MEDYA KÖŞESİ

Fatih Altaylı'dan Milli Piyango eleştirisi! Zaytung haberini nasıl ciddiye aldılar?

Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı bugünkü yazısında bir zamanlar en çok güvendiği kurumlardan biri olan Milli Piyango'nun güvenini nasıl yitirdiğini yazdı.

Fatih Altaylı'dan Milli Piyango eleştirisi! Zaytung haberini nasıl ciddiye aldılar?

Fatih Altaylı yılbaşı gecesi Milli Piyango ile ilgili sosyal medyada dolaşan bir Zaytung haberinin yayılarak nasıl ciddiye alındığını anlattı köşesinden.

Hatta bu Zaytung haberi o kadar ciddiye alınmış ki Altaylı bu durum için "Büyük ikramiyenin hükümete yakın bir işadamına çıktığı, onun da bu parayı iktidara yakın bir vakfa bağışladığı haberi yayıldı da yayıldı. İş o kadar ciddi bir hale geldi ki, en sonunda Milli Piyango İdaresi bir açıklama yamak zorunda kaldı ve “Büyük ikramiyeyi kazanan talihli henüz ortaya çıkmamıştır. Parasını almamıştır” dedi." ifadelerini kullandı. 

İŞTE FATİH ALTAYLI'NIN YAZISINDAN İLGİLİ BÖLÜM


Her şey yılbaşı akşamı, sosyal medyanın “haberleri komikleştirme” işini başarıyla yapan hesabı Zaytung’un ortaya attığı ve benim de görünce çok güldüğüm “palavra haberi” ile başladı.

Yılbaşı gecesi herkes Milli Piyango’nun büyük ikramiyesini kimin kazanacağını düşünürken Zaytung her zaman yaptığı gibi komik bir haber yayınladı.

Haber aynen şöyleydi:

“Milli Piyango Yılbaşı çekilişinde büyük ikramiye Kolin-Limak-Cengiz-Kalyon konsorsiyumu tarafından satın alınan bilete isabet etti.”

Zaytung’un her zaman yaptığı gibi zekice, fırlamaca hazırlanmış bir palavra haber.

Gülüp geçtik.

Ama Türkiye gülüp geçmedi.

Haber tam bu haliyle olmasa bile gündeme ciddi ciddi girdi.

Büyük ikramiyenin hükümete yakın bir işadamına çıktığı, onun da bu parayı iktidara yakın bir vakfa bağışladığı haberi yayıldı da yayıldı.

İş o kadar ciddi bir hale geldi ki, en sonunda Milli Piyango İdaresi bir açıklama yamak zorunda kaldı ve “Büyük ikramiyeyi kazanan talihli henüz ortaya çıkmamıştır. Parasını almamıştır” dedi.

Bana bundan 15 sene önce “Türkiye’de en güvenilir kurumlar hangileridir” diye sorsalar, yemin ederim TSK falan demezdim.

İki kurumun ismini verirdim.

Biri ÖSYM diğeri ise Milli Piyango olurdu.

Önce ÖSYM’nin çürüdüğünü gördük hep birlikte.

Bir yolsuzluk nedeniyle değil ama bir hata nedeniyle onurlu ve nitelikli bir ÖSYM Başkanı’nın istifasıyla boşalan koltuk öyle bir dolduruldu ki, ÖSYM yani Türkiye’nin tüm büyük sınavlarını yapan kurum çöktü.

Soru çalmalar, yolsuzluklar, sahtecilikler aldı yürüdü.

Biz o dönemde Habertürk’te bu rezalet iddialarını her gündeme taşıdığımızda “ağır hakaretlere” maruz kaldık.

Sonra zaman geçti haklılığımız ortaya çıktı.

Ve bir diğer kurum Milli Piyango’da da bir yolsuzluk olduğunu iddia edemem ama belli ki, orada da artık bir güven erozyonu olmuş. Öyle ki bir Zaytung haberi bile dönüp dolaşıp gerçekmiş gibi ya da en azından gerçeğe yakınmış gibi yalanlanması gerekecek kadar ciddi inandırıcılıkta bir iddiaya dönüşebiliyor.

Bugün galiba Türkiye’nin en önemli meselelerinden biri de bu durum.

En güvenilir kurumlar bile vatandaş gözünde “güvenilirliği sorgulanır” hale düşmüş vaziyette.

Galiba tamiri en güç olacak olan da bu güven meselesi.

Çünkü güven öyle bir şey ki, yüzde 99’u bile olmuyor.

Geride kalan yüzde 1’e koca bir ülkeyi sığdırmak mümkün.

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar