RÖPORTAJ

Heyecanını asla kaybetmeyen bir isim: Ali Poyrazoğlu

Sayım Çınar, Ali Poyrazoğlu’yla söyleşti. Gündeme, tiyatroya, sanat ve kültür dünyamıza dair tempolu bir sohbet okuru bekliyor.

Heyecanını asla kaybetmeyen bir isim: Ali Poyrazoğlu

GAZETECİLER.COM - ÖZEL İÇERİK
SAYIM ÇINAR
sayimc@superonline.com

Sayım Çınar, Ali Poyrazoğlu’yla söyleşti. Gündeme, tiyatroya, sanat ve kültür dünyamıza dair tempolu bir sohbet okuru bekliyor.

 

Yeni bir oyunla karşı karşıyayız. Küçük Prens yeni bir ekiple bir kez daha oynanıyor. Büyük bir macera duygusu hissediyorum.

Tam bir macera, haklısın. İki tane maceralı iş yaptım son yıllarda. Carmen operası üzerine Asi Kuş’u yaptım. Kadıköy Süreyya operasında yaptım ve çok beğenildi. İstanbul festivali açılışında da yaptım çok beğenildi yine. Borusan filarmoni’de yaptım sonra da. Arkadaşlarım devam et dediler. Aşk üzerine bakıştı Asi Kuş. “Aşk iki kişilik bir devrimci örgüttür” diyorduk. Metni böyle yazdım. Arkadaş sözü dinleyince işler kimi zaman yolunda gidiyor, devam etmeye karar verdik. 4 yıldır oynuyorum aynı oyunu. Önemli şeyler anlatıyoruz yaşamla ilgili, arkadan Küçük Prens geldi. Küçük Prens operasını Süreyya’da yaptım yine. Şimdi de kendi tiyatromda Küçük Prens Bana Dedi Ki diyoruz.

Deneme

Küçük Prens’in hayatınızda yeri nedir?

İlk okuduğum kitaptı. Fransızcayı öyle öğrendim. Türkçe çevirilerinin hepsini de okudum. Hep altını çizmişim notlar almışım, geriye dönüp baktığımda hep farklı şeyler bulduğumu görüyorum. Bu kitap bir felsefi ve siyasi metin. Çocuk kitabı olarak biliniyor. İncil’den sonra en çok satan kitap. Bütün dillere ve lehçelere çevrilmiş. Anlattığı hikaye çok enteresan. Yazarın yaşamıyla da ilgilendim. Karşıma çok enteresan bir yaşam çıktı. Küçük prensle hayatının, biyografini birleştirdim. Gül hikayesi örneğin, “herkes gülünden sorumludur” der, biricik aşkı Consuello’dur aslında o. Gül olarak anlatıyor aslında. Heyecan verici bir yolculuk oldu. Bir yandan politik kimliği, keman sanatçısı, pilot, yazar, siyasetçi, esaslı bir adam, esaslı bir kitap. Heyecan verici bir çalışma oldu.

Kukla dansları var, Bülent Kayabaş, Özdemir Çiftçioğlu var. Zengin bir kadro, zengin bir ekip, zengin bir görsel deneyim bekliyor izleyiciyi.

Büyükler için hazırlanmış bir oyun, fabl formda yazıldığı için çocuklar için zannediliyor. Yetişkinlerin çok şey bulacağı bir oyun.

KÜÇÜK PRENS: BİLİNÇ ALTINA BİR YOLCULUK

Felsefi bir soruşturma Küçük Prens asıl olarak, değil mi?

İnsanların öbür kimliğine yolculuk yapmasını öneriyor. Kendiyle yüzleşme, bilinçaltına yolculuk, diğer kimliklerle tanışma.

Ne zamana kadar devam edecek?

Haziran 5. Sonra da turneler var. 25 - 26 İzmir Karşıyaka Açıkhava’dayız. Sonra yine İstanbul. Küçük Prens okulu var, sezon sonu gösteriler orada olacak.

Deneme

BÜTÜN HAYALLER GERÇEKTİR

Hayallerle yaşamak nasıl duygular yaratıyor sizde?

