RÖPORTAJ

Gürkan Teoman: '1 Kasım Son Darbe Olacak!'

Sayım Çınar MHP milletvekili adayı Gürkan Teoman ile zengin bir söyleşi gerçekleştirdi.

Gürkan Teoman: '1 Kasım Son Darbe Olacak!'

GAZETECİLER.COM - ÖZEL RÖPORTAJ
SAYIM ÇINAR sayimcinar@gmail.com

Seçime sayılı günler kala, birbirinden ilginç adayların profilleri de gündeme geliyor. Bunlardan biri de Gürkan Teoman. Gürkan Teoman 1978 senesinde, İstanbul'da Öğretim Görevlisi Hukukçu bir anne babanın çocuğu olarak dünyaya geliyor. İlkokulu, Levent İlkokulun da okuduktan sonra Ortaokul ve Liseyi, Saint Michel Fransız Lisesi'nde tamamlıyor. Bu yıllarda Ülkücü Harekete gönül veren Gürkan Teoman, Ülkü Ocakları bünyesinde çeşitli görevler aldıktan sonra İstanbul Etiler Ülkü Ocağı Başkanlığı görevine getiriliyor. Şimdi de milletvekili adayı olarak karşımızda. Sayım Çınar bu farklı profil ile zengin bir söyleşi gerçekleştirdi.

Gürkan Teoman genç bir iletişimci. Önce nasıl politikaya girdiniz buradan başlayalım.

Ülkücü ideolojiyle ortaokul yıllarında tanıştım. Büyük Başbuğumuz Alparslan Türkeş'in kitabını okudum, Dokuz Işık adlı kitabında "Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlak ve fazileti" ifadesi beni çok etkiledi. Fransız okulunda okuyordum, kendimi araştırdım, Türklüğü araştırdım. Ülkücü geleneğe o yıllarda gönül verdim, Etiler'de bir ülkü ocağı vardı, orya gidip gelmeye başladım, seminerlere katıldım, hemhal oldum onlarla, 17 yaşında etiler ülkü ocağı başkanı oldum. Siyasete girmem bir ideolojiye sahip olmam o döneme dayanır. Kaçıncı sıradan aday olduğunuz, nereden aday olduğunuz önemli değildir bizim için, aday olmanın kendisi bir onurdur, bir madalyadır. Bugün de bu gururu yaşıyorum.

MHP denildiğinde farlı bir algı var, daha gürültülü politikacılar akla geliyor. Siz ise sakinsiniz, öfkenizi kontrol ediyorsunuz. Genç politikacıların durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Her şeyin, dinin var olma sebebi iyi insan olmaktır. Din de bunu emrediyor, Türklük de bunu emrediyor, pozitif ol, iyi ol, insanlara hizmet et diyor. Bir ülkücünün de en büyük gayesi budur. Birbirini tanımamaktan insanların kafasında yanlış algı var, ülkücü için gülmez, espri yapmaz, yeniliklere kapalı gibi bir algı var. Oysa tam tersi. Benim en büyük zevkim operadır. İmkanım ve zamanım oldukça Viyana'ya Roma'ya giderim ailemle.

"ŞİDDETE, AHLAKSIZLIĞA, ÖTEKİLEŞTİRMEYE, AYRIŞMAYA KARŞI SAVAŞMAK İÇİN SOKAĞA ÇIKMAK İSTİYORUM"

St. Michel'den mezunsunuz, akademisyen bir aileden geliyorsunuz. Fransa'ya yerleşmeniz beklenirken siz buradasınız, MHP'desiniz. Nereye oturtuyorsunuz kendinizi, hikayenizi?

Ben iyi insan olmaya çalışıyorum, sorumluluklarım var, onları yerine getirmeye çalışıyorum, topluma faydalı bir oğul yetiştirmek istiyorum. Bir film seyrettim geçenlerde, Truva, Aşil annesinin yanına gidiyor, annesine savaşa gidip gitmemeyi soruyor. Annesi burada kalırsan güzel uzun bir hayatın olacak diyor, torunun torunu hatırlamayacak ismini. Gidersen büyük ihtimalle dönemeyeceksin, ama yüzyıllar boyunca insanlık tarihi senin büyük zaferini konuşacak. Bu hikaye çok ilham verici. Ben evde kalabilecek bir adam değilim. Şiddete, ahlaksızlığa, ötekileştirmeye, ayrıştırmaya karşı savaşmak için sokağa çıkmak istiyorum.

Genel başkanınız farklı bir portre çiziyor. Ankara bombalaması, katliamı ardından dört genel başkan bir araya gelemedi. Bu büyük tepki çekti.

Maalesef orası doğru okunmadı. Genel başkanın gitmemesi başka türlü bir tepkiydi. Ben karar merci değilim ve söylediklerimi hiç dinlemediniz. Şimdi yanyana gelsek ne olur. Zulümle yöneten, korkuyla ayrıştırarak yöneten bir iktidar var, ben gelip senin prının neden malzemesi olayım? Git işe koyul, vakit kaybetme. İşte tam buydu Bahçeli'nin demek istediği. Amerikalılar perception is everything der. İyi görmek gerekiyor her hareketimizin nasıl yansıyacağını. Belki o atlanmış olabilir.

Kendi duruşunuza bakınca uyuşuyor musunuz partiyle sizce?

Sıkıntısız orman yoktur. Bizim grubumuzda da mutlaka sıkıntılar vardır ancak çok entelektüel, edebiyata düşkün, akademisyen insanlarımız var. MHP'ye ülkücü camiada olmayan insanlar da giriyor, ülkü ocak kavramı ise farklı. Ocaktan yetişmek başka bir şey. Hepimiz biriz. Törenin gereklerini bizler iyi biliriz, hayatımızı, politikamızı da ona göre şekillendiririz.

Ailenizden söz edelim biraz da.

Ailem sosyalist insanlardır. Ailem hukukçu, Deniz Gezmiş'in yakın arkadaşı annem hatta. Annem çok bastı bizim ocağı. Şöyle bir anım var: Annem bir gün manavdan geliyor, annemi alkışlıyorlar taksiciler, ocak başkanı oldu oğlunuz deyince annem geldi ocağı bastı. Seminer veriyordum tam o sırada. Bizim evdeki çaydanlıkları bardakları taşıyordum ocağa, eksikleri böyle tamamlıyorduk. Sonradan annem gördü ki dava arkadaşlığı yok farklı. Hem annem hem babam böbrek hastası oldular ileriki yıllarda. Böbrek nakli olması gerekiyordu. Bizim çocuklar geldi, kan verdiler, anneme ülkücü kanı girdi. Böbrek nakli sırasında annem annelerin hakkı çoktur ama senin evlat olarak hakkın daha çok dedi. İkisi de diyaliz hastası sonuçta annemin ve babamın. İyi bir evlat olmak en önemlisi. İkisi de üç hilale basıyor şimdi.

"ÇOLUKTAN ÇOCUKTAN ARTTIRDIKLARIMIZLA PROMOSYON MALZEMESİ YAPIYORUZ"

Tanıtım faaliyetleri nasıl gidiyor?

AKP'yi düşünün, seçim kitleriniz kapınıza geliyor, nemalanan büyük işadamları belediyeleri var. Biz helalle yürüyoruz işlerimizi. Çoluktan çocuktan arttırdıklarımızla promosyon malzemesi yapıyoruz.

İstanbul 14. sıradan milletvekili adayısınız. Şansınızı nasıl görüyorsunuz?

Dün televizyon kanalında söyledim. Bir köyde yağmur duasına çıkmışlar, yağmur yağmamış bir türlü, küçük bir çocuk elinde şemsiyeyle gelmiş, o kadar inançlı yağmurun yağacağına, ve yağmış. Ben de öyleyim, biz elimizde şemsiyeyle yağmur duasına çıkıyoruz. Biz inançlıyız, başaracağız.

Tam olarak ne iş yapıyorsunuz?

Ülkü ocağından tanıdığım, 25 yılımı geçirdiğim bir ortağım var, bir sağlık yatırımı yaptık, İstanbul'da Dubai'de ofislerimiz var. Türkiye'de yatırım yaptırıyoruz, istihdam sağlıyoruz, yatırımcı getiriyoruz.


"AKP HAKKINA RAZI OLMADI"

Haziran seçimleri yapıldı, şimdi yeniden seçimlere gidiyoruz. Süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

Halk 7 Haziran'da Erdoğan'a dur dedi. Koalisyon çıktı sandıktan. Hakkına razı olmadı AKP. Dediğim dedik diyerek, maddi manevi külfete sokarak milleti tekrar seçime gidiyoruz dedi. Bu artık son darbe olacak bence. Padişahlık sevdasına tamamen dur diyecek halk. Değişim başladı. Seçim yasakları başladı, yüzde verilmiyor. Ama düşüşleri görüyoruz. Her gün bir ilçedeyiz, insanlara gına gelmiş artık, yeter diyorlar. İyiye dair bir değişiklik yok, terör zirve yapıyor bir yandan. Sen ben ayrımı var. Bu mantaliteyle olması mümkün değil.

MHP değişti mi o seçimden bu seçime?

Sorunlar değişmedi, çözüm önerilerimizin arkasındayız. Milletin şans vermesini bekliyoruz.

Çok gürültü yapan politikacılar var. Sizin gibi gençler bunun için de önemli. Temiz bir siyaset için eğitimli insanlara ihtiyaç var.

Atılmak lazım, cesaret lazım. Politika dediğiniz aileden feragat etmek demek, paradan feragat etmek demek. Büyük devlet başkanlarının eşleriyle tanıştım, çok şikayetçiler, çocukları görememiş babalarını, vakit geçirememişler ailece. Bunları göze alıp ülkem demek lazım. Geri kalmasınlar, ben de varım desinler.

"PARALEL DİYEN İLK LİDER BAHÇELİ'YDİ"

Liderleri kısaca değerlendirmenizi istesem?

Başkanımız için tam bir Türkmen Beyi derim, bilge uzun vadede ileriyi çok iyi gören ferasetli biri. İlk başta dedikleri yanlış anlaşılabiliyor ama zamanla anlaşılıyor. İlk paralel diyen, çözüm sürecine ihanet süreci diyen yine o.

Kılaçdaroğlu için rahmetli Başbuğ'un sözü geliyor aklıma, CHP yüzünü ilk kurulduğu halinden çevirmeseydi ben bu partiyi kurmak zorunda kalmazdım diyor. Kılaçdaroğlu'nun yüzü vücut dili ve söyledikleri başka şeyler söylüyor. Bana samimi gelmiyor.

Demirtaş'ı bir siyasetçi olarak görmüyorum, bir terör örgütünün siyasi yüzü, kendisi hakkında yorum yapmak istemiyorum, çaldığı sazlar barış sözler iğreti duruyor.

Stajyer bir başkan Davutoğlu, vesayet altında eziliyor, iyi bir hatip değil, lider özelliği yok. Hepsi de bunun farkında. İyi bir akademisyen, keşke öyle kalsaydı. Benim de meslektaşım, genlerinde politika yok.

MHP ilk neleri değiştirecek?

En uzun koalisyon bizimle yürüdü, 3,5 yıl. Bunu aklımızda tutmalıyız. Rahmetli Ecevit, Mesut Yılmaz ve biz. Liberal ve solcu bir partiyle başardık bunu. Siyasi çözüme hazırız. Olmazsa olmazlarımız belli. Hırsızları yargıla, yolsuzlukla mücadele et. Çözüm sürecini durdur, terörle pazarlık yapma. Yasama yüretme yargı ayrı ayrı olsun. Bunları yapıp, yola devam etme zamanı.

"BİZ DİNİ SİYASETE ALET TEMEYİZ, BİZ AYRIŞTIRMAYIZ, BİZ ÖTEKİLEŞTİRMEYİZ"

AKP ile MHP'nin farkı nedir?

Biz dini siyasete alet etmeyiz. Mustafa Kemal aşığıyız. İnsanları kategorize etmeyiz, ayrıştırmayız. Güzel bir adamsa, güzel bir sözü varsa yeter. Farklı cinsel tercihlere olanlar linç ediliyor. Kadınlar eziliyor, ötekileştiriliyor. Akla kara gibiyiz bu bakımında AKP ile. Mazlumun yanındayız. Onlar Atatürk'ün resmini para üstünde seviyorlar.

Kitaplarla tamamlayalım. Hangi kitaplar kalbinizden vurur?

Kuranı Kerim, sürekli kendini yenileyen kitap, her okumada başka şey buluyoruz, bu da mucizesi zaten. Hantington çok okurum, yeni romanları çok okurum, Şibumi okuyorum bu ara... Şehir seyahat kitaplarını çok sever ve okurum. Ait hissettiğim yabancı şehirler var. Mekke'yi çok seviyorum. Medine'ye mutlaka gidilmeli. Paris'i çok seviyorum. Letonya'yı çok severim, Riga mutlaka görülmeli. Okumalarımı da bu eksende yapıyorum.

ÇOK OKUNANLAR