ALKIŞ

Alkışlar Melis Alphan için...

Murat Başoğlu ile yeğeninin ilişkisini konuşmayı bitirdiysek eğer, ülkemizdeki ensest gerçeğini etraflıca konuşmaya başlasak mı artık?

Alkışlar Melis Alphan için...

Halk arasında, kendi günahları veya kusurları söylendiğinde duymamış gibi
yapanlara “sağıra yatma” ya da “duymaza yatma” denir.

*
Melis Alphan bugünkü Hürriyet’te “Murat Başoğlu’na niye şaşırıyoruz?
Türkiye’de ensest oranı yüzde 40!” başlığı altında yayımlanan yazısında hem aile
içi cinsel ilişkiyi, hem de memlekette sanki “ensest” yokmuş gibi davrananları
eleştiriyor.

*
Ensestin sadece günümüzde değil, her dönemde olduğunu anlatan “Harputlu
Azize” Balkan Savaşı döneminde, hem Güneydoğu’da hem de Trakya’da yaşanan
iğrenç ensesti anlatıyordu.

İki genç kızdan biri amcasının tacizine uğruyordu…
Diğeri ise Trablus’ta savaşan kocasının babası tarafından taciz ediliyordu.

*
Ama…
Büyükleri onlara Kuran’da “büyüklerinize itaat ediniz” diye buyrulduğu,
kayınpederlerin de o anılan büyüklerden olduğu yalanını söyleyerek isyan
etmelerinin önüne geçmek istiyorlardı.

*
Azize, babasının üçüncü karısına, “neden babamın anamı senin üzerine almasına
göz yumdun?” diye sorar ve aralarında şöyle bir konuşma geçer.
“Biz kadınların inanacak, güvenecek, bel baglayacak bir Allah’ımız var Azize”
demişti azarlayan bir ses tonuyla. “Ama bak hele sen neler selersin bize?..
Elimizden o tek dayanagımızı da almag istersen... Sen gel hele bizi Allah’ımızla ve
inandıklarımızla, iman ettiklerimizle baş başa bırak... Biz adamlarımızdan
memnunuk... Dövseler de memnunuk, sövseler de... Onlar bizim veli
nimetlerimizdirler... Biz onlarsız olamayız Azize...”

*
Kitap yayımlandığında pek çok kadın yazarın “iğrenç”, “İslamcılık” üzerinden para
kazananların ise “bidat var” dediklerini; yayınevinin de kitabın baskısına devam
etmediğini duymuştum.

*
Bugün Melis Alphan’ın yazısını okuyunca; küçük çocukların saklambaç oynarken
sadece gözlerini kapadıklarını ve Harputlu Azize’yi hatırladım.
Küçük çocuklar, gözleri kapalıyken kimseyi göremedikleri için, başkalarının da
kendisini göremediklerini sanıyorlardı.

*
Melis Alphan aile içi cinsel ilişkileri ve hatta tacizleri, çocuklara benzeyerek veya
duymaza yatarak görmezden gelenlere “laf” ediyor.
Ve çok iyi yapıyor…
Alkışı da hak ediyor.

İŞTE MELİS ALPHAN'IN YAZISI

Ne de olsa, ‘ülkemizde ensest, ‘kutsal aile’ mitini korumak için toplumsal bir konsensüs içinde çok sıklıkla görmezden geliniyor.’

Ensest mağduru çocukların hayatları boyunca bu istismarın etkisinden kurtulamadıklarını, bitmeyen bir travma yaşadıklarını herhalde söylemeye gerek yok.

2009’da yapılan ‘Türkiye’de Ensest Sorununu Anlamak’ araştırmasına göre de ensest vakalarında mağdurlar genellikle kız çocukları, saldırgan ise aile içinden bir erkek. Aynı evde birden fazla çocuk istismar edilebiliyor ve mağdur çocuklar büyüdükçe saldırıyı küçük çocuğa yöneltiyor.

Türkiye Ensest Atlası, bir yanılgıyı da düzeltmişti. Uzunca bir zaman ensest, yoksul ailelere ilişkin bir sorun olarak görülmüş ve bu tip olaylara ekonomik durumu iyi ailelerde pek rastlanmadığı vurgulanmıştı. Ancak artık biliniyor ki, ensest her tür sosyoekonomik ve kültürel çevrede yaşanıyor. Yani,‘gündelik hayatlarına devam etmelerini engelleyen psikolojik sorunları olmayan, doğru ile yanlışı ayırt edebilen, alkolik ya da devamlı işsiz olmayan, eğitim seviyesi yüksek kişiler de ensest faili olabiliyor.’ Üst sosyokültürel çevrede ensest yokmuş gibi görünmesinin sebebi ise bu çevrede ensestin daha iyi saklanması.

TOPLUMUN CİDDİ BİR KISMI ENSESTİ CİNSELLİK OLARAK GÖRÜYOR

Haftalardır kendimi hangi ilde, hangi ortamda, kimlerle bulursam bulayım, Murat Başoğlu’nun yeğeniyle ilişkisi konuşuluyor.

İlginçtir, ensesti konuşmaya asla yanaşmayan biz, mesele magazinsel bir boyut alınca, ensesti ağzımızdan düşüremedik. Bu konuda ikiyüzlüyüz, kabul edelim.

Düşünün, TKDF Türkiye Ensest Atlası’nı hazırlarken sitesi hack’lendi, tehditler aldı, dönemin Diyanet İşleri Başkanı bile TKDF Başkanı Canan Güllü’ye “Çok alenen konuşuyorsunuz Sayın Başkan, biraz halının altına süpürün” dedi.

Öyle ki, TKDF 56 ilde yaptığı araştırmanın sonuçlarını, rakamları açıklayamadı bile. Ama tek bir rakam verdi ve tabloyu görmemiz açısından yeterliydi aslında:Türkiye’de ensest oranı yüzde 40. Yani her 10 kişiden 4’ünde ensest var!

Bu oran ne anlama geliyor biliyor musunuz?

Bu toplumun ciddi bir kısmının ensesti cinsellik olarak gördüğü anlamına geliyor!

Ensest Atlası yayımlandığında Güllü, son yıllarda ensest ilişki oranlarında artış olduğunu söyleyerek bunu sosyal çevreden uzaklaşıp içe kapanan toplumdaki muhafazakârlığa bağlamıştı.

Güllü, kimi yerlerde yargıya yansımış ensest olaylarında, avukatlar mağdurların yaşını büyüttüğü için dosyaların kapatıldığını tespit ettiklerinden söz ediyor.

“Öyle bir il geldi ki karşımıza, ensest ilde gelenek, hatta geçmişten beri gelenek. Şimdi hangi il olduğunu söylesek kıyamet kopar” diyen Güllü tüm ısrarlarıma rağmen ilin adını vermiyor,“Bunu sadece 3 kişi biliyor; ben, danışmanım ve araştırmacı” diyor.

TELEVİZYONLARDAKİ TARTIŞMA PROGRAMLARINDA NEDEN ENSEST KONUŞULMUYOR?

Murat Başoğlu ile yeğeninin ilişkisini konuşmayı bitirdiysek eğer, ülkemizdeki ensest gerçeğini etraflıca konuşmaya başlasak mı artık?

18 yaşını bitirmesine rağmen başka şehirde kazandığı üniversiteye kızını göndermeyen babanın devam eden cinsel istismarını konuşalım mı? Evde silah bulunduran, emekli başçavuş adamın 18 yaşını doldurmuş, beyni ve ruhu güya özgür ama korku içindeki kızını konuşalım mı? Kendini kurtaramayan, korkudan ödü patlayan bu kız ve onun gibilerini konuşalım mı?

Televizyonlardaki tartışma programlarında bir kez olsun memleketteki ensest sorununu konuşalım mı?

Gazetelerde Murat Başoğlu haberleri kadar bile yer bulamayan ensest vakalarını konuşalım mı?

Hazır mısın Türkiye? Kendinle yüzleşmeye hazır mısın?

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar