RÖPORTAJ

İnkılap Yayınları değişen, gelişen, yenilikleri takip eden bir yayınevi

Sayım Çınar, Aren Şenorkyan’la ile İnkılap Yayınları’nı, gelecek günleri, sektörü konuştu.

İnkılap Yayınları değişen, gelişen, yenilikleri takip eden bir yayınevi

GAZETECİLER.COM - ÖZEL RÖPORTAJ
SAYIM ÇINAR
sayimc@superonline.com

Köklü bir yayınevi İnkılap Yayınları, her dönemde çok satanları bulmayı başarmış bir gelenekten geliyor. Sayım Çınar, Aren Şenorkyan’la ile İnkılap Yayınları’nı, gelecek günleri, sektörü konuştu. 

İnkılâp Yayınları köklü bir yayınevi. Sürekli yenileniyorsunuz. Son yıllarda yeni yayıncılığa nasıl bakıyor, değişimleri nasıl izliyorsunuz?

İnkılâp Kitabevi kurulduğu günden bu yana yayıncılık faaliyetini aksatmadan ve hız kesmeden kendi önüne bakarak hep ileriye taşıdı. Türkiye’nin dönemsel ve değişen koşulları içerisinde yayıncılık yapmak doğal olarak her iş kolunda olduğu gibi bizim de soluksuz bir şekilde ilerlediğimiz bu alanda birtakım zorlukları da beraberinde getirmiyor değil. 

İnkılâp Kitabevi 1927 yılından bu yana yayıncılık faaliyeti yürüten bir yayınevi. Bu anlamda ülkemizin de en köklü yayınevlerinden biri. Bugüne kadar yayımladığımız kitapların tür ve adet olarak fazlalığı bunun en belirgin göstergesi.  Hızla değişen dünyaya ayak uydurup, çağdaş toplumlar seviyesinde kalabilmenin yolunun bilgiden geçtiğinin bilinciyle 40 değişik kitap kategorisinde yaklaşık 20.000’i aşkın kitap yayımlamışız. İnkılâp Kitabevi bugün dönüp baktığınızda pek çok okurun ilk gençliğinde kitaplarıyla birlikte büyüdüğü bir yayınevi. Gerek bir dönem yoğun bir şekilde yayımladığı ders kitaplarıyla olsun gerekse Türk ve Dünya edebiyatından yayımladığı önemli metinlerle olsun okur nezdinde hep saygınlığı olan bir yayınevi. Bu deneyimin ve geçmiş bilgisinin kazandırdığı pek çok avantaj var elbette. İnkılâp hep bu artı değerleri kendi hanesine taşımayı bildiği için bugünkü konumunda. Dünyanın değişen ve dönüşen şartları içerisinde artık İnkılâp da vizyonunu bu koşullara göre oluşturuyor. Çoğu zaman bu koşulların önüne geçmek ve yeni bir soluk olmak gibi iddialarımız da her zaman mevcut. Bizi en çok da bu düşünce motive ediyor. Zaten yayıncılığın temel dinamiklerinden, en önemli motor güçlerinden birisi de bu olsa gerek. Hep ileriye bakmak, geçmişi önünde bir engel olarak değil bir kazanım olarak bugüne taşımak ve hep yeni şeyler söylemek. Önümüzdeki dönemde de söyleyecek ne kadar çok sözümüzün olduğu da görülecektir. Kuşkusuz yayıncılık alanında değişen pek çok şey var. Artık gelenekselleşmiş bir masa tarzı yayıncılığın çoktan tarihe gömüldüğünü söyleyebiliriz. Yayınevi sektörü geliştikçe doğal olarak yanında pek çok sorunu da getiriyor. Hele ki kurumsal bir kimlik kazanmadığınız müddetçe ve değişen dinamikleri de iyi okuyamadığınız zaman işin rengi de değişiyor.  Biz kurumsal kimliğimizle yayıncılık anlayışını hep ileriye taşıyan bir dinamiğin motor gücü olmak istiyoruz. Bunu ne kadar başardık, bu biraz da okuyucunun takdirine kalıyor.      

Büyük yayınevlerinin aynı zamanda kitap fuarlarını da yakından takip ettiği bir dönem yaşıyoruz. Fuarlarda çok satan çeviri kitapları yakalayabiliyor musunuz?

İnkılâp Kitabevi olarak yerli ve yabancı trendleri yakından takip ediyoruz. Katıldığımız kitap fuarlarında yayın programımıza pek çok yeni kitap kazandırıyoruz. Dünyadaki büyük yayınevlerinin çizgisinde ve rotasındayız diyebilirim. Okurun her türlü ilgisine cevap verebilmek, çok farklı alanlarda ve türlerde yapılmış çalışmalarla okuyucunun karşısına çıkmak bugünkü koşullarda bir gereklilik. Çünkü her alanın okuyucusunu yayınevinize çekmek büyük bir yayınevi olmanın da ön şartlarından biri aslında. Yayımladığımız konu başlıklarına okuyucunun verdiği tepki de çok önemli. Yayınevi markamızın belirleyiciliği bu türden kitapları diğer muadili yayınevlerinden ayıran en önemli özellik. Seçeceğimiz kitapların içeriği ve yazarı bizim için belirleyici oluyor.


İnkılâp Yayınları üç kuşak boyunca yayıncılık yapmayı sürdüren bir aile şirketi. Köklü yayınevi olmanın avantajları nelerdir?

İnkılâp Kitabevi 1927 yılında ilk kez ders kitapları basarak yayıncılığa başlamış. Sonrasında mesela Demircinin Elkitabı gibi özel ilgi alanlarına yönelik referans kitapları basmış, devamında yine okullara yönelik kitaplar ve Türk klasikleri başta olmak üzere Türk ve dünya edebiyatının önemli kitaplarını yayımlamış. Bugün İnkılâp, bünyesinde Mandolin ve Sayfa6 yayınevlerini de bulunduran, yayıncılığın matbaadan mağazacılığa ve dağıtıma kadar bütün aşamalarında bire bir olan ve bunu son derece profesyonelce yapan bir yayınevi. Yakın zamanda kaybettiğimiz, İnkılâp’ın da simge isimlerinden olan babam Onnik Şenorkyan “her kitabın bir okuyucusu olduğunu” söylerdi. Biz de onun bıraktığı yerden yolumuza devam ediyoruz. Türkiye’nin en köklü yayınevlerinden biri olmamızın bize sağlamış olduğu pek çok avantaj var. Değişmeyi, yenilikleri takip etmeyi, vizyonunu güncellemeyi bilen bir yayıneviyiz.

İnkılâp kitabevlerinin yayınevine katkısı oldukça iyi olmalı, hem kitapçı hem yayıncı olmanın kuralları olmalı. Ayakta kalmak için neler yapıyorsunuz?

Öncelikle bizim ülkemizde kitap okuma oranının düşük olması Batı’ya göre en büyük handikapımız. Korsanla bir türlü mücadele edilememesi de bir başka handikapımız. Ama yayın kalitesi ve çeşitliliği konularında Batı’ya çok yaklaştığımızı düşünüyorum. Yine de kitabın insanların ihtiyaç listesinde hangi sırada olduğuna baktığınızda (ki 253. sırada) ülkemizde yayıncılık yapmanın Batı’ya göre ne derece zor olduğunu anlayabilirsiniz. Teliflerin ve kâğıt maliyetlerinin yüksek olması fiyatları artırıyor, ama bunu kitap fiyatlarınıza yansıtamıyorsunuz, çünkü alım gücü ortada. Dolayısıyla görsel açıdan belki Batı’dakiler kadar kaliteli kitaplar üretemiyoruz, çünkü maliyetler yükseldikçe raf fiyatlarının da artması gerekiyor. Sert kapaktan kaçınmamız veya “coffe table” tarzı dediğimiz butik kitapları istediğimiz kadar üretemememiz buradan kaynaklanıyor. Bu konuda henüz Batı kadar avantajlı değiliz. En temel sorunlardan biri de kuşkusuz arzın talebe kıyasla çok daha hızlı artması ve dükkân alanlarının aynı kalması. Bence en büyük artımızsa genç bir nüfusumuzun olması, çünkü en çok kitap okuyan kesim gençler. Yazılması ve basılması gereken çok kitap var. Yolun hala başındayız.

Hem yayınladığında çok satan hem de uzun yıllar baskıda kalan kitap sayısı yok denecek kadar az. Bu durumu neye bağlıyorsunuz?

Hem kitabın niteliğiyle, toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilmesiyle hem de zamanımızın hızıyla ilgili bir durum söz konusu. Bu açıdan oldukça şanslı bir yayıneviyiz. Her dönem yayımladığımız kitaplar kalıcılıklarını onaylatmış kitaplar oluyor. Yayın listemizde bu kitapların ağırlığı epeyce fazla diyebilirim. 

Uzun yıllardır yayın sektöründesiniz. Uzun soluklu bir yayınevi olmanın sırları nelerdir?

İnkılâp Kitabevi her alanda yayımladığı kitaplarla aslında bir dönemin kültürel ve sosyal hayatına etki etmiş bir yayınevi. Otomobil bakım kitaplarından tutun da Elektrik-Elektronik devreleri, Tarım ve Hayvancılık, klasik edebiyat, felsefe, sosyoloji, inceleme-araştırma, Tarih, mitoloji, tiyatro, sinema, din-tasavvuf alanlarına kadar uzanan oldukça geniş bir yelpaze söz konusu. Alanında ilk yayınlanan pek çok çalışmayı halen daha bünyemizde barındırıyoruz. Bir dönemin çok satılan romanlarını Kerime Nadir ve Muazzez Tahsin Berkand’ları bile bu dönüşümün içerisinde düşünebilirsiniz. Türk edebiyatının önemli klasiklerini halen daha yayımlamaya devam ediyoruz. Reşat Nuri Güntekin, Refik Halid Karay külliyatlarımız hiçbir dönem eskimeyecek yapıtlar. Bugün evrildiğimiz yayın çizgisi her alanda toplumun ihtiyaçlarını gözeterek iyi olanı, nitelikli olanı okuyucuya sunmaktan başka amacı olmayan bir çizgi. Bu çizgimizi her geçen gün daha da zenginleştirerek sürdürmeye devam ediyoruz. Hem içerik hem de biçim zenginliğiyle okuyucuyu yücelten, ona değer veren bir yayıncılık anlayışı bizimkisi. Bütün bunların bir sonucu olarak İnkılâp Kitabevi yakın zamanda büyük değişiklik yaşadı. 2007 yılında Mandolin Yayınevi’nin kurulmasıyla önce çocuk kitaplarını, 2011 yılında Sayfa6’nın kurulmasıyla da roman türünü yayın listesinden çıkardı. Bu değişim İnkılâp için büyük bir değişiklikti. İnkılâp’ın hareket alanını genişletti, referans kitaplarına daha çok yönelmesini sağladı. Aklınıza gelebilecek her tür referans, inceleme-araştırma, bilim, politika, tarih kitabı artık İnkılâp’ın yayın listesinde kendisine daha geniş yer bulabilecek durumda. Ama genellememi isterseniz, asla sadece tek bir düşünce biçimini savunan, ayrımcı, kişilerin veya toplulukların haklarına müdahaleci bir tavrı olan kitaplar basmamış bir yayınevi İnkılâp, ideolojik akımların dışında durarak sanatı, eğitimi, edebiyatı baz alan, geniş kesimlere hitap eden kitaplar basarak bugüne gelmiş; ve biz de bugün bu çizgiyi devam ettiriyoruz. Genç okurlara ayrıca önem veriyoruz. Kitapla okur arasında bir köprü kurduğumuzun bilincinde olarak yaptığımız işe saygı duyuyoruz.

İnkılâp Kitabevi olarak geleceğe dair hedefleriniz nelerdir?

Geçmişinde, sektörün her alanında, hep yeniliklere öncülük etmiş bir yayınevi olarak elbette yeniliğe açık ve kalıcı eserleri okuyucularımızla buluşturmak öncelikli hedeflerimizden biri. Garbis Fikri, Nazar Fikri ve Onnik Şenorkyan’dan aldığımız bayrağı bizden sonra gelecek nesillere devredip İnkılâp geleneğini ilk günkü heyecanı ve dinamikliğiyle sürdürmek istiyoruz.

İnkılâp Kitabevi pek çok başlık altında kitap yayımlayan bir yayınevi. Bu kadar çok başlığa sahip olmak bir zaman sonra okuyucu nezdinde çok kafa karıştırıcı olmuyor mu?

İnkılâp Kitabevi 1927 yılında ilk kez ders kitapları basarak yayıncılığa başlamış. Sonrasında mesela Demircinin Elkitabı gibi özel ilgi alanlarına yönelik referans kitapları basmış, devamında yine okullara yönelik kitaplar ve Türk klasikleri başta olmak üzere Türk ve dünya edebiyatının önemli kitaplarını yayımlamış. Bugün İnkılâp, bünyesinde Mandolin ve Sayfa6 yayınevlerini de bulunduran, yayıncılığın matbaadan mağazacılığa ve dağıtıma kadar bütün aşamalarında bire bir olan ve bunu son derece profesyonelce yapan bir yayınevi. Dünyadaki büyük yayınevlerinin çizgisinde ve rotasındayız diyebilirim. Okurun her türlü ilgisine cevap verebilmek, çok farklı alanlarda ve türlerde yapılmış çalışmalarla okuyucunun karşısına çıkmak bugünkü koşullarda bir gereklilik. Bir kafa karışıklığına sebebiyet vereceğini düşünmüyorum. Çünkü her alanın okuyucusunu yayınevinize çekmek büyük bir yayınevi olmanın da ön şartlarından biri aslında. Yayınladığımız konu başlıklarına okuyucunun verdiği tepki de çok önemli. Yayınevi markamızın belirleyiciliği bu türden kitapları diğer muadili yayınevlerinden ayıran en önemli özellik. Okuyucu rafta İnkılâp’a ait bir kitap gördüğü vakit tereddüt etmeden o kitaba yönelebiliyor. Bu da bir yayınevi için oldukça önemli bir durum, her zaman ulaşılmak istenen hedeflerden biridir.  

İnkılâp Yayınlarına gelen dosyalara ne kadar sürede yanıt veriyorsunuz? Size gelen dosyalara tam olarak nasıl yanıt veriyorsunuz?

Editörlerimiz gelen bütün dosyaları okurlar ve aramızda tartışırız. Genç yazarlara ayrıca sempati duyuyoruz ve destekliyoruz da. Yazar adayları için çok uzun da olsa yayıncılar için oldukça kısa bir süre diyebileceğimiz 3 aylık bir zaman dilimi içerisinde değerlendirme sonucunu yazar adaylarımıza, yazarlarımıza iletiyoruz. Her dosyanın belli kabul ve red gerekçeleri vardır. Kimi zaman eserin niteliği, kimi zamansa yayın programına uygunluk gibi değişen pek çok kriter söz konusu.

 
ÇOK OKUNANLAR