GÜNDEM

Medyamız karar veremiyor Esad mı Esed mi?

Suriye lideri Beşşar Esed'in ismi Türk medyasında farklı şekillerde yazılıyor. Bazı gazeteler Esed'i tercih ederken bazıları Esad yazmakta ısrarcı. Peki, doğrusu ne?

Medyamız karar veremiyor Esad mı Esed mi?

Suriye'deki olaylar uzun bir süreden beri gündemimizi meşgul ediyor. Pek çok kanal, gazete ve ajans ülkedeki son durumu günbegün takipçilerine ulaştırıyor. Ülkede yaşanan gelişmeler neticesinde de Suriye lideri Beşşar Esed'in ismiyle sıklıkla karşılaşıyoruz. Ancak farklı şekillerde! Liderin ismini her bir televizyon kanalı farklı telaffuz ediyor. Durum gazetelerde de benzer. Sayfaları çevirirken liderin isminin bir gazetede Esed, diğerinde Esad yazıldığına şahit oluyoruz. Türk medyası olarak yakın komşumuz Suriye liderinin ismini hatta soy ismini yazarken uzlaşma sağlayamıyoruz. Zira Beşşar şeklinde yazanlar olduğu gibi Beşar'ı tercih edenler de yok değil.

Başbakan Tayyip Erdoğan bundan birkaç ay evvel parti grup toplantısında, "Ortadoğu'yla ilgili enstitülerde, bölümlerde Arapça bilen eleman sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar, orijinal kaynaklardan değil İngilizce kaynaklardan takip edildiği için, Türkiye'de çok yaygın olan ortak isimlerin dahi İngilizce yazılışıyla aktarıldığına şahit oluyoruz. Bakıyorsunuz, bildiğiniz Hüseyin'i Hussein, böyle telaffuz ediyorlar, böyle yazıyorlar. Bildiğiniz Muhammed'i Mohammed diye yazan ve telaffuz edenler çıkıyor." cümlelerini kurmuştu.

Peki bu farklılığın temelinde yatan sebep ne? Aslına bakarsanız bu durum Türk medyasının bölgeye ne kadar yabancı olduğunun göstergesi. Çünkü dış haberler servislerinde Arapça bilen çalışanı olmadığından dolayı Ortadoğu'daki gelişmeleri yabancı ajansların haberlerini tercüme ederek okura duyuruyor. Haliyle böyle karışıklıklar ortaya çıkıyor. Konunun muhatapları bölgeye yabancı olduğumuz görüşünü destekliyor. Zaman yazarı Abdülhamit Bilici'ye göre birçok gazeteci doğu dillerini değil, batı dillerini biliyor. Dolayısıyla bölgedeki yabancıların isimleri kullanma biçimi esas alınıyor. Bizim literatürümüze de yabancıların yazdığı şekilde giriyor. TRT Dış Haberler Editörü Bülent Güler ise Arapça bilen uzmanın az olmasından dolayı bu sıkıntıların yaşandığını anlatıyor.

Telaffuz edildiği gibi yazılmalı

Peki, liderin ismi nasıl yazılmalı? Bu sorunun cevabını Bilici şöyle veriyor: "İmla kuralına göre yabancı bir isim Latin alfabesiyse aynı şekilde kullanılır. Değilse mesela Arapçaysa telaffuz edildiği şekilde yazılmalıdır. Yani bir Arap kendi liderlerinin ismini nasıl seslendiriyorsa kendi alfabemizde buna en yakın kodlamayı yapmamız gerekir. Belirgin bir 'e' ya da 'a' harfi yok ama Esed yazmak doğru olanı." İki ayda bir yayınlanan siyasi dergi Turkish Rewiev'in yayın yönetmeni Kerim Balcı'ya göre ise herhangi bir anlam kayması yaşanmıyorsa her dilin kendine has değişiklik yapma hakkı var. Arap fonetiğinde 'e' sesi yok, 'e' ile 'a' arasında bir ses var. Her iki şekilde de anlam değişmediği için farklı şekillerde kullanılabilir.

 

Özel isimlerin yazımında uzlaşı sağlamalıyız

Abdülhamit Bilici, Cihan Haber Ajansı: Türkiye'de imla üzerinde uzlaşamama sorunu var. Bazı durumlarda ihtilaflar çıkabiliyor. Liderin isminin bir ülkede farklı şekillerde yazıya dökülmesi can sıkıcı bir durum. Bu dillerdeki isimleri yabancı, özellikle Batılı kaynaklardan aldığımız için böyle sorunlar yaşanıyor. Çünkü birçok gazetecimiz, entelektüelimiz doğu dillerini değil batı dillerini biliyor. Dolayısıyla o bölgedeki yabancıların isimleri kullanma biçimini esas alıyoruz. Bizim literatürümüze de onların yazdığı şekilde giriyor. Diğer isimler için de bu karışıklık söz konusu. Hâlbuki bunu bizim isimlendiriyor olmamız lazım.

Anlam kayması olmuyorsa farklı şekilde yazılabilir

Kerim Balcı, Turkish Rewiev Yayın Yönetmeni: Sorun Arap alfabesi ve ses yapısıyla Türk ses yapısının birbirine uymamasından kaynaklanıyor. Arap fonetiğinde 'e' sesi yok, 'e' ile 'a' arasında olan bir ses var. Peki, bir özel isim Türkçeleştirilebilir mi? Bir devletin ismi El- Ürdün, El- Mısır'da olduğu gibi Türkçeleştirilebiliyorsa bir şahsın ismi de Türkçeleştirilebilir. Hatta bu isim dünyaya mal olduğundan fazla Türkiye'ye mal olmuşsa. Türkçeleştirmemiz ve kendi dilimize mal etmemiz normal. Bu bizim dil ayıbımız değil. Bu isimde olduğu gibi anlam kayması yaşanmıyorsa her dil kendine has değişiklik yapabilir.

Bizdeki yanlış ama yaygın bir kullanım

Bülent Güler, TRT Dış Haberler Editörü: Ülkemizde yanlış ama yaygın bir kullanım var. Biz TRT olarak Beşşar Esed'i kullanmayı uygun görüyoruz. 'E' de değil 'a' da değil ama Esed'e daha yakın olduğunu düşünüyorum. Doğrusu neyse en başından uzlaşı sağlanıp Türk medyasına o şekilde yerleşmesi gerekiyordu. Çünkü farklı şekillerde kullanılması hoş olmuyor.

Fonetiğinden benzetmeye çalışıyoruz

Zeynep Nuhoğlu, Taraf Dış Haberler Şefi: Gazete olarak kolay okunurluğu ve Türkçede karşılığı olmasını esas alıyoruz. Telaffuz edilirken 'e' geniş olduğu ve 'a' sesine daha yakın olduğunu düşündüğümüz için Esad yazmayı tercih ediyoruz. Böyle durumlarda genellikle ya orijinalini dinleyip fonetiğinden benzetmeye çalışıyoruz ya da güvendiğimiz birkaç dış habercinin görüşünü benimsiyoruz.

Fatma Turan / Zaman Pazar

ÇOK OKUNANLAR