MEDYA KÖŞESİ

İsmail Küçükkaya Nagehan Alçı'ya telefonda ne dedi? Eda Küçükkaya'ya çağrı

Boşanma davası süren FOX TV sunucusu İsmail Küçükkaya ile telefonda görüşen Habertürk yazarı Nagehan Alçı, "Bana anlattıkları doğruysa göğsünü gere gere ve büyük özgüvenle bu mevzuda konuşması gerekir bence." dedi.

 İsmail Küçükkaya Nagehan Alçı'ya telefonda ne dedi? Eda Küçükkaya'ya çağrı

Kaleme aldığı yazısının ardından İsmail Küçükkaya'nın kendisini aradığını söyleyen Nagehan Alçı, Küçükkaya'nın kendisine telefonda anlattıkalarını bağımsız yorummuş gibi bazı köşelerden okuduğunu belirtti. Alçı, "Belli ki İsmail kendi lehine ve Eda Küçükkaya aleyhine PR çalışmalarına başlamış. Üstelik Sabah gazetesi ilk olarak bu iddiaları yayınlamış olmasına rağmen hükümete yakın medyadan kendi PR’ını yapacak kişileri bulması da ayrı bir maharet." ifadelerini kullandı.

İsmail Küçükkaya'nıın telefonda kendisine "Benden önceki eşine de aynısını yapmış. Ondan da para sızdırmaya çalışmış. Benden şiddet bahanesiyle çok büyük para istiyor" dediğini söyleyen Alçı, İsmail Küçükkaya'nın iddialarına karşı Eda Küçükkaya'ya köşesinin sonuna kadar açık olduğunu belirtti.

İsmail Küçükkaya’nın telefonunu neden şimdi yazdım?

Geçen cumartesi İsmail Küçükkaya’nın eşine şiddet uyguladığı yönünde Eda Küçükkaya’nın iddiaları üzerine kaleme aldığım yazıdan sonra İsmail beni aradı. Aramızda kalmak koşuluyla Eda Küçükkaya ile ilgili bazı şeyler anlattı. Fakat bunları kendi ağzından yazmamı istemedi. Oysa bana anlattıkları doğruysa göğsünü gere gere ve büyük özgüvenle bu mevzuda konuşması gerekir bence.

Yayın yasağı gibi bu çağda pek de tatmin edici olmayan şeyler söyledi. Sonra sanırım aynı tip konuşmayı bu konuda doğru bir tavır alan Ahmet Hakan’la da yapmış. Ben yine de İsmail’in ricasına uydum ve bana anlattıklarını bugüne kadar yazmadım. Yazmayı da düşünmüyordum…

Fakat son günlerde hükümete yakın medyada bile bazı erkek yorumcular onun ağzıyla eşi Eda Hanım’a yüklenmeye başladılar. İsmail’in o gün bana telefonda anlattıklarını “bağımsız yorummuş gibi” bazı köşelerden okuyorum. Belli ki İsmail kendi lehine ve Eda Küçükkaya aleyhine PR çalışmalarına başlamış. Üstelik Sabah gazetesi ilk olarak bu iddiaları yayınlamış olmasına rağmen hükümete yakın medyadan kendi PR’ını yapacak kişileri bulması da ayrı bir maharet. Görüyorsunuz söz konusu kadın karşıtlığı olunca olayın solcusu sağcısı kalmıyor ve tam bir erkek tahakkümü dayanışması geçerli oluyor.

BUNLAR DOĞRUYSA ÇOK VAHİM

Küçükkaya, cumartesi günkü konuşmamızda bana “Mahkemede her şey ortaya çıkacak. Zaten 5 ay önce ayrıldık. Eda tayinini istedi ve gitti. Çoluk çocuk da yokken üstelik sadece 2 yıl sürmüş bir evlilik söz konusu iken benden istediği tazminat normal değil. Ben işadamı mıyım? Öyle büyük param yok. Meğer benden önceki eşine de aynısını yapmış. Ondan da para sızdırmaya çalışmış. Benden şiddet bahanesiyle çok büyük para istiyor” dedi.

Bu doğru ise hakikaten vahim. Ancak böyle somut bir bilgiyi neden kendi programında takipçileri ile paylaşmıyor? Niye gizli gizli ve üstelik hükümete yakın medya kanadından PR faaliyeti yapmayı tercih ediyor? Eğer Eda Hanım’a şiddet uygulamadıysa ve olay buysa göğsünü gere gere konuşması lazım. Şüphesiz İsmail’in bu iddialarına karşı Eda Küçükkaya’ya da bu köşe sonuna kadar açıktır. Aslında biliyorsunuz Batı ülkelerinde medya ve sinema sektöründe kadının beyanı esas kabul ediliyor ve erkeğin bahanelerine bile bakılmıyor. MeeToo hareketinin başarısı buradan geliyor.

ATATÜRK’Ü KALKAN YAPMAK

Ama hadi biz Türk standartlarında kalalım ve “İftira olabilir” diyelim. O zaman erkek tarafının özgüvenle çıkıp konuşması gerekmez mi? Bir kadın kendisi için çok zor olacak bu açıklamaları yapabiliyorsa ve bir erkek özgüvenle karşı çıkmak yerine kaçak güreşiyorsa buna ne denir? Üstelik İsmail Küçükkaya’nın avukatı İlkay Sezer, açıklamasında öyle bir gerekçe sunmuş ki… İnsan hayret ediyor! Cümle şu: “Müvekkilim savunduğu değerler yüzünden hedeftedir.”

Yani eşine şiddet iddialarının sebebi İsmail’in Atatürkçü değerleri savunmasıymış. Kusura bakmayın ama bu tam anlamıyla bir Atatürk istismarıdır. Kadına şiddete Atatürk’ü kalkan yapmaya çalışmaktan başka bir şey değildir…

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar