Keşke her yıl seçim olsa

Başbakan Binali Yıldırım muhalif seçmenlerin bile "Müjde" olarak tanımladıkları bir ekonomik paket açıkladı. 

İçinde "yok, yok..."... 

* 

Hele emeklilere... 

İlle de emeklilere…  

Her yıl Ramazan ve Kurban bayramlarında 1.000.—lira ikramiye… 

Yılda 2.000 – lira eder ki… 

Mütevazı bir hayat süren bu insanlar için çok önemli bir katkı. 

* 

Tabii ki ekonomiye ve dar gelirli kesimlere "nefes aldırmak" amacıyla yapılan bu açıklamaların bir hedefi var.  

Tabii ki en önde gelen amaç siyasi... 

Ama... 

* 

Amacın siyasi olması seçmenlerin "Devletimiz bu ödemeler için kaynak bulamaz, biz bu yardımları istemiyoruz" diyecek halleri de yok. 

* 

Şimdi şunu merakla bekleyeceğim. 

Bakalım Muhalefet partileri sözcüleri bu nefes aldırıcı tedbirler için ne diyecek... 

"Bu kadar parayı ödeyecek kaynak nerede?" diye mi bağıracaklar?.. 

Yoksa “biz iktidara gelirsek eğer, bin lira değil birer maaş ve hem de Zafer ve Cumhuriyet bayramlarında da vereceğiz” mi diyecekler?.. 

* 

Özlemişim be… 

Unutmuştum… 

Ak Parti daha önce kazandığı hiçbir seçim öncesi bu defa olduğu gibi “seçim ekonomisi (Popülizm)” uygulamamıştı… 

Bu defa ise kepçe bol bol dağıtacak belli ki… 

Hani ben de bir emekli olarak neredeyse “keşke her yıl bir seçim olsa” diyeceğim yani… 

“DUA EDİN İSMET PAŞA'YA KADAR GİTMEDİ.”... 

Bir ara CNNTÜRK’ü açtım… 

Baktım Tarafsız Bölge… 

Ahmet Hakan ve konukları yani… 

AK Partili Avukat Mehmet Sarı’nın bile sesini yükseltmediği sakin ve fakat neşeli bir programdı… 

Espriler ve kahkahalar ardı sıra patlıyordu… 

* 

Bence (Ya da izlediğim süre içinde) gecenin esprisini Ahmet (Hakan) yaptı. 

Başbakan Yıldırım’ın açıkladığı müjdeli ekonomi paketi tartışılıyordu. 

CHP’li Elfin Tataroğlu Kemal Kılıçdaroğlu’nun benzer öneriyi hem de “birer maaş” olarak 2015 seçimlerinde vaat ettiğini hatırlattı ve şöyle dedi: 

“O zaman Ak Parti itiraz etmiş, bakan Şimşek kaynak yok” demişti… 

* 

Mehmet Sarı, Tataroğlu’nun bu eleştirisini defetmek için “1994….” diye başlayınca Tataroğlu itiraz etti… 

“Niye o kadar geri gidiyorsunuz anlayamadım…” 

Ahmet gülümseyerek Elfin Hanım’a döndü: 

“Dua edin İsmet Paşa'ya kadar gitmedi.”... 

* 

Zekâ ürünü bir espriydi ve adeta patlamıştı… 

Mehmet Sarı utancından kızardı ama sert tepki vermedi. 

Diğer konuklar da (Nedense) hiç gülmediler… 

Ya Ahmet’i duymadılar… 

Ya da… 

Kafalarında, az sonra söyleyeceklerini kurguluyorlardı…