RÖPORTAJ

Çocukluğumdan beri Hürriyet’teyim!

Sayım Çınar yaptığı röportajlarla büyük ilgi çeken, gündemi belirleyen Hakan Gence ile söyleşi sanatını, gazeteciliği, popüler kültürü değerlendirdi.

Çocukluğumdan beri Hürriyet’teyim!

GAZETECİLER.COM - ÖZEL İÇERİK
SAYIM ÇINAR
sayimc@superonline.com

Bu sefer roller değişti! Sayım Çınar yaptığı röportajlarla büyük ilgi çeken, gündemi belirleyen Hakan Gence ile söyleşi sanatını, gazeteciliği, popüler kültürü değerlendirdi.

Yıllardır Hürriyet haftasonu eklerinde popüler röportajlar yapıyorsun, okuru kalbinden vuruyorsun. Nasıl seçiyorsun isimleri, nasıl hazırlanıyorsun?

Haftanın gündemi ana konum. Popüler kültürden besleniyorum. Kitaplar, filmler, dizileri takip ediyorum, çıkış dönemlerini takip ediyorum. Kanalları arayarak, gazeteleri takip ederek, yazı işlerinde önerilerle şekillendiriyoruz. Genelde o haftanın gündemi de belirliyor ismi. Pazar günü bir şey patlıyor magazinde, bir sonraki hafta da onu deşiyoruz. Haftasonları gazete okuyarak geçiyor, elimde makas tek tek kesip dosyalıyorum.

Röportaj konusunda deneyimli insanlar var Hürriyet’te. Siyasete girmiyorsun söyleşilerinde. Çakıştığınız zamanlar oluyor mu diğer isimlerle, en çok ne yoruyor süreçte?

Hürriyet’in kuralı başka hiçbir yerde çıkmaması gündemdeki haberin. Adamın albümü çıkıyor, o hafta benden başka kimseye konuşma diyorsun. 15 gün sana kitlenmiş oluyor. En çok yoran süreç o oluyor aslında.

Deneme

BEREN SAAT VE AJDA PEKKAN'A ÇOK ŞAŞIRDIM

Şaşırtan isimler de oluyordur mutlaka.

Beni en çok şaşırtan isim Ajda Pekkan oldu. 5 gün 5 gece yazı dizisi yaptık, sabahtan akşama vakit geçirdik, suşi de yedik, ekmek kadayıfı da yedik, markete de gittik. Bize hep şey gibi gelir ya, camdan kafesler içinde ünlüler. Orada herkes gibi yemek yediğini, sahneye çıktığını, apayrı ruh halleri olduğunu gördüm. Beren Saat çok özeldi. Oyuncular arasında sorduğum soruları önceden görmek istemeyen nadir isimlerden oldu, hiç çekinmedi konuşurken.

Deneme

Kimsenin ulaşamadığı isimlere de ulaşıyorsun. Zor kişilikler de denk geliyordur.

Piyasada en zor isim olarak bilinenler, yıllar boyunca öyle konuşulduğu için öyle görünüyorlar. Perihan Mağden çok çılgındır, her an tersleyebilir demişlerdi. Seks konuşmayı severim, kızıyla ilişkisini sormak isterim. Gerilerek gitmiştim. Hiç öyle bir tepki almadım. Kıvanç Tatlıtuğ için de duvarlı dediler. Masaya oturduğumuzda mantıklı sorulara kırmadan mantıklı yanıtlar veriyor. Asla kapris yapmadı. Önyargılar birçok kişide ters çalışıyor.

ÜNLÜLERİMİZ CESUR DEĞİLLER

Çok yerel kalabiliyor ünlülerimiz. Yurtdışında nedir durum, tanınıyorlar mı?

Pelin Karahan, Kıvanç Tatlıtuğ. O kadar çok mesaj geldi ki. Halit Ergenç, Bergüzar Korel… Songül Öden çok yüksek reytingli. Nasıl bir eksiklikleri var dersen bence yeterince cesur değiller. Çok çekmişler, istemedikleri fotoğraflar basılmış, gözlerinin etrafında çizgilerin olduğu fotoğrafları basılmış. Hep dilleri yanmış. Canları yakılmış. Bunu kırmak istiyorum. Emre Yunusoğlu, Mehmet Turgut ile çok çalıştım. Stylingde Başak ile çalışıyorum, Ay Yapım’ın da ekibi. Kıyafetleri ben seçiyorum. Saç makyajda destek alıyorum. Aylık bir röportajı haftalık hazırlıyorum aslında. Fotoğraf yazının bile önüne geçiyor.

