MEDYA KÖŞESİ

Ahmet Kekeç Ahmet Hakan'a yüklendi: Cevap ver şebelek...

Star yazarı Ahmet Kekeç dün Nagehan Alçı'ya sorular soran Ahmet Hakana yüklendi.

Ahmet Kekeç Ahmet Hakan'a yüklendi: Cevap ver şebelek...

Ahmet Hakan dünkü yazsısında Nagehan Alçı'ya "FETÖ Terör Örgütü’nün Bank Asya’sından aldığınız kredinin toplam miktarınedir?,  Krediyi FETÖ Terör Örgütü’nün bankasından hangi şartlarda aldınız?" gibi sorular sormuş "Uzatmadan, ama laf kalabalığına getirmeden, ama geçiştirmeden, ama yuvarlamadan cevap ver" demişti.

Star yazarı Kekeç Hakan'a soru sorduğunu ve  mahkeme celbiyle karşılaştığını söyledi ve şu ifadeleri kullandı:

Madem beni “yargı” aracılığıyla muhatap alıyor ve sorularımdan kaçıyor... 

Bir kere de Nagehan sorsun: “Cevap ver şebelek. Kamu bankasından ballı devlet kredisi kullanarak hazineyi zarara sokan medya patronu kim? Madem kamu yararını gözeten bir gazetecisin, açıkla... Ama uzatmadan, ama laf kalabalığına getirmeden, ama geçiştirmeden, ama yuvarlamadan...”

Kredi ve şebelek

Söz bana düşmez ama “kredi” meselesinin “kamu” boyutuyla ilgili olduğum için, benim de bir çift söz söylemem gerekiyor. 

Hürriyet’in şebeleği, (yasal statüsünün devam ettiği dönemde) Bank Asya’dan kredi kullanan bir meslektaşımıza sorular soruyor. 

Soru sorma hakkını kendinde görebiliyor 

Muhtemeldir ki, “kamu yararını” gözetiyor... 

Zaten gazeteci kimdir? 

Kamu adına soru soran kişidir. 

Eh, şebelek de soruyor; “Cevap ver Nagehan” diyor, “Ama uzatmadan, ama laf kalabalığına getirmeden, ama geçiştirmeden, ama yuvarlamadan...”

Nagehan da cevap veriyor: “Kredi kullandığım doğrudur ama bunu karşılıksız almadım. Borcumu yasal faiziyle ve zamanında ödüyorum.”

Bankalar tüketiciye niçin kredi verirler? 

Para kazanmak için. 

Mahut banka da, para kazanmak için, bir gazeteci arkadaşımıza kredi kullandırmış. Karşılığını da “fazlasıyla” almış. Yani, para kazanmış. 

Burada şaibeli ve gayrı kanuni bir durum varsa, şebelek bunu ortaya koymalıdır. 

Bir de, para kazanmadan (“zararına”) kredi kullandıran bankalar var. 

Bu bankalardan biri (bir “kamu bankası”dır), bir medya patronuna, “ilk dört yılı ödemesiz, neredeyse sıfır faizli ballı devlet kredisi” verdi. Medya patronu da, devletin “verdiği”paralarla gidip bir devlet kuruluşunu satın aldı. 

Sonra o kuruluşu (ortağı olduğu bankayla birlikte) bir yabancı şirkete satarak, bedavadan yüz milyonlarca doları cebe indirdi. 

Kamu yararı gözeterek meslektaşlarını sigaya çeken şebeleğe o günlerde sormuştum (defaatle sormuştum üstelik): “Niye bu krediyi hiç gündeme getirmiyorsun tosun?”

Ben sordum, cevap alamadım. 

Cevap yerine, iki adet mahkeme celbiyle karşılaştım. 

Köşesi vardı oysa... Yargıyı devreye sokmak gibi dolambaçlı ve sonuç alamayacağı yollara sapması gerekmiyordu. 

Bunu yapmadı. Tabansız olduğu için mahkemeye koştu. 

Madem beni “yargı” aracılığıyla muhatap alıyor ve sorularımdan kaçıyor... 

Bir kere de Nagehan sorsun: “Cevap ver şebelek. Kamu bankasından ballı devlet kredisi kullanarak hazineyi zarara sokan medya patronu kim? Madem kamu yararını gözeten bir gazetecisin, açıkla... Ama uzatmadan, ama laf kalabalığına getirmeden, ama geçiştirmeden, ama yuvarlamadan...”

 

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar