ANALİZ

Bir ara anlatırım...

Güngör Uras, “… Mevduat ve kredi artışının devam etmesi üretim ve gelir artışına bağlı…” diyor ama gerçekten de bankalar ekonomiyi kurtarır mı?

Bir ara anlatırım...

BDDK’nın verilerine göre, bankaların toplam kredilerinin yüzde 73’ü kurumsal, yüzde 27’si bireysel krediler.

Kurumsal kredilerde ödememe oranı yüzde 2.7, bireysel kredilerde yüzde 4.3 oranında.

Bireysel kredilerde; kredi kartlarında ödememe oranı yüzde 7.4, ihtiyaç kredilerinde yüzde 5.7 oranına yükseliyor.

Banka sistemi ekonominin çarklarını döndürüyor. Önemli olan, dönen çarkların üretim artışını gerçekleştirmesi, gelir ve istihdam yaratmasıdır. Mevduat ve kredi artışının devam etmesi üretim ve gelir artışına bağlı.

* * *

Az önce okuduklarınızı Güngör Uras’ın bugünkü Milliyet’te “Çarkları bankalar döndürüyor” başlığı altında yayımlanan yazısından alıntıladım…

* * *

Şimdi de kendi penceremden ve iktisadi görüşümden ne demek olduğunu anlatayım…

Ama…

Öncelikle şunu söyleyeyim:

Türkiye ekonomisini içinden bulunduğu durumdan bankalar kurtaramaz…

Peki kim kurtarır?..

Önce analiz…

Sonra sorunun cevabı…

* * *

Geri dönmeyen (Ödenmeyen.) bu krediler bankaların satacağı paranın maliyetini ortalama % 3.5 kadar yükseltiyor…

Yani…

Bankalar (Meselâ.) % 15’le sattıkları paradan aslında % 11.5 faiz geliri elde ediyor…

Şöyle açayım…

Diyelim ki…

Bir banka yıllık % 15 faizle kredi kullandırdı…

Ama…

Sattığı ana paranın % 3.5’uğunu geri alamadı…

Ve…

Yine diyelim ki…

Bankanın kredi olarak verdiği her yüz lira kendisine 110.—liraya mal oluyor

3.5 da batak var…

Maliyet çıkıyor 113.5 liraya…

Hâsılı…

Bankalar acımasız, vicdansız” demeden önce bir durup düşünmekte fayda var…

* * *

Şimdi…

Türkiye ekonomisini içinden bulunduğu durumdan bankalar kurtaramazsa kim kurtarır?..” sorusunun cevabına geleyim…

Ne diyordu Güngör ağabeyim?..

Şöyle:

“… Mevduat ve kredi artışının devam etmesi üretim ve gelir artışına bağlı…”

* * *

Evet…

Dağıtılacak kredi kaynaklarının artması, mevduat artışına bağlı…

Yani…

Ağabeyim haklı…

Peki…

Mevduat nasıl artacak?..

Cevap:

Ücretlilerin ya da diğer gelir sahiplerinin harcadıklarından arta kalan, gelir fazlasından…

Yalnız dikkat…

Gelir fazlası” dediğimiz Türkiye’de dar (Açlık ve yoksulluk sınırında olanlarda) gelirlilerde olmaz…

Ve ne yazık ki…

Türkiye’de her yüz aileden 22’si açlık, her aileden 29’u ise yoksulluk sınırında yaşıyor…

Yani…

Her yüz aileden 51’i mevduat yapmak bir yana…

Sadece karnını doyurabiliyor…

Demek ki…

Mevduatı yapacak olanlar orta direk ve orta direk üstü ile üst düzey gelir sahipleri…

* * *

Orta direğe gelince…

Önce karnını doyuracak…

Çocuklarının eğitim masraflarını karşılayacak…

Çağdaş bir insanın harcaması gereken temizlik malzemelerini tüketecek…

Sinema, kitap, tiyatro, kısa da olsa tatiller falan yapacak…

Otomobili yoksa onu almak için…

Kirada oturuyorsa mütevazı bir ev satın almak için borçlanacak…

Kalanını da bankaya yatıracak…

* * *

Demek istemem şu…

Günümüz Türkiye’sinde bireysel kredilerde vade uzatmak, faiz oranlarını düşürmek çözüm değil…

Yani…

Zaten yıllardır gelecekte elde edeceği (Yani olmayan.) geliri harcayan milyonlara vade uzatsanız, faiz düşürseniz ne olacak?..

Söyleyeyim:

Bunların önemli bir kısmı yine geri dönmeyeceği için (Gelir arzı artmadıkça…) bankaların kredi maliyetleri bir kere daha artacak…

Faizler yükselecek…

Kredi olarak dağıtılacak para miktarı azalacak…

Büyük miktarda satın alma gücü piyasadan çekilecek…

Tüketim düşecek…

Üretim düşecek…

Piyasalar donacak…

* * *

O halde ortaya çıkan sonuç şu…

Türkiye ekonomisinin en büyük sorunu kredi vadeleri veya faiz oranları değil…

Türkiye ekonomisinin asıl sorunları:

PKK terörü…

Her gün medyada yer alan “Savaş çığlıkları”…

Yargının bağımsız ve tarafsız olmadığı şüphesi…

Basın özgürlüğünün tamamen rafa kaldırılacağı endişesi…

Mülteciler için harcanan paralar…

Ve…

Halkın yüzde ellisinin tüketim zevkinden mahrum olması…

Emekliler başta olmak üzere maaş ve ücretlerin çok düşük olması…

* * *

Şimdi artık, Türkiye ekonomisini kimin ve nasıl kurtaracağını söyleyebilirim:

Hukuk devleti olunduğu/olunacağı konusunda bütün gelişmiş dünyayı ikna edebilecek…

Yargı bağımsızlığı ve basın özgürlüğünden şüphe duyulmaması sağlanacak…

Mülteci sorunun acilen çözülmesi, Suriye’de iç savaşın bitmesine bağlı olduğuna göre, Esad’la görüşmeler başlatılacak…

Savaşın adı bile anılmayacak…

PKK’nın Kuzey Suriye’de kurulacak kantonların resmi ordusu olmasına göz yumulacak…

Ki…

Türkiye’de eylem yapmasın, yapamasın…

Ve…

Türkiye ekonomisinin en büyük sorunu olan “Gelir Arzı” eksikliği giderilecek…

Peki, çözüm…

(Ne yazık ki…) Bir süre açık bütçe…

Sadece bir süre…

Nasıl mı?..

Bir aralık (!) anlatırım…

Yakup Murat

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar