Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Paris dönüşü uçakta gazetecilere yaptığı açıklama sırasında söylediği “Birleşmiş Milletler öyle bir güç olmalı ki, icabında kendi cebi-i hümayunundan vermek suretiyle işi çözmeli. Osmanlı’da olduğu gibi ceb-i hümayunundan verir bitirir bu işi.” cümlesine dikkat çeken Ertuğrul Özkök, "ceb-i hümayun"un ne anlama geldiğini bilmediğini belirtti.
Ertuğrul Özkök, uçakta gazetecilerin bunun anlamını sormadığına göre anlamını bildiklerini söylerek "Bizi de aydınlatır mısınız bu konuda..." dedi.
İŞTE ERTUĞRUL ÖZKÖK'ÜN YAZISINDAN O BÖLÜM
BU kavramı ilk defa duyuyorum.
Ertuğrul Özkök uçaktaki gazetecilere seslendi: Bizi de aydınlatın
Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök bugünkü yazısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kullandığı "Ceb-i hümayun...” ifadesinin ne anlama gelmediğini bilmediğini belirterek, uçaktaki gazetecilere seslendi.
“Ceb-i hümayun...”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Paris dönüşü uçakta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni eleştirirken şöyle bir şey söylüyor:
“Birleşmiş Milletler öyle bir güç olmalı ki, icabında kendi cebi-i hümayunundan vermek suretiyle işi çözmeli. Osmanlı’da olduğu gibi ceb-i hümayunundan verir bitirir bu işi.”
*
Cumhurbaşkanı’nın iki defa üst üste telaffuz ettiği “ceb-i hümayun” kavramını onun ağzından ilk defa duyuyorum.
Daha doğrusu, bu kavramı ilk defa işitiyorum.
*
Sözlüklere baktım.
Anlamı şu:
- “Padişahın cebi”...
- “Osmanlılarda doğrudan padişahın şahsi kullanımına ayrılan para...”
*
Osmanlı’daki anlamını öğrendim.
Ama bunun Birleşmiş Milletler kapsamında hangi anlamda kullanıldığını çıkaramadım.
*
Uçaktaki gazeteciler bunu biliyorlar olmalı ki, bu konuda soru soran kimse çıkmamış.
Onlara sesleniyorum.
Bizi de aydınlatır mısınız bu konuda...