MEDYA KÖŞESİ

Murat Bardakçı yazdı: Atatürk mü, Abdülhamid Han mı, yoksa Evliya Çelebi mi?

Habertürk yazarı Murat Bardakçı, yeni havaalanı için telâffuz edilen isimlerin sadece “Atatürk” ve “Abdülhamid Han” ile sınırlı kalmadığını "Evliya Çelebi” isminin de konuşulanlar arasında olduğunu açıkladı.

Murat Bardakçı yazdı: Atatürk mü, Abdülhamid Han mı, yoksa Evliya Çelebi mi?

Habertürk yazarı Bardakçı, yeni havaalanına eskisinin isminin verilmesi, yani onun da “Atatürk” olması gerektiğini, hava ulaşımı ile beraber eskisinin isminin de yenisine nakledilmesi çok doğru bir hareket olacağını açıkladı.

Atatürk mü, Abdülhamid Han mı, yoksa Evliya Çelebi mi?


Hani delinin biri kuyuya bir taş atar da on akıllı çıkaramazmış ya, Sevilay Yılman da işte böyle bir iş etti; “Yeni havaalanının isminin ‘Abdülhamid Han’ olacak” diye bir tweet attı, sonra hata ettiğini yazdı ama olan oldu, ortalık birbirine girdi.

Yazarların memleketin önemli ama henüz resmiyet kazanmamış meselelerinde ahkâm kesmelerinden, kanaatlerini “Bu işin bu şekilde yapılması gerekir!” diye peşinen empoze etmeye çalışmalarından oldum olası hoşlanmamışımdır.

Hele, sarfedilen sütunlar dolusu sözün “Bunun böyle olması gerektiğini düşünüyorum!” gibisinden kıytırık bir cümle ile son bulması yok mu?

“İşin doğrusu aha işte, budur!” diye dürüst ve kesin konuşmak varken yazıyı “Efendim, şöyle düşünüyorum”, “Kanatime göre bu şekilde olması lâzımdır” yahut “Yapılması gerekenin bu olduğu zannındayım” gibisinden lâstik gibi ifadelerle bitirmek bilgisine ve kanaatine güvenemeyenlere mahsustur!

Köşe yazılarında böyle ahkâm kesilmesinden bahsetmemin Sevilay ile alâkası yok; Sevilay yeni havaalanının ismi hakkındaki tweetinde böyle bir iş etmedi, sadece işittiğini nakletti… Ahkâm kesme meselesini hatırlatmamın sebebi hiç hoşlanmadığım bu işi şimdi bizzat yapacak ve yeni havaalanının adı hakkında “Verilmesi gereken isim budur” diyecek olmam…

İşte benim kanaatim:

Yeni havaalanına eskisinin isminin verilmesi, yani onun da “Atatürk” olması gerekir! Eski hava meydanı artık kullanılmayacak, onun yerini çok daha büyüğü ve moderni alacaktır ve hava ulaşımı ile beraber eskisinin isminin de yenisine nakledilmesi çok doğru bir hareket olacaktır.

Sözü dolandırmadan söyleyeyim: Resmî dairelerdeki fotoğrafların, heykellerin, büstlerin ve paraların üzerindeki resimlerin yetmiş seneden buyana Atatürk ile sınırlı tutulması bir “tarihî şahsiyet kıtlığı”na sebep olmuş haldedir ve devlet dairelerine Avrupa’da ve Amerika’da olduğu gibi kurucu liderin resmi ile beraber zamanın devlet başkanının fotoğrafı da asılmalıdır!

Ama, mesele İstanbul gibi dünyanın en büyük metropollerinden birinin havaalanı olunca iş değişir. Yeni meydana “Atatürk” gibi kapsayıcı bir ismin verilmesi bir yerde şarttır; zira Atatürk bugün sevenlerinin yanısıra muhaliflerinin gözünde de memleketin ilk sıradaki ortak ismi ve ortak değeridir! Üstelik, havaalanının isminin eskisi gibi “Atatürk” olması , yani “kurucu lider” hakkında bir fikir değişikliğinin mevcut bulunmadığının görülmesi, toplumda son senelerde artan gerginlikleri de azaltacaktır.

Ufak bir azınlıktan ibaret olan ve sadece Atatürk’e değil, artık Mehmed Âkif’e bile hiç sıkılmadan lâf edip hakaret dolu küstahlıklarını sosyal medyadan etrafa pervasızca saçan radikal grupları ciddiye almamıza ise, lüzum bile yok…

“EVLİYA ÇELEBİ” OLABİLİR Mİ?

Son günlerde yaşanan “Atatürk mü, Abdülhamid Han mı?” tartışması sırasında başka isim teklifleri de yapılıyor; meselâ “Gazi”, “Gazi Mustafa Kemal”, yahut sadece “Mustafa Kemal” adları da hatırlatılıyor.…

Bu teklifler, yeni havaalanına “Atatürk” isminin verilmemesi ihtimaline karşı “Atatürk demeyebilirler, o halde Gazi falan olsun” düşüncesi ile yapılmış ürkek çıkışlardır! İstanbul’un yeni ve devâsâ havaalanına bu isimlerden birinin değil verilmesi, teklifi de gereksizdir; zira bunların tamamı bile “Atatürk” sözünün etkisini ve çağrışmını yapmaktan fersat fersah uzaktır!

Üstelik, yeni havaalanı için telâffuz edilen isimler sadece “Atatürk” ve “Abdülhamid Han” ile sınırlı kalmıyor… Bazı özel görüşmelerde ortaya başka isimler atılıyor; meselâ “Evliya Çelebi” de telâffuz ediliyor…

“Evliya Çelebi”, bence İstanbul’un havaalanlarından biri için mükemmel bir isimdir ama “Atatürk Havaalanı”nun ardından, ileride yapılacak bir başka meydana verilmesi şartı ile…

Sultan Abdülhamid’i seversiniz, yahut sevmezsiniz veya hakkında pek birşey bilmemenize rağmen bir kesimin başlattığı modaya uyup “Bu isim de nereden çıktı?” diyebilirsiniz ama Abdülhamid’in hatâları ve sevapları ile bu memleketin hükümdarı, üstelik son devrin çok önemli bir ismi olduğunu kabul etmek zorundasınızdır.

Gerçi hükümdarın tarihteki rolünü ve önemini bilip hatırasına saygılı davranmak ile isminin Türkiye’nin en büyük havaalanına verilmesi arasında önemli farklar vardır, üstelik bugünkü tartışmalar da aslında doğmamış çocuğa don biçmekten ibarettir!

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar