Hakan Fidan için...
Tam da bu tanıma giren bir müsteşarımız olduğunda ise onu, niyetini bozmuş kasaba savcılarının önüne "yem olarak" atmaya kalkıştı kimileri...
Hz. Ali övgü üzerine şöyle demişti:
"Bir kişiyi lâyığından fazla övmek riyâdır, dalkavukluktur; lâyığından az övmek ise ya dilsizlikten ileri gelir, ya hasedden."
Nedense övgüde de yergide de dengeyi tutturamayan meslektaşlarımız en büyük kötülüğü ise "övgüyü gerçekten hak eden" insanlara yapıyorlar...
Evet...
Sitemizin konusu "gazeteciler"...
Peki...
Ya her gün medyada adından söz edilen siyasetçiler, iş adamları, üst düzey bürokratlar, sanatçılar, sporcular ve diğer birçok meslek erbabı övgüyü hak etmişse "boşver, onlar gazeteci değil" deyip haklarını teslim etmekten vazgeçecek miyim?..
Hiç kimse kusura bakmasın ama bugün, son günlerin adından en çok söz edilen bürokratı MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı alkışlayacağım...
Neden mi?..
Çünkü...
"MİT Müsteşarı" denildiğinde "kodu mu oturtan bir general tipi" gelirdi aklımıza...
Daha sonraları merhum Özal MİT Müsteşarlarının da siviller arasından seçilmesi gerektiği gerçeğini hatırlattı bize...
Ne var ki üçlü kararname ile atama şartı; (Cumhurbaşkanı, başbakan,ilgili bakan) yüzünden MİT'i gereği gibi temsil edebilecek, küresel diplomaside yüzümüzü ağırtacak, etkili, kendinden söz ettiren, adı geçtiğinde; sahip olduğu bilgiler ve etkinlikle kimilerinin dudaklarını uçuklatacak müsteşarlarımız olmadı...
Tam da bu tanıma giren bir müsteşarımız olduğunda ise onu, niyetini bozmuş kasaba savcılarının önüne "yem olarak" atmaya kalkıştı kimileri...
Bereket Başbakan ve yakın çevresi çabuk fark etti (ki bendeniz 7 Şubat 2011 sabahın köründe asıl hedefin Başbakan Erdoğan olduğunu yazdım) de yasal düzenlemelerle hem kendisini ve hem de alışıldığın dışında "başarılı" bir MİT Müsteşarını ihtiraslı kimi savcının nefretinden kurtardı...
Son zamanlarda bu başarılı MİT Müsteşarı'nı korumaya kalkışan kimileri farkında olmadan bu "Güçlü", güçlü olduğu kadar da "etkili, bilgili, karizmatik, meslektaşlarından daha üst düzey bilgi ve beceriye sahip" MİT MÜsteşarı'nın gücüne, etkinliğine gölge düşürüyorlar...
Oysa Hakan Fidan aleyhinde gibi görünen bütün haberler aslında onun küresel diplomaside nasıl da etkin ve güçlü olduğunun kanıtıdır...
Deyin ki İsrailli ajanların isimlerini gerçekten de İran'a vermiştir...
Önemli olan, bu bilgi transferinin yapıldığı anda Türkiye'nin çıkarlarının neyi gerektirdiğidir...
Unutmayınız ki MİT müsteşarları cami imamı değildirler...
Onların bulundukları ligde her türlü bilgi alışverişi ülkelerin çıkarlarının gerektirdiği gibi ve gerektirdiği zaman/mekânda yapılır...
Hâsılı...
Fazla abartıya kaçmadan söylemek isterim ki; Türkiye ilk defa küresel çapta saygınlığı ve etkinliği olan bir MİT Müesteşarına sahiptir...
Ve...
O Müsteşar Hakan Fidan her türlü takdiri ve alkışı hak etmektedir...
