Ahmet Şık cemaate meydan okudu
Ahmet Şık ve Nedim Şener'in cezaevinden çıktığı anlar canlı yayında ekrana yansırken iki gazetecinin açıklamaları da hayli çarpıcıydı.
GAZETECİLER.COM
Günün bomba gelişmesi olan tahliye kararlarından sonra haber kanalları Silivri'ye kamp kurdu. Ahmet Şık ve Nedim Şener'in cezaevinden çıktığı anlar canlı yayında ekrana yansırken iki gazetecinin açıklamaları da hayli çarpıcıydı.
Ahmet Şık, kendi tahliyelerine karşın hala cezaevinde yüze yakın gazeteci ve 600 üniversite öğrencisi olduğunu hatırlattı. KCK kapsamındaki 6 bin tutuklunun durumunun da ifade özgürlüğü çerçevesinde olduğunu vurgulayan Şık mücadeleye devam edeceklerini söyledi. Şık'ın açıklamalarındaki en çarpıcı bölüm ise Gülen Cemaati'ne dönük suçlamalarıydı.
Tutuklanmalarının Cemaat'in yargı ve polis içinde kümeleşmiş bir ekibinin işi olduğunu savunan Şık bu ekibi "çete" olarak tanımladı.
BU KOMPLOYU KURAN CEMAATÇİLER HAPSE GİRECEK
"Eksik kalmış adalet bu ülkeye hukuk ve demokrasi getirmeyecek. Sadece benim davamda 5 tutuklu var. 100 gazeteci hala içerde. İfade özgürlüğü sorunu sadece gazetecilerin sorunu da değil. 600 civarında üniversite öğrencisi var. KCK davasında 600 bin tutuklu var. Bunların hepsi düşünce ve ifade özgürlü kapsamında değerlendirilmesi gereken davalar. Bunun mücadelesine devam edeceğiz. Adalet ne zaman sağlanacak diyeceksiniz? Bu komployu kuran yütüren polisler, savcı ve hakimler bu cezaevine girecek. Burada ben and içiyorum hepinizin önünde. Onlar buraya girdiğinde bu ülkeye adalet gelecek. O cemaat bağlantılı o çete bağlantılı adamlar buraya girecek. Bu işin sorumluları cemaat bağlantılı. Burada bütün cemaatçileri suçlamıyorum. Ama cemaatçi olup da bir çete gibi çalışan emniyet ve yargının bürokratik yapısı içindeki adamlardır bunun asli sorumluları. Ama siyasi sorumlusu ise AKP hükümetidir. Bunlara izin verdiği sessiz kaldığı için. Bunca baskı ve zulümden o iktidarın korktuğu bizim de özlemini duyduğumuz ve mücadelesini sürdürmeye devam edeciğimiz bir hayat çıkacak... Bu da son sözümdür..."
TARAFSIZ BÖLGE'YE TELEFONLA BAĞLANDI
Tahliyeden sonra canlı yayında Ahmet Hakan'ın modere ettiği Tarafsız Bölge'ye telefonla katılan Şık çarpıcı açıklamalarına devam etti.
ASIL SAVAŞ ŞİMDİ BAŞLIYOR
Hala aynı fikrimi koruyorum. Sadece nerede kalmıştık diye soruyorum. Ve kaldığım yerden de devam edeceğim. Eğer bu savaşsa savaş şimdi başlıyor. Herkes ayağını denk alsın. Sahibinin değil, aklının ve vicdanının sesini dinleyen herkese çok teşekkür ediyorum. Bize sahip ve destek çeken arkadaşlarıma ve sosyalist camiaya teşekkür ediyorum. Aleyhimize yazanlar bundan sonra ne yapacağını düşünsün. Ben onları vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum.
ŞU ANKİ ORTAMDA DOĞRU DÜZGÜN GAZETECİLİK YAPILACAK BİR YER GÖRMÜYORUM
Ahmet Hakan: Mesleğe geri dönecek misiniz? Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsun?
Ahmet Şık: Şu anda bu baskı ortamında doğru düzgün gazetecilik yapılacak bir yer görmüyorum. Bağımsızdan yine çalışmalarıma devam edeceğim. Cemaat bağlantılı medyanın o kara çalmalı haberlere karşılık, insanlar dosya okuyarak haber yapmadı. Bu iddianameyi okuyan herkes komplonun bütün şifrelerini okuyabilirdi herkes.
Günün bomba gelişmesi olan tahliye kararlarından sonra haber kanalları Silivri'ye kamp kurdu. Ahmet Şık ve Nedim Şener'in cezaevinden çıktığı anlar canlı yayında ekrana yansırken iki gazetecinin açıklamaları da hayli çarpıcıydı.
Ahmet Şık, kendi tahliyelerine karşın hala cezaevinde yüze yakın gazeteci ve 600 üniversite öğrencisi olduğunu hatırlattı. KCK kapsamındaki 6 bin tutuklunun durumunun da ifade özgürlüğü çerçevesinde olduğunu vurgulayan Şık mücadeleye devam edeceklerini söyledi. Şık'ın açıklamalarındaki en çarpıcı bölüm ise Gülen Cemaati'ne dönük suçlamalarıydı.
Tutuklanmalarının Cemaat'in yargı ve polis içinde kümeleşmiş bir ekibinin işi olduğunu savunan Şık bu ekibi "çete" olarak tanımladı.
BU KOMPLOYU KURAN CEMAATÇİLER HAPSE GİRECEK
"Eksik kalmış adalet bu ülkeye hukuk ve demokrasi getirmeyecek. Sadece benim davamda 5 tutuklu var. 100 gazeteci hala içerde. İfade özgürlüğü sorunu sadece gazetecilerin sorunu da değil. 600 civarında üniversite öğrencisi var. KCK davasında 600 bin tutuklu var. Bunların hepsi düşünce ve ifade özgürlü kapsamında değerlendirilmesi gereken davalar. Bunun mücadelesine devam edeceğiz. Adalet ne zaman sağlanacak diyeceksiniz? Bu komployu kuran yütüren polisler, savcı ve hakimler bu cezaevine girecek. Burada ben and içiyorum hepinizin önünde. Onlar buraya girdiğinde bu ülkeye adalet gelecek. O cemaat bağlantılı o çete bağlantılı adamlar buraya girecek. Bu işin sorumluları cemaat bağlantılı. Burada bütün cemaatçileri suçlamıyorum. Ama cemaatçi olup da bir çete gibi çalışan emniyet ve yargının bürokratik yapısı içindeki adamlardır bunun asli sorumluları. Ama siyasi sorumlusu ise AKP hükümetidir. Bunlara izin verdiği sessiz kaldığı için. Bunca baskı ve zulümden o iktidarın korktuğu bizim de özlemini duyduğumuz ve mücadelesini sürdürmeye devam edeciğimiz bir hayat çıkacak... Bu da son sözümdür..."
TARAFSIZ BÖLGE'YE TELEFONLA BAĞLANDI
Tahliyeden sonra canlı yayında Ahmet Hakan'ın modere ettiği Tarafsız Bölge'ye telefonla katılan Şık çarpıcı açıklamalarına devam etti.
ASIL SAVAŞ ŞİMDİ BAŞLIYOR
Hala aynı fikrimi koruyorum. Sadece nerede kalmıştık diye soruyorum. Ve kaldığım yerden de devam edeceğim. Eğer bu savaşsa savaş şimdi başlıyor. Herkes ayağını denk alsın. Sahibinin değil, aklının ve vicdanının sesini dinleyen herkese çok teşekkür ediyorum. Bize sahip ve destek çeken arkadaşlarıma ve sosyalist camiaya teşekkür ediyorum. Aleyhimize yazanlar bundan sonra ne yapacağını düşünsün. Ben onları vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum.
ŞU ANKİ ORTAMDA DOĞRU DÜZGÜN GAZETECİLİK YAPILACAK BİR YER GÖRMÜYORUM
Ahmet Hakan: Mesleğe geri dönecek misiniz? Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsun?
Ahmet Şık: Şu anda bu baskı ortamında doğru düzgün gazetecilik yapılacak bir yer görmüyorum. Bağımsızdan yine çalışmalarıma devam edeceğim. Cemaat bağlantılı medyanın o kara çalmalı haberlere karşılık, insanlar dosya okuyarak haber yapmadı. Bu iddianameyi okuyan herkes komplonun bütün şifrelerini okuyabilirdi herkes.
