Medya Mahallesi Akit'e saldırıyı nasıl yorumladı?
Medya Mahallesi'nde Akit'e atılan ses bombası konuşuldu. Üstelik "Ama" demeden...
GAZETECİLER.COM (ÖZEL) Yeni Akit gazetesine atılan ses bombasına yönelik tepkiler bugün CNN Türk'teki Medya Mahallesi'nin de gündemindeydi.
Ses bombasını gündeme getiren Akif Beki ve Ayşenur Arslan "ama" demeksizin o bombayı atanları kınadı ve ifade özgürlüğüne yönelik saldırıları kime ve kimden gelirse gelsin kınamak gerektiğinin altını çizdi.
İşte ses bombasını kınayan ancak Zaman gazetesi genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın yorumunu da eleştirmeyi ihmal etmeyen Ayşenur Arslan'ın tepkisi:
AKİT'E AMASIZ GEÇMİŞ OLSUN
Akif Beki: Medya mahallesinden haberler bitti mi? Akit gazetesi matbaasına ses bomba atıldı onu da unutmayalım. Yeni Akit "yalnız değiliz" manşetiyle çıktı...
Ayşenur Arslan: Amasız geçmiş olsun diyeceğim. Saldırılarda amaları dememek lazım. Sonra gerekirse ama deriz. Hiç bir gazeteye saldırıyı ama ile gerekçelendirmemek lazım.
Akif Beki: Nihayetinde bir gazete matbaasına bomba konmuş. Gün o gün değil. Sana da bana da programa da yakışan tavrı sergiliyoruz. Yeri geldiğinde zaten konuşuyoruz. İzin verirsen Ekrem Dumanlı'nın bugün köşesindeki yazısından bir bölüm okuyacağım: "Yeni Akit Gazetesi’ne yapılan bombalı saldırı tesadüf olamaz. Belli ki gazetenin bazı yayınları, bazı kişi ya da çevreleri rahatsız etmiş. Akılları sıra Yeni Akit’e uyarı mesajı veriyorlar. Korkutmak, sindirmek, susturmak için yapıldığı besbelli eylemin işe yaramayacağı ortada. Bu gazete daha önce de farklı gerekçelerle sindirilmek istendi; sustu mu? Hayır. Her vesileyle basın özgürlüğünden dem vuranların, saldırı Yeni Akit’e olduğunda suskun kalmaları ya da bıyık altından gülümsemeleri asla kabul edilemez."
AKİT İÇİN AMA DEMEYECEĞİM FAKAT DUMANLI İÇİN DİYECEĞİM
Ayşenur Arslan: Akit hakkında ama demeyeceğim fakat Erkem Dumanlı hakkında ama diyeceğim. Bizim mesleğimiz gazetecilik ayrı önem veriyoruz. Ama insan insandır. Elinde tuttuğun gazete Türkan Saylan hakkında belgesi olmayan, dedikodudan ibaret bir takım şeyler yazdı. ÇYDD'deki kızların harbokulundaki öğrencilere peşkeş çekildiğine kadar... Akit için ama demeyeceğim ama Zaman için diyeceğim. İnsanlar yıllardır içeride çürüyor üstelik net bir delil olmadan.
Akif Beki: Bütün gazetelerin içerikleri ve yayın politikaları için söylenecek şeyler bulunabilir. Geçmişte yaptıklarıyla ilgili örnekler verebilirim.
Ayşenur Arslan: Tabi yapabilirsin ama Akit'i işlemek başka bir şey, medyaya ayar vermek başka bir şey.
Akif Beki: Haksız mı peki?
KENDİSİ SIRÇA KÖŞKTE OTURAN...
Ayşenur Arslan: Kendisi sırça köşkte oturanlar kimseye taş atmamalı. Benim hakkımda yapılan yayınlar duruyor ortada.
Akif Beki: Bugün onları konuşma günü değil, ama bir gazete bombalı bir saldırıya uğradıysa ikircikli olmayan net bir tavır ortaya koymalıyız. Makbul sayılmıyor Akit demek ki, makbul sayılan, ideolojik akrabalık içeren bir gazetenin başına gelse gazetelerde buram buram kokardı tepkiler... Büyük bir öfke görürdük şimdi görmüyoruz.
Ayşenur Arslan: Görmüyoruz çünkü çok net. Gazeteciler içeri atılırken, Kürt medyasıda dahil bürolar basılıp birileri içeri atılıyorken oh oh ne güzel diye kara propaganda çerçevesinde faaliyetler yapılıyorsa ve medyada bu nedenle fay kırığı çok büyüdüyse müsade et de sanki biz kolkola demokratik bir şekilde davanıyoruz gibi yapmayalım.
