GÜNDEM

Oya Başar: Ülkemin Cumhurbaşkanı çağırırsa giderim, elini de sıkarım

Usta tiyatrocu Oya Başar ve yönetmen oğlu Umut Kırca, Cengiz Semercioğlu'nun sorularını yanıtladı.

Oya Başar: Ülkemin Cumhurbaşkanı çağırırsa giderim, elini de sıkarım

Türkiye'nin en önemli kadın komedyenlerinden Oya Başar ve yönetmen oğlu Umut Kırca, Hürriyet Kelebek'ten Cengiz Semercioğlu'na konuştu.

Başar, oyunculuğun yanı sıra, eski eşi rahmetli Levent Kırca'yla ilgili de çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Levent Kırca'nın vefatının ardından Cumhurbaşkanının Atatürk Kültür Merkezi'nin yeni projesi davetine gitmesi ve eleştirilmesine ilişkin de konuşan Oya Başar şu ifadeleri kullandı:

İnsanların bir duruşu vardır, benim duruşumun da ne olduğu belli. Ülkemin cumhurbaşkanı beni bir opera binasının projesinin anlatılacağı davete çağırıyorsa, ben oraya giderim. Memnuniyetle de elini sıkarım. Bunda eleştirecek hiçbir şey yok. Ben AKM’nin sunumuna gittim. Orada ne yapıldığı anlatıldığında dinlemezsek sonra eleştiremeyiz.Biz zamanında programda eleştirdiğimiz Süleyman Demirel’in de davetlerine katılıyorduk. 29 Ekim’lerde Cumhurbaşkanlığı Köşkü’ndeydik. Bugün kim iktidar olursa olsun, AKM ilgili bir projesi varsa dinlemekle yükümlüyüz. Ki ben isterdim, operadan da arkadaşlarım o davette olsaydı. Kimlerin çağrıldığını bilmiyorum. Ben davete icabet ettim, duruşumdan bir şey kaybetmedim.

İşte Cengiz Semercioğlu'nun röportajından öne çıkan başlıklar:

Levent Kırca’nın yeri ben ölünceye dek başımın üstü

 Rahmetli Levent abinin parayı yönetemediğini vefatından sonra öğrendik. Çünkü bıraktığı borçlar vardı... Hatta çocukları olarak reddi miras davası açtınız. Ancak bu durum babayı inkar gibi algılandı...

- Umut Kırca: Olur mu öyle bir şey, böyle bir baba inkar edilir mi? Levent Kırca’yı reddetmek ne demek, onu ben ölünceye kadar başımın üstünde taşıyacağım. Altında başka sorunlar vardı. Bunları konuşmak doğru değil.

- Oya Başar: Bu bizi bayağı acıtan bir konu, oralara girmeyelim. Çünkü o konuya girersek, çok şey anlatmak zorunda kalırım.

 Ama ben konunun perde arkasını öğrenmek istiyorum.

- Oya Başar: Bak hâlâ zorluyorsun... Öyle şeyler oldu ki, anlatamam. Hatta Ayşe seninle röportaj yapmaya geldiğimizi öğrenince sitemli bir selam yolladı sana.

Hatırlarsan sen bu konuları yazdığında, “Nasıl böyle bir şey yazarsın” diye sana bir mesaj atmıştı Ayşe...

 Hatırlamam mı, Levent abinin mezarının yapılması meselesinde...

- Oya Başar: İşte oralara hiç girmeyelim. Ben o zaman çocuklarıma da söyledim, “kapatın konuyu” diye. Babanız sizin babanız. Kimse de benim Levent Kırca’mı elimden alamaz. Levent Kırca-Oya Başar imajını kimse bozamaz. Kim nasıl düşünüyorsa düşünsün.

ÜLKEMİN CUMHURBAŞKANI ÇAĞIRIRSA GİDERİM

◊ Levent abi yaşamının son yılları dahil hep muhalifti. Onun ölümünden sonra Cumhurbaşkanının Atatürk Kültür Merkezi’nin yeni projesi için verdiği davete gitmen eleştirildi...
- Oya Başar: İnsanların bir duruşu vardır, benim duruşumun da ne olduğu belli. Ülkemin cumhurbaşkanı beni bir opera binasının projesinin anlatılacağı davete çağırıyorsa, ben oraya giderim. Memnuniyetle de elini sıkarım. Bunda eleştirecek hiçbir şey yok. Ben AKM’nin sunumuna gittim. Orada ne yapıldığı anlatıldığında dinlemezsek sonra eleştiremeyiz.

◊ Davete kiminle gitmiştin?

- Oya Başar: Demet Akbağ’la gittik, projeyi de çok beğendik. E bunun için de kınamak çok yanlış. Biz zamanında programda eleştirdiğimiz Süleyman Demirel’in de davetlerine katılıyorduk. 29 Ekim’lerde Cumhurbaşkanlığı Köşkü’ndeydik. Bugün kim iktidar olursa olsun, AKM ilgili bir projesi varsa dinlemekle yükümlüyüz. Ki ben isterdim, operadan da arkadaşlarım o davette olsaydı. Kimlerin çağrıldığını bilmiyorum. Ben davete icabet ettim, duruşumdan bir şey kaybetmedim.

◊ Toplumsal kutuplaşma, sanatçılar arasında daha çok görülüyor. Bunun için ne diyorsun?

- Oya Başar: Biz sanatçılarda bu kutuplaşma her zaman olmuştur. Kamyoncular bile birlikte hareket eder ama sanatçılar edemez. Bizde her zaman şu oluyor, “Davete kim geliyor, o mu? O geliyorsa, ben gelmem...” Birlik olamıyoruz, bizde böyle yoksunluk var, çünkü egolar çok yüksek.

◊ Kemal Sunal’ı eleştiren bir yazara herkes tepki gösterdi. Toplumun ortak paydası olan sanatçıları bu tür saldırılar yıpratabilir mi?

- Oya Başar: Hayır, tabii ki. Kemal’i seven halk, hep seviyordu zaten. Ama bugün Kemal Sunal’ı savunanlar, yaşasaydı yine aynı sevgiyle onu kucaklayacaklar mıydı, orası tartışılır. 

◊ Öldükten sonra mı değer anlaşılıyor?

- Oya Başar: Evet, dünyada da böyle ama ülkemizde daha fazla. Büyük ressamların hayatlarına bakın, hepsi beş parasız ölmüş. Öldükten sonra değerleri daha çok anlaşılmış. Onun için herkese önyargı olmadan bakmalıyız.

 

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar