RÖPORTAJ

Ahmet Hakan, Ethem Sancak'a Şems demekten vazgeçti

Ahmet Hakan, Yeni Yüzyıl'dan Esra Elönü'nün sorularını cevapladı. İşte o röportajdan satır araları...

Ahmet Hakan, Ethem Sancak'a Şems demekten vazgeçti
Ethem Sancak'a Şems diye hitap eden Ahmet Hakan, artık Şems demekten vazgeçmiş. Nedenini ise Yeni Yüzyıl'dan Esra Elönü'ye verdiği röportajda açıklıyor.

Ahmet Hakan, Kılıçdaroğlu'na lider değil derken, gerçek lider olarak Recep Tayyip Erdoğan'ı gösteriyor. Aydın Doğan'ın seçim sonrası tavrını da değerlendiren Hakan'ın Elönü'ye verdiği röportajdan çarpıcı açıklamalar şöyle:
 
ARTIK SANCAK'A ŞEMS DEMEYECEĞİM

Önceden mahalle atışmaların daha zevkliydi. Sen imanlı hava sahasına dalıyordun saha sana coşuyordu. Niye bu kadar siyasileştin?

Siyaset bizi rahat bırakmıyor ki... Beş seçim yaşadık birbiri peşi sıra... Yetmedi, her gün başka bir siyasi olay. Yetmedi, her gün ayrı bir demeç... Siyaset hayatın her alanına sirayet etti. Artistler ve türkücüler bile siyasetçi gibi oldu. Siyasetçiler hayatın her alanıyla ilgili sözler söylüyorlar. Bazen dizi eleştirmeni oluyorlar, bazen doktor... Köşe yazarı gibi oldu siyasilerimiz... Onlar bizim işimizi yapar olunca, biz de onların işini yapar olduk.

İskele Sancak'la mı uğraşmak zordu yoksa Ethem Sancak'la mı?

İskele Sancak daha zevkliydi... Açık denizlerde püfür püfür yol alıyorduk ne güzel... Ethem Sancak öyle mi ya? Boğulacak gibi oluyoruz. Hafazanallah!

Ethem Sancak'a Şems derken eşcinsellik imasında mı bulunuyorsun?

Asla! Kata! Hayatta bu tür imalarda bulunmam. Ethem Sancak söz konusu olsa bile bunu yapmam. Mevlana ile Şems arasındaki ilişkinin ne tür bir ilişki olduğunu anlayabilen biriyim. Bu açıdan "Şems" sıfatı, aslında bir iltifattır Ethem Sancak için... Ama Mevleviler çok alınıyorlar. Bu yüzden artık ona öyle demeyeceğim.

HAKİKİ GAZETECİ, ADAM SATAR

Hangi partiye oy verdin?

AK Parti harici bir partinin adını versem, “Sen oy vermedin, o oy vermedi, kim oy verdi o zaman” diye çıkışabilirler. AK Parti desem, “Sen de mi arkadaş sen de mi?” diye ağır bir mahalle baskısı işleyebilir. En iyisi bende kalsın.

Tarafsız olman her kesim için çok cazip, lakin seçim öncesi HDP’nin ekran koruyuculuğunu yapman çok şaşırtıcı, yanılıyor muyum?

Yanılıyorsun ki hem de nasıl! HDP’nin ekran koruyuculuğunu falan yapmadım. Selahattin Demirtaş’la yaptığımız o meşhur programı aç ve izle... Göreceksin ki o programda Demirtaş’a sorulması gereken her türlü soru, hem de en sert biçimde sorulmuştur. Kardeşinin dağda olması durumu dâhil. Ben hiçbir programımda hiçbir partinin koruyuculuğunu yapmam. Sorulması gereken her soruyu sorarım. Bunu efelik olsun diye söylemiyorum. Aksi durumda kendime olan saygımı yitiririm. Sorulması gereken soruyu sormaz ve koruyuculuk yaparsam biterim ben. Başkalarının gözünde değil, kendi gözümde biterim. Ki bir insan için en feci bitiş budur.

Niye bu kadar kolay adam satmaca oynuyorsun? Önce Demirtaş, sonra Kılıçdaroğlu, Bahçeli…

Ben günlük siyaset yazıyorum... Demirtaş mı söz konusu? Çok parlak, çok zekice bir çıkış yapıyorsa övüyorum. Yapamıyorsa eleştiriyorum. Bahçeli için de geçerli bu... Kılıçdaroğlu için de... Buna “adam satma” denebilirse... Evet, satıyorum. Hakiki gazeteciler, adam satanlardır. Daha doğrusu: Hakiki gazeteciler, satmak ya da almak gibi tabirlerle nitelenemeyecek ilişkiler kurarlar siyasetçilerle. Benim siyasetçilerle ilişkim böyle bir ilişkidir. Ben 40 yıl aynı kişiyi öven ya da 40 yıl aynı kişiyi yeren eski tip gazetecilerden değilim... Kimsenin adamı değilim. Kimsenin goygoycusu da değilim. Kimseye verilmiş bir sözüm yok. Kimseyle ahitleşmedim. Dolayısıyla siyasetçilere şöyle seslenmek istiyorum: Sakın bana güvenmeyin, anında satarım.

LİDER TAYYİP ERDOĞAN’DIR

Gerçekten Kılıçdaroğlu’nun bir lider olmadığını bir gecede mi anladın?

Kılıçdaroğlu’nun lider olmadığını daha önce de yazmıştım. Ama diyelim ki yazmadım. “Evet kardeşim, bir gecede anladım” diyebilirim. Çünkü siyaset, her şeyden önce bir netice alma sanatıdır. Eğer Kılıçdaroğlu’nun netice alamadığı bir gece daha ortaya çıkmışsa... Onun lider olamadığını bir gecede anlarsın. Mesele bu kadar basittir yani.

Kılıçdaroğlu lider değilse lider kim? 

Tayyip Erdoğan tabii ki... Liderdir. Tartışmasız... Demokrat mıdır, tahammüllü müdür... Tartışılır. Hem de çok.

Tetikçi misin?

Erbakan Hoca’mız 70’lerin anarşi yıllarında, “Hiç tetik çeken el ile tespih çeken el bir olur mu?” derdi. Ben de aynı cevabı vermekle yetinmek istiyorum.

Aydın Doğan sence pişman mı? Yoksa paçayı mı kurtarmaya çalışıyor?

Bugün bu ülkede böyle bir sorunun soruluyor olabilmesi bile demokrasimiz açısından, hukuk sistemimiz açısından ne kadar kötü durumda olduğumuzun bir göstergesi... Eğer biz bir demokrasi isek neden pişman olsun ki? Eğer biz bir hukuk devleti isek neden paçayı kurtarmaya çalışsın ki? 

Doğan Medyasının terör kampanyası yaptığı iddialarına ne diyorsun?

Gülüyorum. Eskiden Kanal 7 için denirdi böyle şeyler... Eskiden Kanal 7’ye yapılırdı bu türden kampanyalar... Yaftalama ve kampanya yapma alışkanlığı bitmedi, sadece el değiştirdi. Ne kötü değil mi? Ne üzücü! 20 yıldır gazetecilik yapıyorum. Bir gün bunun biteceği günü görmeyeceğim diye üzülüyorum.  

ÇOK OKUNANLAR