Ses bombasını gündeme getiren Akif Beki ve Ayşenur Arslan "ama" demeksizin o bombayı atanları kınadı ve ifade özgürlüğüne yönelik saldırıları kime ve kimden gelirse gelsin kınamak gerektiğinin altını çizdi.
İşte ses bombasını kınayan ancak Zaman gazetesi genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın yorumunu da eleştirmeyi ihmal etmeyen Ayşenur Arslan'ın tepkisi:
AKİT'E AMASIZ GEÇMİŞ OLSUN
Akif Beki: Medya mahallesinden haberler bitti mi? Akit gazetesi matbaasına ses bomba atıldı onu da unutmayalım. Yeni Akit "yalnız değiliz" manşetiyle çıktı...
Ayşenur Arslan: Amasız geçmiş olsun diyeceğim. Saldırılarda amaları dememek lazım. Sonra gerekirse ama deriz. Hiç bir gazeteye saldırıyı ama ile gerekçelendirmemek lazım.
Akif Beki: Nihayetinde bir gazete matbaasına bomba konmuş. Gün o gün değil. Sana da bana da programa da yakışan tavrı sergiliyoruz. Yeri geldiğinde zaten konuşuyoruz. İzin verirsen Ekrem Dumanlı'nın bugün köşesindeki yazısından bir bölüm okuyacağım: "Yeni Akit Gazetesi’ne yapılan bombalı saldırı tesadüf olamaz. Belli ki gazetenin bazı yayınları, bazı kişi ya da çevreleri rahatsız etmiş. Akılları sıra Yeni Akit’e uyarı mesajı veriyorlar. Korkutmak, sindirmek, susturmak için yapıldığı besbelli eylemin işe yaramayacağı ortada. Bu gazete daha önce de farklı gerekçelerle sindirilmek istendi; sustu mu? Hayır. Her vesileyle basın özgürlüğünden dem vuranların, saldırı Yeni Akit’e olduğunda suskun kalmaları ya da bıyık altından gülümsemeleri asla kabul edilemez."
AKİT İÇİN AMA DEMEYECEĞİM FAKAT DUMANLI İÇİN DİYECEĞİM
Ayşenur Arslan: Akit hakkında ama demeyeceğim fakat Erkem Dumanlı hakkında ama diyeceğim. Bizim mesleğimiz gazetecilik ayrı önem veriyoruz. Ama insan insandır. Elinde tuttuğun gazete Türkan Saylan hakkında belgesi olmayan, dedikodudan ibaret bir takım şeyler yazdı. ÇYDD'deki kızların harbokulundaki öğrencilere peşkeş çekildiğine kadar... Akit için ama demeyeceğim ama Zaman için diyeceğim. İnsanlar yıllardır içeride çürüyor üstelik net bir delil olmadan.
Akif Beki: Bütün gazetelerin içerikleri ve yayın politikaları için söylenecek şeyler bulunabilir. Geçmişte yaptıklarıyla ilgili örnekler verebilirim.
Ayşenur Arslan: Tabi yapabilirsin ama Akit'i işlemek başka bir şey, medyaya ayar vermek başka bir şey.
Akif Beki: Haksız mı peki?
KENDİSİ SIRÇA KÖŞKTE OTURAN...
Ayşenur Arslan: Kendisi sırça köşkte oturanlar kimseye taş atmamalı. Benim hakkımda yapılan yayınlar duruyor ortada.
Akif Beki: Bugün onları konuşma günü değil, ama bir gazete bombalı bir saldırıya uğradıysa ikircikli olmayan net bir tavır ortaya koymalıyız. Makbul sayılmıyor Akit demek ki, makbul sayılan, ideolojik akrabalık içeren bir gazetenin başına gelse gazetelerde buram buram kokardı tepkiler... Büyük bir öfke görürdük şimdi görmüyoruz.
Ayşenur Arslan: Görmüyoruz çünkü çok net. Gazeteciler içeri atılırken, Kürt medyasıda dahil bürolar basılıp birileri içeri atılıyorken oh oh ne güzel diye kara propaganda çerçevesinde faaliyetler yapılıyorsa ve medyada bu nedenle fay kırığı çok büyüdüyse müsade et de sanki biz kolkola demokratik bir şekilde davanıyoruz gibi yapmayalım.
