Hasan Cemal
Buna rağmen; yani saldırı terör örgütünden geldiği halde sadece TSK'nın silahı, operasyonları durdurmasını istemenin....
Kimbilir kaçıncı defa başlıyor bu barış görüşmeleri...
Ama...
Daha önce hiçbir görüşmede medya bu defaki kadar yüksek sorumluluk göstermedi.
Daha önce hiçbir görüşmede taraflar bugünkü kadar deneyimli değildiler.
Bu sefer görüşmeler silahların zorunlu olarak da olsa sustuğu kışa giriş ayında başladı.
Bu önemli bir zaman kazanımıdır.
İşte bu ortamda, silah kullanma ihtimalinin zayıflığına rağmen Hasan Cemal çok önemli bir yazı yazdı ve dedi ki:
"Barış derken samimiysek, barış derken ciddiysek, o zaman tarafların derhal yerine getirmeleri gereken bir görev vardır: Gerçek bir ateşkes! Parmakların tetikten çekildiği, askeri operasyonların durduğu, yani silahların sustuğu bir ortamda, oturup konuşmanın ne zararı olabilir ki?"
İyi ama bu güzel yazıda bir eksiklik yok mu?..
Var...
Hem de çok önemli bir esksiklik var...
Çünkü silah bırakması istenen sadece TSK...
"Askeri operasyonların durduğu, yani silahların sustuğu bir ortam"...
İyi ama sevgili Cemal; ya terörö örgütü?..
Onu sadece kara kışın insafına mı terk edeceğiz?.
Bak işte iki gün önce Hakkâri/Çukurca'da karakol basıp bir uzman çavuşumuzu şehit ettiler ama medya olarak işi büyütmedik...
İyi de, bu, silahların halen susmadığını göstermez mi?.
Buna rağmen; yani saldırı terör örgütünden geldiği halde sadece TSK'nın silahı, operasyonları durdurmasını istemenin neresinde vicdan var?..
Yani sevgili Cemal;
silahları bırakması için terör örgütüne de açık çağrı yapacağın yazıya kadar "kaybettin"...
Ama...
Daha önce hiçbir görüşmede medya bu defaki kadar yüksek sorumluluk göstermedi.
Daha önce hiçbir görüşmede taraflar bugünkü kadar deneyimli değildiler.
Bu sefer görüşmeler silahların zorunlu olarak da olsa sustuğu kışa giriş ayında başladı.
Bu önemli bir zaman kazanımıdır.
İşte bu ortamda, silah kullanma ihtimalinin zayıflığına rağmen Hasan Cemal çok önemli bir yazı yazdı ve dedi ki:
"Barış derken samimiysek, barış derken ciddiysek, o zaman tarafların derhal yerine getirmeleri gereken bir görev vardır: Gerçek bir ateşkes! Parmakların tetikten çekildiği, askeri operasyonların durduğu, yani silahların sustuğu bir ortamda, oturup konuşmanın ne zararı olabilir ki?"
İyi ama bu güzel yazıda bir eksiklik yok mu?..
Var...
Hem de çok önemli bir esksiklik var...
Çünkü silah bırakması istenen sadece TSK...
"Askeri operasyonların durduğu, yani silahların sustuğu bir ortam"...
İyi ama sevgili Cemal; ya terörö örgütü?..
Onu sadece kara kışın insafına mı terk edeceğiz?.
Bak işte iki gün önce Hakkâri/Çukurca'da karakol basıp bir uzman çavuşumuzu şehit ettiler ama medya olarak işi büyütmedik...
İyi de, bu, silahların halen susmadığını göstermez mi?.
Buna rağmen; yani saldırı terör örgütünden geldiği halde sadece TSK'nın silahı, operasyonları durdurmasını istemenin neresinde vicdan var?..
Yani sevgili Cemal;
silahları bırakması için terör örgütüne de açık çağrı yapacağın yazıya kadar "kaybettin"...