Bütün hayaller gerçektir! Kurulmuş hayallerin gerçek olduğunu birçok örnekte görüyoruz aslında.  Jules Verne hayal kurdu ve her şey gerçekleşti anlattığı. İnsanın hayvandan farkı hayal kurması. Hayal kurarak gerçekleştiriyor.

EN BÜYÜK SORUMLULUK İYİ BİR SEVGİLİ OLMAK

Ali Poyrazoğlu deyince tiyatroyla yaşayan bir isim görüyoruz. Her defasında yeni karakterle yeniden doğuyorsunuz.

Türk tiyatro hayatında tiyatromun 40. yılı. Epey farklı türleri çalıştım, geniş bir repertuar çıkardım sahneye. Genç oyuncular, seyirci, yazar yetiştirmeye kendimi adadım. Büyük şirketlere eğitimler veriyorum, inovasyon, çeviri yapıyorum, yazıyorum, aşçılık yapıyorum, iyi bir sevgili olmaya çalışıyorum. Televizyon sinema da yapıyorum ama tiyatro bambaşka. Her gün yeniden doğuyorum.

2015 yılında birçok isimi kaybettik. Zeki alaysa en son. Bugün de onu andık.

Bugünkü alkışları ona gönderdik.

Anınız var mıdır Alasya ile?

Sanatçı olarak tanırdım, beğenirdim, muhteşem işlere imza attı, iyi kalpli bir insandı. Yakın değildik ama yakından takip ederdim.

Deneme

ÇOK SATAN BİR YAZARIM

Yazı da hayatınızın bir gerçeği. 

Çok satan bir yazarım.

Yazmak için yaşamak gerekir mi?

Yazmak profesyonel bir alışkanlıktır. İster yaşadığını yaz, ister kurgula. Sonunda yazma işi profesyonel bir kurgulama işidir. İşin heyecan verici yanı da odur.

Doğan’dan 4 kitap var. Kitapçılarda düzenli satılan ve istenen kitaplar hepsi.

Yeni baskılarım çıktı. İlgi hiç azalmıyor.

Yeni kitabınız geliyor mu?

İki çocuk kitabı yazdım. Birisi kardan adamın öyküsü, kardan kadın da var. Mahalleye düşmüşler. Diğeri de 6 yaşında bir çocuğun öyküsü. Kendini yabancı hissetmeyi sorguladım. Anne Alman baba Türk, annesi bir Türk gibi büyütülmeyi öneriyor, Türkçeyi iyi biliyor,  baba ise Almanya’da okumuş bir Türk Alman gibi yetiştirmek istiyor. Çocuk da ikisini idare etmeye çalışıyor ve kendisi olmanın hikayesini anlatıyor. Dalyan Karpuz karakterimizin adı. Soyadını değiştiriyor, ben karpuz gibiyim, dışım serttir ve yeşildir, içim tatlıdır kırmızıdır diyor. Anılarımı toparlıyorum bir yandan da. Aynayı tuttum yüzüme /Ali göründü gözüme/Nazar eyledim ben özüme/ Ali göründü gözüme. Çıkış noktam bu dizelerdi aslında. Bakalım neler görünmüş gözüme.

Şaşırtacak şeyler var mı içinde?

Çok kişinin okuyacağına eminim. Eylülde raflardayız. Birinci cildi çıkacak. Sonra da oyunumuz başlayacak. Üçlemenin son oyunu Ödünç Yaşamlar.

Deneme

LUNAPARK GİBİ BİR HAYATIM OLSUN İSTERİM

Dünyanın dört bir yanından dostlarınız, sevenleriniz var. Budapeşte’de Macar başkanıyla da arkadaşsınız, operaya gidiyorsunuz birlikte.

Zengin bir hayatım oldu,şanslıyım. Emekçiden patrona, bakkaldan şoföre, Yunan Türk her kültürden her sosyal katmandan arkadaşlarım oldu. Lunapark gibi bir hayatım olsun istedim. Mutluyum da bu durumdan, herkese aynı şansı dilerim.

ÇOK OKUNANLAR