RÖPORTAJ

Cem Erciyes 'İnternette matbaanın icad edildiği zamanlar gibiyiz'

Sayım Çınar, 20 yıldır kültür sanatın nabzını tutan, birçok yeniliğe imza atmış önemli bir gazeteciyl, Cem Erciyes’le söyleşti.

Cem Erciyes 'İnternette matbaanın icad edildiği zamanlar gibiyiz'
GAZETECİLER.COM - ÖZEL İÇERİK
SAYIM ÇINAR 
sayimcinar@gmail.com


Sayım Çınar, 20 yıldır kültür sanatın nabzını tutan, birçok yeniliğe imza atmış önemli bir gazeteciyl, Cem Erciyes'le söyleşti. Radikal.com.tr'nin başına geçen Erciyes'le kültüre, sanata, gazeteciliğe dair kapsamlı bir söyleşi okurlarını bekliyor.


Yıllardır sektörün içindesin. Radikal.com.tr'nin başına geldin en son, bir kültür sanat gazetecisinin bu noktaya gelmesi bir ilk zannediyorum.

Galiba öyle. Kutlamak için aradığında meslek büyüğümüz Hasan Cemal de aynı şeyi söyledi. Pek çok iyi gazeteci mesleğe kültür sanatla başlamıştır aslında. Bence kültür sanat gazeteciliği diye bir alan yoktu daha önce o nedenle bu alanda tecrübe kazanan çok fazla isim olmadı. Daha önce bu alanı genelde edebiyatçılar yönetirdi. Şimdi uzun yıllardır bu işi yapan bir grup gazeteci var. Hürriyet'te İhsan Yılmaz, Milliyet'te kültür sanat dışında pek çok sorumluluk üstlenen Filiz Aygündüz, ben... Bizler 20 yılı devirdik. Evet kültür sanat alanını iyi biliyoruz ama öncelikle gazeteciyiz.

Ne gibi değişiklikler oldu hayatında?

Son birkaç yıldır değişmekteydi hayatım. Gazetenin eklerini yönetmeye başlayınca kent yaşam haberleri, magazin hayatımın parçası olmuştu. Daha sonra Pazar gazetesinin bir nevi yayın yönetmenliğini üstlenince politika, spor her tür haberle ilgilenmek zorunda kalmıştım. Profesyonel anlamda girdi hayatıma bunlar. Gündelik hayatımızda hepimiz ekonomiden spora amatör olarak ilgiliyizdir pek çok şeyle. Benim dediğim, daha profesyonel olarak ilgilenmek zorunda olmak...

"İNTERNET İLE BASILI MEDYA ARASINDAKİ
UÇURUMU SORUNLU BULUYORUM"

Radikal'de ağır isimler var. İnternet medyasının dinamikleri çok farklı. Biraz reklam verenlerin internet dünyasına bakışı sınırlı gibi görünüyor. Ne dersin?

Bu kadar bambaşka alemler olmaması gerekiyor aslında. Basılı ile internet arasında bu kadar fark olmamalı. Gazetelerin haber sitelerini kurarken ayrı bir yapı gibi kuruyorlar. İnterneti alan, satan yapan birileri oluşmuş ve ayrı bir bilgiye dönüşmüş. Gazetelerin reklam alma alışkanları başka, çalıştıkları ajanslar başka, internet medyasının başka. Gazeteye reklam toplamak daha kolay. Oysa internet daha çok insana hitap ediyor. Ama yerleştiği için değiştiremiyorsun. Bu aradaki farkı çok sorunlu buluyorum.

Kitap eklerine verilen reklamlar kadar internet reklamları da çok önemli.

Sen reklam verdiğinde ne bekliyorsun bu önemli. Satışsa sosyal medyada paylaşmak, banner yayınlatmak vs tercih ediliyor. Prestijse prestijli bir eke, mesela Radikal Kitap'a ilan vermek. Özellikle kitap dünyası, interneti kullanmak konusunda daha ikna olmuş değil. Ama inanıyorum ki kitap dünyasını interneti daha çok kullanmaya ikna edeceğiz.

Okur kitap ekinin matbu çıkmasını istedi, vefalı bir okur.

Biz de hep okuru düşünerek ek yaptık. Onun gönlünden görmeye çalıştık. Neredeyse iki yıldır Hürriyet'le birlikte dağılıyoruz, üç ana ildeki Radikal'in çok okunduğu yerlerde bulunuyoruz. Önceden 25 bindi tirajımız şimdi 90 bin. Belirli semtlerde bulunuyoruz. Hayatından memnun olmayan bir okurumuz da var; bu üç ilin dışındakiler hala bize sitem ediyorlar. Bu da onların vefasını gösteriyor. Umuyorum onlara da Radikal Kitap'ı ulaştırmanın farklı bir yolunu buluruz...

Hürriyet'e üye olursanız, Radikal Kitap ekini de okuyabiliyorsunuz. Üstelik daha da erken zamanda okuyabiliyorsunuz.

Çok doğru. Bunun farkında olmana sevindim Sayım. Hürriyet e-gazeteye abone olduğunuzda Radikal Kitap'ı PDF'sinden okuyabiliyorsunuz. Üstelik erken okuyabiliyorsunuz, bunu özellikle istedik. Perşembe gecesi 12.00'de yayına giriyor Radikal Kitap.

Radikal.com.tr'nin başına geçince daha da yoğunlaşmış olmalısın. Neleri değiştirdin sitede, neler değişecek?

Bu ekibin bir parçasıyım, o nedenle her şeyi alt üst etmeye niyetim yok. Ama yapacak birçok şey var. Matbaanın ilk icat edildiği zamanlardaki gibiyiz bence internette şu anda. Her bir insan çok önemli. Analistler, yazılımcılar çok önemli. Değiştirmek istediğim şeyler var, hazırlık aşamasındayız. Net değişiklikler ilkbaharla birlikte kendini gösterecek. Mesele Radikal'in ruhunu korumak. Kentli, kültür sanat seven kitlesini korumak çok önemli. Bunu ve Radikal'in Politik kimliğini korumak önemli.

Yazmak için yaşamak gerekiyoru düşünüyor gibisin, geziyorsun, görüyorsun, hayattan kopmadan habercilik yapıyorsun.

Taviz vermiyorum, gezilere devam ediyorum. Kendim için yapıyorum bunu. Bırakmaya hiç niyetim yok. Severek sergileri takip ediyorum, severek okuyorum, severek seyahat ediyorum. 15 sene önce de böyleydi aslında, 15 kişilik bir ekiptik, o dönemde de sergi açılışlarına gidemezdim çünkü gazeteyi hazırlıyor olurduk. Şehir dışında olan biten şeylere de destek oluyorduk.

"ANA SAYFASINDA KİTAP YAZISI OLAN RADİKAL DIŞINDA BİR SİTE OLMADIĞINI İDDİA EDİYORUM"

Tayfun Pirselimoğlu'nun aldığı Montreal ödülünü baş sayfadan verebiliyordun.

Evet, haberi en iyi şekilde yapan süper bir ekibimiz vardı. Sanat haberlerinin birinci sayfaya çıkması için de uğraşıyorduk, toplantıda eski tabirle 'haberimizi satmaya çalışıyorduk' ama işin aslı Radikal de buna çok uygun bir yerdi. Bugün de öyle. Mesela ana sayfasında kitap tanım yazısı olan Radikal dışında bir haber sitesi yok. Çok iyi yazılar koyuyoruz ve okunuyor.

Önemli edebiyat röportajları yapan birisin. Orhan Pamuk'ları unutamam. Devam edecek misin?

Şimdilik etmeyeceğim. Ezgi Başaran şahane bir röportajcıdır. O kadar yoğunluktan dolayı bırakmıştı. Önümüzdeki günlerde başlayacak tekrar.

Şu an Armağan Çağlayan yapıyor...

Evet ses getiren işler yapıyor.

Tıklanma oranları nasıl?

İyi. Günde bir milyondan fazla tekil kullanıcımız var. Çok daha büyük siteler var, Hürriyet, Milliyet gibi. Daha popüler bir alandalar. Biz biraz daha kendi okuyucumuza yönelik daha kentli, iyi eğitimli politik olarak doğrucu durmaya çalışan insanların diline, zihnine göre haberlerimizi seçiyoruz. Daha çok özgürlük, daha çok yaşam, daha çok kent var bizde.

Medya siteleri de iyi gidiyor. Onları da yakından takip ediyor olmalısın.

Bence o siteler de değişti sosyal medyayla. Medya haberi koyarlardı eskiden, mesela "Sayım Çınar Yeni Yüzyıl'a geçti" artık bu spot haliyle bir haber değil. Daha dolu, daha içerikli, daha zevkli haberler yapmak zorundalar. Ve yapıyorlar da.

Bir kitabın olacak mı? Bu kadar yazıyı, bu kadar deneyimi paylaşmalısın bir noktada.

Bir derleme yapacağım galiba. Semih Gümüş ikna etti, iki sene önce... Hala yazıları toplayacağım... Evet güzel yazılar birikti. Ama ben gazeteci kitabı yapmak konusunda hala yeterince emin değilim belki de... O nedenle bir türlü bitiremiyorum.

Medyayla ilgilenmiş insanların böyle kitaplara büyük ilgi gösteriyor. Talep oluyor. Doğru bir şey yapınca karşılığı oluyor.

Bana hala biraz tuhaf geliyor. Yapalım diyen çok oldu ve artık yapacağım. Geçmişe dönüp bakabiliyorum 20 yılın sonunda, kültür sanat alanında çok şey yaşadık, yapıların yapılması yıkılması, kurumların açılması kapanmasına şahit olduk. Hafıza tazeleyici bir şey olabilir bunlar. Gazeteci yazılarını 20 sene sonra okumak çok daha anlamlı olabiliyor. Edebiyat dünyamızda çok okunmuş ya da derin iz bırakmış ya da tarihe geçmiş bazı kitaplar ilk çıktıklarında nasıl karşılandılar? Yazar, röportajlarında neler anlattı, hakkında ne yazıldı etti? Bunları incelemek, hafıza tazelemek ve öyle bir kitap yapmak mesela, çok iyi olurdu. Biri yapsa bayıla bayıla okurum.

Seni kalbinden vuran kitaplar, sergiler, oyunlar olmuş olmalı. Şimdi aklına hangi olaylar geliyor?

Her sanatsever gencin ilgilendiği şeylerle ben de ilgilendim. İstanbul Film Festivali unutulmaz. Harbiye Açıkhava konserleri. İnönü stadındaki büyük konserler. Madonna konserini unutmak mümkün mü, mesela? Sonra daha uluslararası anlamda iki etkinlik. 99 yılında ilk kez gittiğim Venedik Bienali ile Edinburgh Fringe Festivali benim bakış açımı değiştirmişti. Edinburgh'da izlediğim oyunlardan sonra tiyatronun yalnızca açılıp kapanan kırmızı perdeden ibaret olmadığını anlamıştım, bir kırılmaydı o.

"SPOTA BİR BULUŞ EKLEME, BAŞLIĞA BİR İRONİ...
SİZ EĞLENİRSENİZ OKUR DA O MUTLULUĞU HİSSEDER"

Tuğrul Eryılmaz'ın, Sevin Okyay'ın olduğu bir ortamda çalışmışlığın var, unutulmaz olmalı.

Şerif Erol'un yardımcısı olarak başladım Radikal'de. Şahane bir adamdır. "Burada çalışmak güzel, çünkü bir şeyler öğreneceğin insanlar var" derdi bana. Sonra da Açık Radyo'ya gitti. Müthiş ekiplerle çalıştım. Eğleniyorduk ama çok da hırslıydık. En iyi röportaj bizde olsun, en iyi fotoğraf bizde olsun. Spota bir buluş ekleme, başlığa bir ironi... Okur da o mutluluğu, heyecanı hisseder. Bence Radikal, Radikal Kültür sanat, Radikal İki bu sebeplerle benimsendi.

Medyanın geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsun?

Teknolojik değişim ve politik atmosfer her şeyi çok etkiledi tabii. Türkiye'nin en özgürlükçü döneminde olmadığımız kesin. Yekta Kopan'ın kitabı için toplatılma kararı alındı, düşünsene. Bu bir rezalet. Çok fazla gazeteci işsiz kaldı. Medya için zorlu bir süreç. Parlak bir zaman olmadığı aşikar. Ama böyle gitmez, yeni medya bu koşulların içinden çıkacaktır.

 

GAZETECİLER.COM'UN NOTU: Cem Erciyes ile Sayım Çınar'ın gerçekleştirdiği bu röportajın hemen ardından, Erciyes'in babası Şanal Erciyes yaşamını yitirdi. Biz de röportajın yayımlanmasını bir süre için erteledik. GAZETECİLER.COM olarak burada Şanal Erciyes'e tekrardan Allah'tan rahmet, Cem Erciyes ve yakınlarına da sabır dileriz.

ÇOK OKUNANLAR