MEDYA KÖŞESİ

Fehmi Koru “Yerel seçimde sandıktan kim çıkar?” sorusuna cevap verdi

Herkesin dilinde “Seçimi kim kazanır?” sorusunun olduğunu söyleyen Fehmi Koru, önceleri bu soruya farklı yanıt verdiğini gün geçtikçe verdiği cevabı değiştirdiğini söyledi.

Fehmi Koru “Yerel seçimde sandıktan kim çıkar?” sorusuna cevap verdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ne yapacağını bilmediğini fakat seçimi kaybetmemek için bir şeyler yapacağını bildiğini söyleyen Fehmi Koru, bu seçimin sonucunu muhalefetten çok  Erdoğan‘ın taktiklerinin belirleyeceğini söyledi.

Fehmi Koru, "Taktikler tutarsa AK Parti bir yeni seçim başarısı daha kaydedecek, tutmazsa…Galiba o zaman da Tayyip Erdoğan‘ın yeni hamlelerini bekleyeceğiz.Muhalefetin silkinmekten başka bir şansı yok.“Sandıktan kim çıkar?” sorusuna cevabım bu benim." dedi.

“Yerel seçimde sandıktan kim çıkar?” sorusuna benim cevabım

Henüz daha parmakla sayılacak kadar az gün kalmış değil, nereden baksanız sandık başına gitmemize iki aydan fazla bir zaman var; ancak yine de sayılı günler çabuk tükeneceği için yerel seçimlerin kapıda olduğunu söyleyebiliriz.

Nereye gitsem, kiminle konuşsam herkesin dilinde aynı soru var: “Seçimi kim kazanır?”


Önceleri bu soruya farklı cevaplar veriyordum, günler kısaldıkça cevabımı şu klasik cümleyle değiştirdim: “Tayyip Erdoğan’ın hamleleri sonucu belirleyecektir.”

AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bir seçim kazanma ustası. 2002 ile başlayan son 16 yıllık süreçte kazandığı seçimlerin sayısını kendisinin de hatırlamadığını sanıyorum. En az oy aldığı ve tek başına iktidarı kaybettiği 7 Haziran 2015 seçiminin aynı yılın kasım ayının ilk günü olarak yine kendisinin belirlediği rövanşında, birkaç zarif ayak oyunuyla, oyunu yüzde 50’ye yakın bir orana çıkartabilmişti.

Bir daha aynı duruma düşmemek için bulduğu ‘ittifak’ formülü sayesinde iktidarını sürdürmeyi başarmakta.

Ne yapacağını bilmesem de, seçimi kaybetmemek için mutlaka bir şeyler yapacağını biliyorum.

İşte ilk yaptıkları:

Tayyip Erdoğan önceki gün bir dizi ekonomik tedbir açıkladı. İlk bakışta seçimle ilgisizmiş gibi görünen tedbirler bunlar… Toplamı 100 milyar TL’den fazla olan kredi kartları borçlarının Ziraat Bankası’nın açacağı kredilerle kapatılması, Halk Bankası’nın dolar-TL dengesinin bozulmasından en fazla etkilenen kitle olan esnafa 20 milyar TL üzerinde kredi kullandıracağı ve elektrik sarfiyatı az olanların faturalarının devlet tarafından ödeneceği gibi tedbirler…

Oysa bal gibi geleneksel olarak AK Parti’ye oy vermekte olan az gelirli, yoksul kitleleri bu defa da kaybetmemeyi amaçlayan düzenlemeler bunlar…

Faydası olur mu?

Herhalde olacaktır.

Poşet 25 kuruş, ama…
Marketlerde, çarşı-pazarda yılbaşından bu yana yeni bir uygulama başladı: Aldıklarımızı koymakta kullanılan poşetler için bir meblağ ödüyoruz: 25 kuruş… Sorulduğunda, bunun geri dönüşümü olmayan plastik kullanımını asgariye indirmeyi hedefleyen bir uygulama olduğu cevabı veriliyor.

