ANALİZ

Oray Eğin'in olağanüstü iktisat kuramı...

Oray kardeş… Belli ki yeni ekonomi modeli geliştirmişsin... Eksik istihdamda emek ithalini serbest bırakıp ekonomiyi büyütme modeli...

Oray Eğin'in olağanüstü iktisat kuramı...

Oray Eğin, Hıncal abisine verdiği cevabın bir yerinde şöyle diyor:

“… Oysa göçmenleri sisteme dâhil etmeyi bir teraziye koysak olumlu yönleri daha ağır basar: Her şeyden önce işgücüne dahil olarak ülke ekonomisini büyütürler...”

Oray kardeş…
Belli ki yeni ekonomi modeli geliştirmişsin...

Eksik istihdamda emek ithalini serbest bırakıp ekonomiyi büyütme modeli...
*
Arkadaş…
Öyle merak ediyorum ki bu modeli...

Eğitimini gördüğüm için, en yakından takip ettiğim bilim dalı iktisat...
Ama itiraf ederim…
Senin modelini ilk defa duyuyorum…

*
Lütfen şu modeli açar mısın?..

Aç ki…
Cumhurbaşkanımız…
Başbakanımız…
Ekonomi bakanlarımız…
Hazinecilerimiz…
Merkez Bankacılarımız…
Cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık ekonomi danışmanlarımız…
Ve…
İş insanlarımız da…
İşsizlik oranı % 12.7
olan bir ülkede…
Yeni iş gücünün ekonomiyi nasıl büyüteceğini öğrensinler…


ACI AMA BU BİR GERÇEK…

Birinci Dünya Savaşı’nda 20 milyon insan öldü…
Savaş
bittiğinde…
Kazananlar kaybettikleri canları unutup eğlendiler…
O günü
“Milli Bayram” ilân ettiler…
*
Kaybedenlere ise…
Görüşleri bile alınmadan…
İstismar ve baskıyla…
Barış anlaşmaları
imzalatıldı…
Ödeyemeyecekleri kadar çok
tazminat cezalarına mahkûm edildikleri gibi…
Ulusal onurları, gururları da yerle bir edildi…
Ve hiç gecikmeden…
“İntikam” çığlıkları attılar…
Yeni bir savaş için hazırlıklara giriştiler…
*
Ey güzel insanlar!..
72 yıldır; dünya savaşı olmadı…
Ama…
Bölgesel savaşlar da hiç bitmedi…
Her biten
bölgesel savaş
Yeni bir bölgesel savaşın başlangıç tarihi oldu…
*
Acı
ama bir başka gerçek…
Hiçbir bölgesel
savaşı halklar çıkarmadı…
Medya, azgın azınlıkları tahrik etti…
Azgın azınlıklar da siyasal iktidarları…
*
Ve çıkan savaşlarda…
On milyonlarca insan öldü…
Yüz milyonlarcası evlerinden, ocaklarından oldu…
Milyarlarca insan aç kaldı…
*

Tarihten ders alması gerekenler…
Ne yazık ki…

Tarihi bilmiyorlar…


DEVLETLER İÇİN DE GEÇERLİDİR…


İyisin, hoşsun arkadaşım…
Hamasette üstüne yok…
Dilin kılıç kadar keskin…
Kelimelerin
mermiden ağır…
Ama…
Unuttuğun bir şey var…
*
Bağırır, çağırırsan…
Naralar atarsan…
“Seni döveceğim” diye yırtınırsan…
Kavga edilecek kişiyi uyandırır…
Tedbir almasına fırsat verirsin…
*
Ve eğer…
Kavga edeceğin kişi
zeki, akıllı biriyse…
Sessizce karşılar tehditlerini…
Aksine…
Sana,
“güçsüz” olduğunu hissettirir…
Yaklaşmaya…
Hatta
“özür” dilemeye hazır olduğunu göstermeye çabalar…
*
Ve…
Bir anda saldırıya geçtiğinde…
Artık çok geçtir…
Çünkü…
Delik deşik olmuşsundur…
*
Bu nedenledir ki…
İstanbul’un en ünlü…
İstanbul’un en güçlü kabadayıları…
“En sessiz, en ufak tefek” bıçkınlar arasından çıkmıştır…
*
Ne yazık ki…
Bu kural…
Devletler için de geçerlidir arkadaşım…



TÜRKİYE KOPMAZ, KOPAMAZ…

Ne oldu ya arkadaş?..
Hani
aşırı sağcı faşist parti ile liberal demokrat parti yarışıyordu Hollanda’da?..
Hani baş başa gidiyorlardı?..
*
Gördün işte…
Hollandalı akıllı…
Hollandalı, maceraperest değil…
Hollandalı ırkçılara iktidar vermiyor, vermeyecek…

*
Ben sana bir şey söyleyeyim mi sevgili gazeteci arkadaşım?..
“AB çökecek?” diye beklemen…
“Güneş yarın Batı’dan doğacak”
diye beklemen kadar abestir…
*
Bırak hamaseti de…
Ayakların yere bassın…

Türkiye muasır medeniyetten kopmaz, kopamaz…


ŞEYTANLAR YENİLECEK…

Şeytan, insanın içinde bir kere mayalanmaya görsün...
Yüzlercesi içine yerleşir…
Tıpkı bir maya gibi kabararak eziyet etmeye başlar…
Ruhu baskılar...

İşte o anda ortaya çıkar güçlü kişilikler…
Güçlü milletler
o anda birden uyanıverir…
“Yüce vicdan, temiz ahlâk” isimli güçlü bir eter salgılayarak şeytanlara koklatırlar…

*
Enseyi karartmayın…
Çok geçmeden o eterler mutlaka salgılanacak…
Bütün insanlık şeytanları yenecek…


MERHAMETLİ DEVLET…

Ey
gazeteci!..
Güçlü
devletlerin merhameti olmaz…
Merhameti olan devletin ise gücü olmaz…
*
Yani ey
gazeteci!..
“Benim devletim çok iyidir… Benim devletim merhametlidir”
diye övünmek…
Devletinin güçsüz olduğunu kabul etmektir…



ZİRVE YAPACAK…

“Artık Rotterdam, İstanbul’un kardeşi falan değil…”

*
Oh be…
Rahatladım…
Demek ki…
Bundan
İstanbul ile Rotterdam dostluğu zirve yapacak…

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar