GÜNDEM

Mehmet Ocaktan ile Fatih Altaylı kavgasındaki yerimiz!..

“Bana ateş ile itfaiye arasındaki savaştan kimden yana olacağım sorulursa tabii ki itfaiyeden taraf olurum”.

Mehmet Ocaktan ile Fatih Altaylı kavgasındaki yerimiz!..

ADNAN BERK OKAN

 

Churchill’e İngiltere ile ilgili bir soru sorulduğunda şu cevabı vermişti:

“Bana ateş ile itfaiye arasındaki savaşta kimden yana olacağım sorulursa tabii ki itfaiyeden taraf olurum”.

Ben de konu “Atatürk” ve “karşıtlığı” olduğunda tabii ki “Atatürk”ten taraf olurum.

Hele şu barış sürecine girilmişken…

Hele bu süreçte Atatürk, Atatürkçülük ve Atatürkçülere çok fazla ihtiyacımız olduğu aşikârken…

Nereden mi icap etti?..

Söyleyeyim.

Mehmet Ocaktan bugünkü Star’da “Efelenme dönemleri çoktan bitti Altaylı” başlığı altında yayımlanan yazısında Fatih Altaylı’nın 2 Ocak 2013 tarihli makalesine cevap veriyor.

Pardon…

Cevap vermiyor; Altaylı’ya çakıyor…

Altaylı 2 Ocak tarihli Gazete HT’de “Zırva zırvadır Ocaktan” başlığı altında yayımlanan makalesinde Ocaktan için ne demişti önce onu hatırlatayım:

 

Mehmet Ocaktan bilsin ki, benim gibi yazarları, kendileriyle karıştırmasınlar.

Kendi taraflarında olduğunu düşündükleri kişiyi eleştirmemek Ocaktan gibilere mahsustur.

Aynen bir dönem Hüseyin Üzmez'i bile eleştirmekten imtina etmeleri, neredeyse temize çıkarmak için çalışmaları gibi.

O yüzden Ocaktan'a tavsiyem, en azından internet üzerinde bir araştırma yapsın.

Levent Kırca'yı kimlerin eleştirdiğini bir görsün.

Sonra bir de kendisinin eleştiri yapacağı zaman özneye nasıl dikkat ettiğini, özneye göre nasıl tavır aldığını, hatta aldıklarını görsün.

Sonra bu yazısından dolayı utansın.

 

Bu arada yazının başlarında bir yerlerde de “Atatürk aşığıyım” diyen Altaylı, Ocaktan’ın Levent Kırca'yı eleştirmekten daha çok "Atatürkçülük" eleştirisi yaptığına dikkat çekiyor; meslektaşının "Medya Kırca'ya bir şey demez, hatta korur. Çünkü Levent Kırca, Atatürkçü" demeye çalıştığına işaret ediyordu.

Ocaktan işte bunlara çok kızmış…

Atatürkçülüğü eleştirdiğini ama asla Atatürk’ü eleştirmediğini savunuyor…

Tabii benim gibi Ocaktan’ın nasıl da hızlı bir Atatürk eleştirmeni olduğunu (ki olabilir; Atatürk tabu değildir, olmamalıdır da) bilenler bunu yemiyor…

Ocaktan, Altaylı’nın kendisiyle ilgili biraz da ağır kaçan o eleştirisine cevap vermekte yerden göğe haklı…

Ama…

Bunu yaparken taaa 1999 yılına gidip de Altaylı’nın yaptığı bir radyo konuşmasını bahane ederek meslektaşını kendi yandaşlarına “hedef” göstermesi gazetecilik ilke ve ahlâkıyla bağdaşmıyor.

Eğer hepimiz birbirimizi geçmişimize hapsedeceksek, bırakın yazı yazmayı hiçbirimiz sokağa çıkamayız…

Hâsılı; iki yazarımız arasında Altaylı’dan yanaymış gibi tavır alışım Altaylı’ya olan muhabbetimden değil;

Ocaktan’ın makalesinde belden aşağı inip, Altaylı’yı geçmişteki bir konuşmasıyla vurmaya çalışmasından…

Ocaktan unutmamalı ki günümüz Türkiye'sinde, yönettiği merkez ve sekuler bir gazetede başı örtülü bir hanımefendi yazarımıza (Nihal Bengisu Karaca) köşe veren tek genel yayın yönetmeni Fatih Altaylı’dır…

adnanberkokan@gmail.com 

 

ÇOK OKUNANLAR