İyi ama be Mehmet...
İyi ama be Mehmet… “Yargı” bu… Kirlendiğinde temizlenmesi “ha” deyince olmuyor ki…
Sevgili Mehmet (Tezkan) diyorsun ki:
“Fethullahçılar yargıya olan güveni yerle yeksan ettiler.. İtibarsızlaştırdılar..”
*
Haklısın değerli kardeşim…
Hem de çok haklısın…
*
Ve o haklılığınla şunları yazıyorsun:
*
“Yol, yöntem belli; yargı sistemi hukuk temelleri üzerinde yeniden inşa edilmeli..
Kararların adil olduğuna..
Hukukun esnetilmediğine..
Siyasi olmadığına..
Kayırmanın, kollamanın, torpilin işlemediğine..
Herkese eşit davranıldığına olan inanç yeniden sağlanmalı..”
*
İyi ama be Mehmet…
“Yargı” bu…
Kirlendiğinde temizlenmesi “ha” deyince olmuyor ki…
*
En az 20 yıla…
Ve…
Hukukun üstünlüğüne iman etmiş bir iktidara ihtiyacımız var…
KÖŞE YAZARININ BAŞARI ÖLÇÜSÜ NEDİR?..
Bir uyuşturucu ya da kadın taciri; namusuyla çalışıp, vergisini kuruşuna kadar ödeyen iş insanından çok çok daha fazla para kazanıyor dünyada...
Hatta…
Çoğu kadın ve uyuşturucu taciri servet içinde yüzüyor.
*
İyi ama…
O kirli kişi için, o onurlu iş insanından daha çok para kazanıyor diye “daha başarılı” diyebilir miyiz?..
*
Ey güzel insanlar!..
Kazanılan para, başarının ölçüsü değildir.
*
Yani…
Kimi köşe yazarı dostlarımın ulusal gazetelerde beş haneli rakamlarla maaş almaları, internet medyasında üç otuz paraya yazıyor olanlardan “daha başarılı” olduklarını göstermez.
*
Başarının tarifi de tıpkı mutluluğun tarifi gibi izafidir…
Ve bana göre…
Başarının katsayısı kazanılan para ile değil…
Mutluluk ve huzurun katsayısı ile doğru orantılıdır…
TERCİH ÖZGÜRLÜĞÜ…
“Başarılı” Türk köşe yazarı:
Yakın olduğu siyasi parti liderine karşı “olumlu ve övgü dolu eleştiri” yapmayı tercih ederken…
Muhalif olduğu siyasi parti liderine karşı “olumsuz ve sövgü dolu eleştiri” yapmayı yeğleyendir…
*
Türkiye medyasında…
Köşe yazarlarının başarılı olup olmadıkları, “huzurlu ve mutluluk” katsayısı ile ölçülmez…
*
Türkiye medyasında başarılı sayılmanın yolu…
Yandaşı olduğu lidere “olumlu ve övgü dolu eleştiri” yaparken…
Kin duyduğu lidere hakaret ve küfür edebilme becerisinden geçer.
MEDYAMIZIN BAKIŞ AÇISI
Muhalif yazar:
“Ak Parti hükümetleri eğitim, kültür politikaları ve reel faizin düşürülmesi konularında başarısız oldu…”
*
İktidara yakın yazar:
“Yuuuhhhh!.. Hain… Satılık… Kerkenez… Geri zekâlı…”
*
Cumhurbaşkanı:
”Eğitim, kültür politikaları ve reel faizin düşürülmesi konularında başarısız olduk, bu bir özeleştiridir”.
*
İktidara yakın yazar:
“İşte onurlu, dürüst temiz ahlâklı devlet adamı… Sayın Cumhurbaşkanımız muhalefet partilerinin genel müdürlerine devlet adamlığı dersi verdi…”
NOT:
Bu “güzel” ve “yalnız” ülkede…
“Tercih özgürlüğü” vardır…
KEMAL BEY OLDU GHANDİ…
HDP eş genel başkanları ve milletvekilleri polis zoruyla hapse atıldılar… Kemal Bey’in sesi çıktı mı?..
Hayır, hayır, hayır…
*
Ama…
CHP milletvekili Enis Berberoğlu (Yargı kararı kesinleşmediği halde tutuklanması tabii ki eleştirilmelidir) Kemal Bey oldu Mahatma Ghandi…
Yürümeye başladı…
*
Kemal Bey HDP’li vekiller hapse atıldığında çıksaydı bu yürüyüşe…
Alkışlardım avuçlarım patlayıncaya kadar…
*
Ve…
Onun bu “sessiz” yürüyüşünü…
Sessizce izleyeceğim…
Sadece izleyeceğim…
O kadar…
BİR CHP’Lİ VEKİL İLE HDP’Lİ VEKİL ARASINDAKİ FARKLAR…
HDP’li milletvekilleri:
Kendi eş genel başkanları ve milletvekilleri hapse atıldığında demokratik tepki gösterdiler…
*
CHP genel Başkanı ve milletvekilleri:
HDP eş genel başkanları ve milletvekilleri hapse atıldığında seslerini çıkarmadılar…
*
HDP’li milletvekilleri:
CHP milletvekili Enis Berberoğlu tutuklandığında kendi eş genel başkanları ve milletvekilleri hapse atıldığındaki demokratik tepkinin aynısını gösterdiler…
*
CHP genel Başkanı ve milletvekilleri:
CHP’li bir milletvekili hapse atılınca ortalığı ayağa kaldırdılar…
Genel başkanları Ghandi gibi yürüyüşe çıktı…
DUYDUNUZ MU?..
“Yarım hoca imandan, yarım doktor candan eder”…
Yargıtay kararını beklemeden Enis Berberoğlu’nu tutuklayan hâkimin kıdemi sadece “10 ay” imiş…
*
O halde halk deyişini şöyle değiştirebilirim:
“Yarım hâkim insanı özgürlüğünden eder.”…
