ANALİZ

Peşin hüküm zehirlisi gazeteciler!..

Ey, medyanın kavgacı yazarları!.. Eğer kendinize de sevgi gösterilmesini saygı duyulmasını istiyorsanız; siz de rakiplerinize gösterin sevginizi ve saygınızı…

Peşin hüküm zehirlisi gazeteciler!..

Bugünün genç gazetecileri bilmezler…

Eskiden, erkekler “kız alırdı…”…

Kız tarafı da “kız verirdi…”…

Kız” dediğiniz…

Ya da…

Evlendikten sonraki adıyla “kadın”; bir tür ”mal”dı yani…

Ve…

Bugünkü gibi ayrı eve “gelin gitmek” yoktu…

Kaynana ve kaynata ile aynı evde oturulurdu…

*

İşte o yıllardı…

Genç kız, gelin gittiği evde, kaynanasına bir türlü içi ısınamamıştı…

Kaynanası, ana evinden zır cahil gelmiş gibi davranıyordu kendisine…

Her şeye karışıyor…

Ne yaparsa “olmadı” diyordu…

Kocasına şikâyet ediyordu etmesine ama…

Kocası üzülse de gördüğü muameleye, babasından korktuğu için hep anasını haklı buluyordu…

Baba evine de dönemezdi…

Ayrı eve çıkalım” dese görülmüş şey değildi…

Öldüreyim de kurtulayım şu mendebur karıdan” diye düşündü…

Ama nasıl?..

*

Babasının çocukluğunda kendisini sık sık gönderdiği yaşlı aktara gitti…

Anlattı derdini…

Hiç itiraz etmedi yaşlı adam…

Kahve içer mi kaynanan?” diye sordu sadece…

Hem de günde üç kere…”

Aktar yerinden kalktı…

Az sonra yedi sekiz parça farklı bitki tohumu ile geri döndü…

Tohumları bir güzel karıştırdı…

Her sabah cezveye bu tohumlardan azarca koy… En geç üç ay içinde kaynanan ölür, sen de kurtulursun…”

Gelinin gözleri sevinçle parladı…

Sadece üç ay mı?..”

Evet, sadece üç ay……”

Yaşlı adam o anda aklına gelmiş gibi birden durdu…

Bakışlarını gelinin gözlerinin içine diker…

Ama…” dedi… “Kaynanan öldüğünde kimse senden şüphelenmemeli…”

Ne yapmalıyım kimseyi şüphelendirmemek için?..”

Kolay… Zehri verdiğin üç ay boyunca kaynanana saygıda kusur etmemeli, bir dediğini ikiletmemeli, gerekirse onu sırtında taşımalısın ki kadıncağız üç ay sonra öldüğünde herkes senin ona olan saygından ve sevginden söz etsin…”

Anladım” dedi gelin…

Büyük bir keyifle evine döndü…

Planını uygulamaya başladı…

*

Kaynanası ne derse “haklısın anneciğim” diyordu artık…

Sadece onun tarif ettiği şekilde pişiriyordu yemekleri…

Hamuru onun gösterdiği gibi açıyordu…

Bir gözü sürekli kaynanasında, vereceği emri bekliyordu hemen yerine getirmek için…

*

Bu arada kaynanası da değişmişti…

O da gelinine eskisinden çok daha iyi davranıyordu…

Hatta giderek yaptığı işlere de karışmaz olmuştu…

Ağzına attığı her lokmadan sonra yemek için kucak dolusu övgüler yapıyordu gelinine…

Komşular geldiğinde gelinini anlatıyor nasıl da “iyi bir insan” olduğunu söylüyordu…

Hatta bir keresinde kocasına, “şu geline en başlarda nasıl da haksızlık ettim… Meğer ne iyi bir kız almışız da haberimiz yokmuş” dediğini bile duydu…

*

Gelinin kocası da çok keyifliydi artık…

İşe gülerek gidiyor, gülerek geliyordu…

Hâsılı…

Herkes huzurluydu…

Herkes mutluydu…

Ama…

*

Bu defa da gelin üzülmeye başlamıştı…

Çünkü…

Günde üç defa kaynanasının cezvesine zehirli tohumlardan atmaya devam ediyordu…

Bir ara artık zehirleme işinden vazgeçmeyi düşündü…

Ama…

Çok geç olmuştu…

Birkaç hafta sonra zavallı kadıncağız ölecekti…

Gelin bir sabah kaynanasından izin alıp evden çıktı…

Doğrudan aktara gitti…

Durumu anlattı…

Panzehir istedi…

Kaynanasının ölmesini istemiyordu…

Yanlış tanımıştı kadıncağızı…

Meğer ne kadar da iyi bir insandı…

Kaynanası ölürse acısına dayanamaz kendi de ölürdü…

Falan, filan…

Yaşlı adam, karşısında iki göz iki çeşme ağlayan gelini dinlerken gülümsüyordu…

Biliyor musun?” dedi gülümsemesini sürdürerek… Sana zehir diye verdiklerim aslında iştah açıcı şeylerdi… Kaynanan iştahı açılınca senin yemeklerini de bol bol yedi…”…

İştahı açıldığı için mi bana iyi davrandı yani?..”

Tabii ki ondan değil… Sen ona saygılı davranıp sevgini de gösterince; o da sana aynı şekilde mukabele etti…”

Yani… En başından beri ben mi yanlış yapmıştım?..”

Sen yanlış yapmıştın ya…

Çünkü asıl zehir, senin beyninde kaynana karşı yer eden ‘peşin hüküm’ ve ‘nefret’ti…

Peşin hüküm nefreti doğurur…

Bu ikisi bir insanın beynine ve oradan da kalbine yerleşince bütün iyi hasletleri öldürürler…

Sen kaynanana saygı ve sevgi gösterince beynindeki ve kalbindeki iki zehri öldürdün…

Kaynanan da, senin iyi davranışların sayesinde kendi beynindeki ve kalbindeki zehirlerden kurtuldu…

Haliyle o da senin saygı ve sevgine karşılık vermeye başladı…

Peşin hüküm ve onun çocuğu nefret yerini sevgi ve saygıya bıraktı…

Sonunda gelin – kaynana gibi değil de ana – kız gibi oldunuz…”

*

Ey, medyanın kavgacı yazarları!..

Ey, kendisi gibi düşünmeyenlere sürekli hakaret ve küfür eden peşin hüküm zehirlileri…

Eğer kendinize de sevgi gösterilmesini saygı duyulmasını istiyorsanız; siz de rakiplerinize gösterin sevginizi ve saygınızı…

Bugün, bu iki güzel duyguya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var çünkü…

Yakup MURAT

yakupmurat@gazeteciler.com

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar