce bir figüranlık ilanı gördüm. Ciddi bir asistanlık deneyimi yaşadım. Defender adında bir film yaptı birlikte çalıştığım yönetmen ve orada sen oynar mısın dedi. Üçüncü gün para bitti ve yarım kaldı o film. Oyunculuk merakı uzun yıllara yayıldı.

"Eğlencemi Türk gibi, işimi Alman gibi yapıyorum"

Frankfurt Türkiye hattında yaşıyorsun.

İkisi de benim anavatanım. Her şeyimi bu iki ülkeye borçluyum. Eğlencemi Türk gibi, işimi Alman gibi yapıyorum.

Almanlar da müziğini seviyor olmalı.

Çok seviyor. Avrupa'da yaşayan Türkler çok sahipleniyor, yanlarında da yerlileri getiriyorlar.

Avrupa'daki ilgiyi nasıl değerlendiriyorsun?

Artık dördüncü nesil geldi. Her yerdeyiz.

Yusuf ve Ezo da senin yetiştirdiğin iki isim. Nasıl değerlendiriyorsun?

İkisi de çok büyük yetenekler. İyi yorumcular. Yaratıcılar.

Son dönem Türkiye'sini nasıl değerlendiriyorsun? Eğlenceler iptal oluyor şehit haberleri sebebiyle.

Biz bunlarla büyüdük maalesef. Terör, siyasi karmaşa hep hayatımızda oldu. Ama terör hep yavaşlattı hayatımızı. Birbirimize düşürmek istediler, geçmişte yaşandı da bunlar, artık böyle bir şey yaşamayacağımızı düşünüyorum. Kimse bizi birbirimize düşüremez. Türkiye bu karanlıktan kurtulacak. Hep sıkıntılar olacak, coğrafyamız böyle bir coğrafya.

Mülteci sorununu nasıl değerlendiriyorsun? Demografisi değişti Türkiye'nin. Almanya'da kapılar açılıyor.

Bodrum'da kıyıya vuran çocuğu gördüm, bir insanı daha fazla ne acıtır dedim. Canım çok yandı.

800.000 mülteci kabul edileceği söyleniyor Almanya'nın.

Henüz okumadım, yaşlı bir nüfus var, genç nüfusa ihtiyaç duyuluyor. Sonuçta unutmayalım, kim ülkesini kaybetmek, ülkesini terk etmek ister ki?

"Hüzün beni tetikliyor"

Romantik bir müzisyensin, romantizm hep baskın şarkılarında. Birkaç şarkıda yok olmadın.

Yerine göre romantiğim, daha çok hüzün beni tetikliyor. Sanatla uğraşınca da yansıyor bu. Hiçbir zaman durmadım, kenara çekilmeyi, keyif yapmayı düşünmedim. Hep beslenmeyi hayal ettim.

Türk edebiyatında kimleri okuyorsun?

Klasikleri seviyorum. Cemal Süreya, Turgut Uyar, Ümit Yaşar Oğuzcan, Nazım Hikmet, Özdemir Asaf hep benim için çok önemli oldu. Orhan Veli aynı şekilde çok besledi beni.

Fatih Akın çok ün kazandı ama değişmedi sanki.

Hiç değişmedi. Takıldığı yerler aynı, kıyafetler aynı, kendini hiç değiştirmedi.

Sibel Kekilli başarılı mı?

Başarılı evet, ödüller aldı, ama perdede beni inandıran çok başka isimler var.

Sahnede kimleri kendine yakın hissediyorsun?

Sahnemi paylaşmadığım isim yok sanırım. En çok Kemal Sunal'la oynamış olmak çok önemli.

"Bir analiz kitabı hazırlamak istiyorum"

İlginç bir hayat hikayen var, kitaplaştırmayı düşünüyor musun?

Kitap yazmayı düşünüyorum. Kendi hayatımı değil ama analizlerimi paylaşmak istiyorum. Görüşlerimi anlatmak istiyorum. Türk Alman arasında kültür farkı, dini görüşüm, başarımın sırrı gibi konuları işlemek istiyorum. Çocukluğum, dedem, izlediğim programlar, bunlar hep çok etkili oldu üzerimde.

Almanya'da büyük bir Türk nüfus var.

Evet. Almanya'da hayatım sakin, özgür. Bisikletle geziyorum, Taksim'de yapamam bunu. Evim, çocuklarımla daha rahat yaşayabiliyoruz.

Film çekmek istiyor musun?

Bir baba kız hikayem var. Müziğe ara verirsem yapacağım bunu. Çok durgun geçti bu sene, çok konserim iptal oldu, ertelendi, bilseydim film çekerdim. Önemli olan karanlıktan aydınlığa çıkmak.

Konserlerin filmlerin iptali çok yanlış. Hayat durmamalı.

Bizde müzik denince hep oynak şeyler düşünülüyor. Oysa biz mesajlar veriyoruz, konuşmalar yapıyoruz ve inanın çok etkili.

Yeni albüm olacak mı?

Bitti ama henüz çıkarmak istemiyorum. 2 - 3 ay sonra en erken.

"Türkiye'de New York Times gibi bir gazete göremiyorum"

Türkiye'de medyaya olan baskıyı görüyorsun, yandaş, candaş, muhalif sözleri kullanılıyor. Sen medyayı nasıl değerlendiriyorsun?

Genelde medyada bir tarafçılık çıkarcılık var. Türkiye bunu aşamadı. New York Times gibi bir gazete göremiyorum. Ne olursa olsun şiddet olmamalı. Bir gazeteyi basmak halini anlayamam. Gergin bir ortamdayız zaten daha da germemeli kimse, özellikle milletvekilleri. Gazeteler insanların huzuru için biraz örnek olmalılar. Yazılarına dikkat etmeliler.

Polemikler var, ölüm tehditleri oluyor.

Bir gazetecinin diğer gazeteciyi tehdit etmesini asla anlayamam. Herkes görevini bilse aslında bir sorun yaşamayacağız. Herkes birbirini suçluyor, kötülüyor, çok acı bu. Kendi vicdanına soru sormalı herkes.

Merkel Türkiye'deki terörü lanetledi. Sen nasıl değerlendiriyorsun?

Bana yapmacık ve politik geliyor. Almanya'dan başka hiçbir şeyi düşünmez. Türkiye'ye karşı bir tavrı var hepsinin, bir diktatörlük olduğunu düşünüyorlar.

ÇOK OKUNANLAR