Tatmin etmeyen bir gerekçe bu.

Para ile alınması plastik kullanımını ortadan kaldırmıyor ki… Ayrıca, bütçeye ek bir yük getiren bu ödemeyi markete yapmış oluyoruz; oysa market zaten o poşetlerin maliyetini fiyatlara yansıtıyor. Bu uygulamayla müşteri kaybediyor, marketler kazanıyor…

25 kuruş deyip geçmeyin, sıradan vatandaşın poşet parası ödediğinde çıkardığı homurtular Ankara’dan da duyuruluyor.

Duyuluyor olmalı ki, uygulamayı başlatan bakanlık, gerekçeyi vurgulama amaçlı açıklamalar yapma ihtiyacı hissetti.

AK Parti kendisinin getirdiği uygulamanın sandığı olumsuz etkileyebileceği hesabını yapıyor. 25 kuruşun hesabını…

Seçimlerden önce, paralı poşet uygulamasıyla ilgili “Yaptığımız bir denemeydi, tutmadı, vazgeçtik” açıklaması gelirse şaşırmayacağım.

İktidarın adayları, muhalefetin adayları
Başka isimlerle seçmen karşısına çıksaydı şimdiki kadar itiraz edilmez miydi, bilmek zor; ancak Cumhur İttifakı‘nın 31 Mart seçiminde oylatmak üzere iller ve ilçelerde gösterdiği belediye başkanı adayları genel hatlarıyla çok beğenilmedi.

“Neden bu kişi?” sorusu ısrarla sorulan pek çok aday var.

Özellikle de kritik geçeceği düşünülen büyük şehirlerde.

Muhalefet aynı yerlerdeki kendi adaylarını anlatmakta daha rahat görünüyor: İstanbul’a ülkemizin bu en büyük kentinin en kalabalık ilçelerinden birinde başarılı bir başkanlık dönemi geçirmiş olan genç birini aday gösterdi. Ankara’da da, son seçimde AK Partili rakibine foto-finişte kaybetmiş bir siyasetçi, muhalefetin adayı.

Şimdi yapılması gereken, farklı eğilimdeki parti tabanlarını tavanda varılan anlaşmayla belirlenmiş adaylara oy vermeye ikna edebilmek…

Ancak, muhalefette bu yolda fazla bir çaba görülmüyor.

Yerel yöneticilerin seçileceği seçimde her il ve ilçenin ihtiyaçlarını karşılamaya ve özellikle yoksul kesimlerin sıkıntılarını gidermeye yönelik kapsamlı bir programı da henüz ortaya koyamadı muhalefet cephesi.

Parti sözcüleri kendilerine sürekli seçim kaybettirmiş söylemlerini günümüzde de kullanmaya devam ediyorlar. Adaylarını ve programlarını anlatmak yerine, AK Parti’yi ve özellikle Tayyip Erdoğan‘ı hedef alan açıklamalar yapıyorlar.

Ben en fazla Saadet Partisi‘nin bu seçimde ne yapacağını merak ediyordum, merakım hala karşılanmadı.

Saadet’in öncüsü olan partiler yerel yönetimlerde başarılı oldular. 1989’da ilk önce Konya, 1994’te ise İstanbul ve Ankara başta olmak üzere pek çok kent ve kasabanın yönetimi Refahlı başkanlara geçti. AK Parti bile o başarının nimetlerinden yararlandı, yararlanıyor.

Ya şimdi?

Lafı fazla uzatmaya gerek yok. Bu seçimin sonucunu da muhalefetten çok Erdoğan‘ın taktikleri belirleyeceğe benziyor.

Taktikler tutarsa AK Parti bir yeni seçim başarısı daha kaydedecek, tutmazsa…

Galiba o zaman da Tayyip Erdoğan‘ın yeni hamlelerini bekleyeceğiz.

Muhalefetin silkinmekten başka bir şansı yok.

“Sandıktan kim çıkar?” sorusuna cevabım bu benim.

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar