MEDYA KÖŞESİ

Nazlı Ilıcak neden <font color='#FF0000'>12 Eylül lehine </font>yazdı?

"Ama zaman zaman eleştiri sözlerim çıkarılıyor, sadece lehteki ifadeler yazıda kalıyordu."

Nazlı Ilıcak neden <font color='#FF0000'>12 Eylül lehine </font>yazdı?
GAZETECİLER.COM - "Darbelerle hiçbir zaman uzlaşmadım." diyen Nazlı Ilıcak, köşesinde 12 Eylül'de Tercüman gazetesinde yazdığı yazılarda neden Evren'i ve darbecileri destekleyen cümleler yer aldığını sorusuna farklı bir şekilde yanıt verdi.

NAZLI ILICAK 12 EYLÜL'DE NE DEMİŞTİ?
18 Eylül 1980 tarihli “Cumhuriyeti koruma ve kollama harekâtı” başlıklı yazısında “12 Eylül”ün “darbe” olmadığını iddia eden Nazlı Ilıcak şöyle yazmıştı:

 “12 Eylül bir darbe değildir, diyen Orgeneral Kenan Evren’e tamamiyle katılıyoruz. 12 Eylül ne bir darbedir, ne de bir ihtilâl. Zira ‘darbe’ de, beğenilmeyen yönetim devrildikten sonra, şahsen iktidara geçip hükûmet etme hırsı galiptir ve ‘kalıcı olma’ vasfı ağır basmaktadır. Halbuki 12 eylül’de geriye dönük bir genel tasvib mevcuttur.”

Ilıcak, 16 Ekim 1980’de kaleme aldığı “12 Eylül’ün yeri” başlıklı yazısında ise şöyle yazmıştı:

“12 Eylül, 27 Mayıs’ın hatalarını tekrarlamıyor. Bir siyasi parti paralelinde görünüp diğerini mahkûm etmiyor. Tabiî mahkemeler esnasında cayıp, olağanüstü mahkemeler kurdurmuyor. Kendi meşruiyetini, başkalarının mağduriyetinde aramıyor. Çünkü 12 Eylül’ün gerekçesi haklıdır; 12 Eylül terörden bezen halkın meşru müdafaaya geçtiği gündür.”
"12 Eylül, kâbus gibi medyanın üzerine çökmüştü.

Hoşa gitmeyen en ufak bir cümle bile gazete kapatılmasına yol açıyordu.
Bu yüzden, her gazetede "otosansür" mevcuttu. Ben de, düşüncelerimi ifade etmek amacıyla makalelerimin içine denge sağlayıcı birkaç cümle serpiştiriyordum.

ELEŞTİREL CÜMLELERİMİ YAZI İŞLERİ ÇIKARTIYORDU

Ama zaman zaman eleştiri sözlerim çıkarılıyor, sadece lehteki ifadeler yazıda kalıyordu.

Balyoz, Ergenekon gibi davaların önemini vurguladığım için bazı meslektaşlarımız, 12 Eylül darbesini desteklediğimi iddia etmeye başladılar.

Oysa 12 Eylül sürecinde, hem yazılarım dolayısıyla 3 ay Sağmalcılar Cezaevi'nde yattım, hem de Tercüman gazetesi hoşa gitmeyen makalelerim sebebiyle sıkıyönetim tarafından 3 kez kapatıldı.

EVREN'E GAZETE KAPANINCA DAHA ÇOK ZARAR GÖRÜYORUZ DEDİM

Tercüman çalışanları, gazetenin kapatılmasına sebebiyet verdiğim için beni ağır bir dille eleştiriyordu.

Bu baskılardan bunaldım ve bir vesileyle Evren ile karşılaştığımda, gazeteyi kapatmak yerine beni hapse atmalarını söyledim. Evren, "Size zarar vermemek için böyle davranıyorduk" şeklinde konuşunca, "Gazetenin kapatılması bana daha çok zarar veriyor" dedim. O konuşmadan sonra, mahkemeden 3 aylık ceza çıktı.

AYERİ BENİ ELEŞTİRMEK İÇİN ...

O günlerde Tercüman'da esen havayı Burhan Ayeri, sözde beni eleştirmek adına şöyle anlatıyor: "Tercüman'ın batışı Nazlı Ilıcak'ın Evrenspor yazısıyla başladı. Bu yazının gazeteye konulmaması olayının birinci dereceden şahidi Faik Akın'dır. Koymam deyince, Nazlı Hanım, 'Kemal Avustralya'dan gelsin soktururum' karşılığını verdi. Faik, 'O zaman Ayşe tatile çıkar' diyerek kapatmayı hatırlattı.
Sonuçta Tercüman bir 30 Ağustos arefesi süresiz kapatıldı.
Bu, sonun başlangıcı değil de nedir? Enteresan bir kadın, Demirel mağdurken onu tutuyor; iktidardayken onun karşısına geçiyor.
Mesut Yılmaz ile muhalefetteyken arası iyiydi, Mesut Bey işbaşına geldi onun aleyhine yazmaya başladı; yani hep muhalif. Bir tek Erdoğan'a değil.
"

Hiçbir zaman darbe şakşakçısı olmadım. Kendilerine suç ortağı arayan darbeci kalemlere duyurulur."
ÇOK OKUNANLAR