Ömür gedik Nazan Şoray ile bir röportaj yapmıştı, devamında Nazan Şoray’ın önüne geçtiği yönünde eleştiriler aldı. Söyleşi yapan öne geçebiliyor.

Gazetecinin tercihi aslında. Gazeteci de marka olmalı. Nasıl albümü alıyorsa, filmini izliyorsa, o kişi için o röportajı okumak diye bir şey var. Ben dengede tutma taraftarıyım.

Deneme

Gazetecinin gazeteciyi haber yapmasını nasıl değerlendiriyorsun?

Haber olacak bir şey varsa neden olmasın. Albümü varsa, kitabı varsa, eleştiri yorum alıyorsa, bence yapılabilir.

"ÜRETEBİLİYORSA NE ALA!"

Rolünü abartan arkadaşlarımız da oluyor. Gazetecilik yapıyor, djlik yapıyor, albüm yapıyor, kitap yazıyor. Kendini kontrol edemeyenler var kabul edelim ki.

Bu aslında şeyle alakalı, yetenek. Üretebiliyorsa ne âlâ. Dozunda olması önemli. Üretmek önemli.

Başarılı olanlar da var. Ömür Gedik bunlardan biri bence. Çabasını anlayabiliyorum.

Öyle bir geçmişi var. Teoman’la çalışmış. Onu doğal karşılayabiliyorum. Onur Baştürk’ün kitabını beğendim, single’ını şaşırtıcı buldum.

Son yıllarda daha katmanlı söyleşilere imza atıyorsun. Yazar ajansıyla da, edebiyatçıyla da yapıyorsun.

Sürekli daha fazlasını istiyorum. Daha büyük isimlere ulaştıkça daha da iyi olsun istiyorum. Fotoğrafta bir tık öteye geçeyim diyorum. Hep daha fazlası.

Politikanın daha önde olduğu dönemler var. Magazin siyasetle yarışıyor. Siyasi yazarın magazin yazmasını nasıl değerlendiriyorsun?

Ben olsam yapmazdım. Neden ben siyaset röportajı yapmıyorum. Çalışırsın ve yaparsın. Ama herkesin alt katmanında belirli bir birikimi var. Bunu değerlendirmek gerekiyor. Daha verimli olmanın yolu bu.

Deneme

AYŞE ARMAN'IN RÖPORTAJINI ÇOK BEĞENDİM

Askerlik yapmış gayle yapılan söyleşisi ilginç bulundu Ayşe Arman’ın. Eleştiren de oldu. Bir yandan da sıradan olarak değerlendirdi. Sen nasıl değerlendiriyorsun?

Ben çok beğendim. Röportaj veren arkadaş yüzünü açsaydı keşke. Bir noktada yaşananları paylaşması önemli. Bir ufuk açacaksa güzel.

Bütün cinsiyetleri kucaklayan birisin. Cinsiyetsiz söyleşiler yapıyorsun. Bu çok eleştiriliyor mu?

Bir işi varsa söyleşi yapıyorum. Ayta Sözeri ile yaptım. Trans bir birey. Ayta’nın söyleşisinin bir bölümü trans olması ile alakalıydı. Büyük bölümünü oyunculuğa ayırdım. Karşındaki insanın cinsiyetini unutmak zorundasın. Kendi hayatını zaten konuşurken anlatıyor. Kimsenin gözüne sokmaya gerek yok. Bir adamla yalnızca yakışıklı olduğu için de röportaj yapılmamalı. Bir neden olması şart.

Günlük gazetelere baktığımızda Hürriyet ekleri çok önde. Rekabet zor. Ekibinden bahsedir misin biraz?

Çınar Oskay ile çalışıyoruz, vizyonu geniş, sana imkan tanıyan biri. Hem politik yönü olan, hem  magazini de bilen biri. İnsanın ufkunu açan biri. Son bir senede çok değişti röportajlarım, zorladı beni, daha iyisi olsun dedi. Savaş öyle biri. İpek Özbey aynı şekilde, Gökçe… sen de onları mutlu etmek için en iyisini yapıyorsun. Mutlu etmek zor bu insanları, ama ödüllendirmeyi de biliyor. Her pazartesi bir modacı gibi, bütün dikişleri kıvrımları yapıyorsun.

EGOM OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM

Medyada bu işleri yapan kişilerin ego durumu var bir de. Sen kendini nasıl görüyorsun?

