Celal Özcan günün muhabiri...

İlkokul kompozisyon konularımızdan biri şöyle idi:
“Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu”…
*
“Hz. Lut ve Ashab-ı Kehf” adlarını…
İlk defa bu konuyu anlatmak için kompozisyon yazmaya başladığında duydum…
*
Anneciğim; Hz. Lut’un karısının kötü insanlarla arkadaşlık ettiği için Allah tarafından taşa döndürüldüğünü…
Ashab-ı Kehf’in köpeğinin ise insanlarla birlikte olduğu için “şeref” kazandığını öyküleriyle birlikte anlatmıştı…
Pekiyi almıştım o kompozisyondan…
*
AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu eski komiseri Günter Verheugen’le söyleşi yapan Celal Özcan’ın bugünkü Hürriyet’te “Türkiye’ye garanti verilmeli” başlığıyla yayımlanan haberini okuyunca aklıma geldi…
*
Akıl ve vicdan sahibi herkes biliyor ki:
Türkiye – AB gerginliği hem AB ülkelerine (Ve tabii ki halklarına.) hem de Türkiye’ye ve halkına kaybettirir…
*
İki tarafın yetkililerinin de siyasi hesapları bir yana bırakıp; “kazan kazan” formülüne uymaları şart…
Ve…
İki tarafında üzerlerine düşeni yapmak için samimi olmaları da şart tabii ki…
*
Verheugen yılların deneyimiyle bu noktalara dikkat çekiyor ve şöyle diyor:
“AB, Türkiye’ye üyelik kriterlerini yerine getirdiği takdirde tam üye olacağı garantisi vermeli, Türkiye de reform sürecini yeniden başlatıp iç sorunlarını hukuk devleti kuralları içinde çözmeli”.
*
Biz de bu yararlı haberiyle Celal Özcan’ı günün muhabiri seçiyoruz.