Egom olduğunu düşünmüyorum. Türkiye’de sanat camiasında konuşmadığım insan kalmamış. Trilyonlarım olsaydı gidip yemek yiyemezdim belki de bu insanlarla. Ajda Pekkan’la kahve içemezsin, Kıvanç’la yemek yiyemezsin. Egom olmadığını düşünüyorum bu noktada. Hiçbir zaman gazeteci kimliği kullanıp şunu da yaptım bunu da yaptım demiyorum.

Yazmak için yaşamak şart mı?

Şart. Vakit geçirmek, görmek gerekiyor. İnsani olarak karşımdakini kırmamaya özen gösteriyorum. İşin sonunda onu üzmek istemiyorum. Onunla ilgili bilgiler topluyorum. Sürekli konuşuyorum. Bana anlat ama seni kırmadan bunu vereceğim diyorum. Eli yüzü düzgün bir şey çıkaracağımın sözünü veriyorum. Birbirimizi kırmadan yola devam edelim diyorum.

Deneme

KABALIĞI KONTROL ETMEK ZORUNDASIN

Röportaj yapmanın belli kriterleri var. Mail yoluyla yapan da var yüzyüze de.

Röportajcılığın farklı versiyonları var. Bir daha bu insanla yüzyüze gelmeyeceğim, övgümü alayım, yerle bir edeyim, ne olursa olsun diyen de var. Diğer türlüsü de bir dostluk bağı kurayım, bu insanlarla hep karşılaşacağım, hep destek olalım diyorum. Bir isimle 4 - 5 söyleşim vardır. Kırmamaya özen gösteriyorum. Kabalığı kontrol etmek zorundasın, tırnaklarını çıkarmayacaksın, cümleleri değiştirmeyeceksin.

EN DOBRA ÜNLÜ NURGÜL YEŞİLÇAY

En çok okunan söyleşilerin hangisi?

Halit Ergenç, Kıvanç Tatlıtuğ, Perihan Mağden, son dönemde Küçük Ağa dizisindeki Emir Berke küçük oyuncu. Geri dönüşü muhteşemdi. Köşe yazarları yazdı. Güzelleri yazdım, Best Model kampına girdim, güzellere gelen tepki inanılmazdı. 650.000 tık alabiliyor bir güzelin söyleşisi. Burak Özçivit, Fahriye Evcan söyleşisi. İnsanların istediği isimlerin söyleşisi. Nurgül Yeşilçay çok dobraydı, çok şaşırttı beni. Sevgilisinin sonradan aldattığı, veremden ölen sevgilisini anlattı.

Köşe yazlıları nasıl gidiyor?

Bir köşem var. Kıyıda köşede kalmış şeyleri oradan duyuruyorum. Mine Tugay Medcezir’den ayrılıyor haberini verdik. Deha’nın gay dergisinde poz vereceğini söyledim.

MAGAZİN DERGİLERİNİ KÜÇÜMSEMEMEK GEREKİR

Eskiden yayınlanan Ses yeniden başladı. Geçmişe özlem var. Şamdan, Diva, Hello var. Bu dergilerin katkısı nedir?

Ben besleniyorum o dergilerden. Bazı fotokopi işler çıkıyor, onları sevmiyorum. Röportaj, özel haber, köşe yazısı seviyorum. Hiç ummadığın bir yerden bir şey çıkabiliyor. Magazin dergilerini küçümsememek gerekiyor.

Gazetecilik mesleği yapan insanlar gazetecilik mezunu olmayabiliyor. Sen de arkeologsun örneğin.

İstanbul Üniversitesi arkeoloji okudu. Puanım Ankara’ya tuttu. Şehir dışında tek başıma yaşayamam dedim, annem babam gazetecilikten geliyor. Haftasonu ekleri okuyarak büyüdüm. Babam Hürriyet ve Sabah’ta çalıştı; annem Hürriyet’te devam ediyor. Santralde çalışıyor. 40 yılı geçti neredeyse. Annemle babam Hürriyet’te tanıştılar zaten, sonradan ayrıldılar. Genlerden de gelen bir şey var sanırım. Staja başladım. Sınıfta kalmadan bölümü bitirdim. Okuyayım, ezberleyeyim anlayışında bir bölümdü, matematik kafam yoktur. Nasıl soru soracağımı öğrendim, çok destek gördüm ilk günden. Nereden nereye… Hürriyet’in önünde sünnet oldum, öyle bir fotoğrafım bile var.

ÇOK OKUNANLAR